Bilindiği gibi Kırlangıç, Mesnevi’yi nesir olarak da çevirmişti. Böylece şairimiz hem nesir hem nazım olarak Mesnevi çevirmeni olarak kayıtlara geçmiştir. Kâmil Yeşil yazdı.
Türk edebiyatında Anadolu sahasında Mesnevî’nin ilk Türkçe mütercimi Gülşehrî’dir. XV. yüzyılda Dede Ömer Rûşenî de Mesnevi’nin ilk on sekiz beytini nazmen tercüme eder.
Mesnevî’nin ilk tam Türkçe manzum tercümesi ise Süleyman Nahîfî tarafından yapılmıştır.
Bundan başka Mehmed Şakir, Feyzullah Sacit Ülkü, M. Faruk Gürtunca, İbrahim Hakkı Konyalı, Abdullah Öztemiz Hacıtahiroğlu’nun manzum tercümeleri bilinmektedir. Hasan Âli Yücel’in Mesnevî’yi manzum olarak tercümeye başladığı, ancak tamamlayamadığı kaydedilmektedir. (Bkz. TDV İslam Ansiklopedisi)
Türk edebiyatında Mesnevi üzerine yapılan alan araştırmalarına ve şerhlere baktığımızda bu konuda devasa bir külliyatla karşılaşıyoruz. Çünkü Mesnevi, Şifa-ı Şerif ve Mevlid-i Şerif'ten sonra kültürümüzü belirleyen en önemli eserdir. Bir ermişin kaleminden çıktığı için ona Mesnevi-i Şerif denmiştir. Ömer Seyfettin’in Diyet’inde akşam namazından yatsıya kadar Mesnevi-i Şerif okunur. Vaazlar Mesnevi esas alınarak yapılmıştır uzun yıllar.
Devamı: http://www.dunyabizim.com/kitap/26992/mesnevi-ve-yeniden-manzum-cevirisi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.