Hicret Toprak: Kadını sorun olarak ele almak modern bir durum

7 Mart Salı akşamı yapılan "Hayatın Merkezinde Kadın" programını Dilara Coşkun yönetti. 

İlk konuşmayı yapan KAGEM Müdürü Hicret Toprak, Yazarlar Birliğinde konuşmacı olarak ilk bulunuşu olduğunu dile getirdi. 8 Mart haftası yapılan programlara (Köklerini bizim medeniyetimizden almayan ve bizi anlatmayan bir şey olduğu için) uzak dursa da, kadın konusunu kendi değer dünyamız açısından ele almamıza yarayacağı için konuşmayı kabul ettiğini ifade etti. 

Hicret Toprak, "Peki, hangi kadını konuşacağız? Elbette Müslüman kadını konuşacağız. Türkiye’de gerçekliğinde yaşayan, evde ya da iş hayatında çalışan ve üreten kadından bahsedeceğiz. Kadını sorun olarak ele almak da modern bir durum. Kadın sorunlar üzerinden ele alınan bir özne bugün. Biz bunun dışında kadını her hali ile konuşmayı başarmalıyız.Hepimiz önce insanız, sonra kadın ve erkeğiz. Müslüman kadının modern dünyada yaşadığı sorunlar, bizleri öncelikle ilgilendirse de erkekleri de ilgilendiriyor. Bugün kadın ve erkeğin bunun üzerine düşünmesi gerekiyor." dedi.

Kadının geleneksel rolleri dönüşmüş durumda.

"Kadının toplumdan beklentileri ve toplumun kadından beklentileri değişiyor." diyen Toprak, "Hem ev içindeki konumu geleneksel olarak sürsün hem de geleneği biraz daha zorlayarak çok iyi okusun, İslami bir çalışma ortamı olsun, topluma değer katsın vb. olarak kadından beklentiler fazlalaştırdığımız ortadadır." dedi. 

Saplantılı bir şekilde kadını yarış atı misali her yere koşturmakta olduğumuzu ifade eden Toprak kadının geleneksel rolleri ile yeni rolleri arasındaki dengeyi şaşırdığımızı ifade etti. 

Değişen topluma ilişkin her dönemde "ahir zaman" ifadesinin kullanılmış olduğunu ifade eden Toprak, bu değişimin sadece kadın için söz konusu olmadığını ve erkek ve kadın için değişimi kendi değerlerimize nasıl uygun hale getireceğimizin önemli olduğunu ifade etti ve ekledi: "Kadınla ilgili her sorun için toplumun her kademesi için toplum içindeki rolleri tahkim edecek politikalar geliştirmek gerekiyor."

Son yıllarda kadın ve aile ile ilgili konularda feminist söylemin azalmasını ve esnek çalışma saatleri ile ilgili kaydedilen gelişmeleri olumlu bulduğunu ifade eden Toprak, on yıllardır yabancı ülkelerde çocuklu kadınlar için uygulanan esnek çalışma saatlerinin kadının ev içindeki konumu için çok önemli katkı olduğunu ifade etti ve kadının aile içinde ve toplum içinde alacağı rollere ilişkin politikaların geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekti.  

Şule Kala: Kadın ve erkek bir elmanın iki yarısıdır, bunu es geçersek elmanın içine kurt düşmüş demektir. 

TRT Diyanet Eksen İnsan program sorumlusu Şule Kala yaptığı konuşmada Musa Carullah'ın Hatun kitabını merkeze alarak değerlendirmelerde bulundu. Kitabın başında eşine yaptığı ithafı okuyan Kala, karşılıklı olarak gösterilen değerin bir sonucu olan bu ifadelerin bir müslüman erkeğin bir müslüman kadına söyleyebileceği en güzel şeylerden birisi olduğunu düşündüğünü ifade etti: 

"Kur’an-ı Kerimin aile nizamını özetlemek için bütün İslam hatunlarına saygılarımı ifade etmek için kaleme aldığım 30 sene bütün zahmetlerime ve meşakkatlerime büyük bir şefkatle ve merhametle katlanan değerli ailemi ve çocuklarımı saadet içinde terbiye eden, sözüyle yüzüyle ve özüyle her zaman kalbimi şad eden, her hali ile mutedil, sen iffetli ve fikama Esma hanımefendiye takdim ediyorum. Ömürlük kusurlarımı affetmek yolunda kabul et. Ömrümüzün son yıllarında bütün kızlarımı oğullarımı hürmetli merhametli analarını sürgün ve zindanların şiddetli azapları içerinde bıraktım. Benim bir günahım yoktu kaderin bir cilvesi oldu. Affetmezsen hakkın var, ama müsaade et mübarek ayaklarını günahkâr yüzümle öpeyim."

Carullah'ın "Hatunlara hürmet Kur’an-ı Kerim’den aldığım etki ile bende meleke haline gelmiş ahlaki bir davranıştır. Hatun hem anam hem büyük anamdır. Benim hemşirem anamın babamın hemşiresidir. Hayatımın refikası çocuklarımın validesi hanımefendimdir. Nihayet hatun benim kızım kerimemdir. Yani hem dinlerin emri hem tabiatın hükmü hem de içtimai nizamın hükmü gereği hatuna hürmet benim en büyük vazifemdir. " ifadelerini de aktaran Kala, söylemlerini feminist bir söylem için yapmadığını ifade etti ve ekledi: 

“Kadını hep sorun üzerinden konuşmak büyük bir problemdir. Neşet Ertaş “Kadınlar insandır, biz insanoğluyuz” demişti; hakikaten anne yoksa insanlık yoktur. Hem kadınların kadınlara yüklediği anlam hem de erkeklerin bize yüklediği anlamı iyi tahlil etmek gerekir.” "

Kala, kadın ve erkeğin bir elmanın iki yarısı olduğunu ifade eden Kala, "Bunu es geçersek elmanın içine kurt düşmüş olur" dedi. 

Hülya Koç: Merkezde olmayalım, çemberde olalım çapta olalım, omuz omuza olalım, önde olmayalım, geride kalmayalım

Emekli Ankara İl Baş Vaizi Hülya Koç ise yaptığı konuşmada Kur'an-ı Kerim'de isimleri geçen kadınları merkeze alarak kadınların hayattaki öneminde dair konuştu. Hz. Peygamberimizin Cennet kadınlarının en faziletlileri olarak söylediği Hz. Hatice, Hz. Fatıma, Hz. Meryem, Hz. Asiye'yi anlattı. 

Kadının merkezde olması üzerine görüşlerini ifade eden Koç, "Merkezde olmayalım, çemberde olalım çapta olalım, omuz omuza olalım, önde olmayalım, geride kalmayalım" dedi. 

"Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dost ve yardımcılarıdır." ayeti kerimesini şiar edinerek her alanda böyle gyaşayarak mutlu olabileceğimizi ifade eden Koç, Allah'ın erkek kadın edemen insanı en güzel surette yaratmasını da anlattı. 

Hicret Toprak: Oryantalist söylemden kurtulmalıyız

TYB Genel Başkanı Musa Kazım Arıcan'ın kültürel olarak mı kadına bakış açımızda sorun olduğu sorusu üzerine oryantlist söylemin bütün dinlerin yaşanış biçimi itibari ile kadınları mağdur ettiği söylemini tekrar ettiğimizi ve hep savunmacı durumda kaldığımızı ifade eden Hicret Toprak bu bakış açısından kurtularak kendimizi konuşmamız gerektiğine dikkat çekti. 

...