Edebiyat, yaptığı çağrışım bakımından oldukça geniş bir mecraya seslenir. Hatta sınırları keskin çizgilerle belirlenemeyecek kadar uçsuz bucaksız mümbit bir alanın adıdır edebiyat. Öyle bir tahakküm altındadır ki bu alan, serbestlik hırkası omzunda sanıldığı anlarda bir bakmışsınız karşınıza aforizmalarla çevrili bir dar alan çıkmış.
Edebiyatçı bütün alanları zorlayandır. Sınır çizgilerini ortadan kaldırdıkça, edebiyatçı kimliği hem üzerine daha net oturur hem de gel git yapan çağrışımlarla kendisine tahayyül sınırlarını ortadan kaldıran bir alan açar.
Sadece yazar, sadece şair ya da sadece eleştirmen de olabilir edebiyatla iştigal eden kişi. Her alanda kalem oynatmak gibi ne bir lüks ne de bir zorunluluk var. Kimse çıkıp da sadece şiir yazıyor diyerek birine eleştiri götürme hakkına sahip değildir. Bu türden başlayan bir eleştiri beraberinde modern dünyanın keşmekeşini de getirir.
Bunun yanında şair, yazar, eleştirmen kimliğiyle ürünler veren kişiler; işlerini hakkıyla yaptıkları müddetçe övgüyü hak eden kalem erbapları arasında sayılabilir.
Devamı için: http://www.dunyabizim.com/kitap/25281/hayriye-unal-edebiyat-hurafelerini-yazdi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.