Başta Birleşmiş Milletler ve ona bağlı UNESCO, UNISEF, UNITAR gibi gıda, sağlık, kadın gibi uluslararası organizasyonlar, Dünya Sağlık örgütü, Dünya Bankası gibi kurumların merkezleri New York şehrinde bulunmaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü, Uluslararası Af Örgütü ve diğer bazı kuruluşların da merkezi değilse de ana ofislerinden biri Amerika Birleşik Devletlerinde bulunmaktadır. Amerika Birleşik Devletlerinde bulunması sebebi ile çalışma dili İngilizcedir ve çalışma esasları ve teşkilatlanma şekli de Amerika Birleşik Devletleri kültürüne uygun ve onun kurumlarının yönlendirmesiyle oluşmaktadır. Çalışanlarının çoğu da ABD-İngiliz vatandaşı kişilerden oluşmaktadır.
Bu organizasyonlar ABD’de bulununca bu organizasyonlara alt yüklenici olarak projeler yapan kurumlar da oluşmakta ve gelişmektedir. Üzerinden zaman geçtikçe bu alt yükleniciler ABD’de bulunan düşünce kuruluşları ile de sıkı iş birliği halinde çalışmaktadır.
Doksanlı yılların ortalarından sonra bazı çeteleler elektronik ortamlarda tutulmaya başlandıktan sonra oluşturulan veri tabanlarına ülkelerin her birinden veri akışı olmakta ve ülkeler idareleri tarafından tutulmayan bazı çeteleleri bile bu veri tabanı kurumlara kayıt etmektedirler. Bazı veri tabanları (www.gapminder.org gibi) nereden aldığı belli olmayan bilgileri istedikleri formatta yayınlayarak tüm Dünya milletlerine ait bazı bilgileri ülkelerin kişi başı farklı tüketimler olarak, kadın doğurganlığı sayıları olarak, metal-maden-gıda vs tüketimleri-üretimleri olarak yayınlamaktadırlar. Bu veriler sadece dijital ortamın yaygınlaştığı doksanlı yıllardan sonrasına ait değil daha öncesi dönemleri de kapsamaktadır.
Bu veriler gerçek bilgiye mi yoksa modelleme yapılarak elde edilen hesaplanmış verilere mi dayanmaktadır bilemiyoruz. Üniversite sıralamalarından, kişi başı ekonomik gelire, çocuk doğum-ölüm oranlarından evlilik yaşı ortalamasına, okur-yazarlık oranından hastaların tedavi alabilme istatistiklerine kadar pek çok bilgi bu ve benzeri sayfalarda yayınlanmaktadır.
Son zamanlarda islami esaslar ölçü alınarak yapılan “islamilik endeksi”de bu tür sıralama-sınıflandırmalardan bir tanesi oldu. Bir üniversitede doktora yapan iki öğrenci tarafından geliştirilen yöntemle hangi ülke islami kurallara (daha çok ekonomik anlamda fıkıh-kanun) uyuyor diye sıralamalar son 3 yıldır yayınlanmaktadır. İlginç olanı bu sıralamada ilk 40 ülke arasında hiçbir Müslüman ülkenin olmaması. Hatta Müslüman ülkelerin ekseriyeti ilk 100 içerisinde bile değil. İslami olarak haram olan evlilik dışı cinsel ilişki, domuz eti tüketimi, kumar ve içki tüketimi gibi haram olan uygulamalar, zekat, namaz, oruç, örtünme gibi farz ibadetler, yalan söyleme-yalan yere yemin etme, komşuluk hakkı gibi sosyal sorumluluklar dikkate alınmamaktadır. Kadınlara yönelik cinsel taciz, kadınların porno sektöründe çalışma yaygınlığı gibi konular da dikkate alınmamaktadır.
İslamilik endeksini hesap ederken elde ettikleri veriler Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Çalışma Örgütü gibi kurumların ilgili ülkelerden İngilizce dilinde toparlayabildiği bilgiler kullanılmaktadır. Dolayısıyla bu ülkeler verilerini kendi dillerinde değil başka bir dilde girmektedirler. Kendi çalışma konuları ve sosyal önceliklerine göre değil uluslararası kurumların formatında bilgi girmektedir. Girdikleri bilginin ne amaçla kullanılacağı konusunda bir bilgileri yoktur. En önemlisi de kendileri tarafından düzenlenmiş ve kontrol edilen sistemlere değil başkaları tarafından kurgulanmış ve kontrol edilen sistemlere bilgi girmektedirler.
Bu verilerin toplanma ve işleme yöntemleri Üniversite sıralamasında da, GSMH hesabında da, okur-yazarlık oranlarının hesaplanmasında da, tüketim davranışlarının hesaplanmasında da benzerdir.
Bu istatistiklerde bazı tutarsızlıklar da bulunmaktadır. Mesela kadına yönelik cinsel taciz ve intihar oranının çok yüksek olduğu İskandinav ülkeleri mutluluk endeksinde üst sıralarda yer bulmaktadır.
Bu veriler elbette politika yapanlar ve küresel anlamda ticaret yapanlar açısından önemli göstergelerdir. Bazen mevcut verilere dayanarak politikalar hazırlanmakta bazen de geliştirilen politikaları etkin kılmak ve imal edilen-pazarlanan ürünleri daha geniş kitlelere ulaştırmak adına destekleyici unsurlar olarak da hazırlanıp piyasaya sürülebilmektedir. Bu verilere sahip olan kurumlar istedikleri zaman istedikleri şekilde kitlelerle paylaşabilmektedirler. Bu yayınların manuplatif ve elinde bulunduranlar için birer terbiye aracı olduğunu unutmamak gerekir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.