• İstanbul 23 °C
  • Ankara 28 °C

Hüsamettin Arslan için eksik bir Fatiha

Hüsamettin Arslan için eksik bir Fatiha

Hüsamettin Arslan 1987’de Kitap Dergisi’nde yayımlanan bir yazısında “Ebediyete intikal eden düşünür için okunacak Fatiha” der ve şöyle devam eder “Onun düşünceleri üzerine yazılmış aklı başında bir eleştiridir.” Farkındayım, bu metin onun kastettiği manada dört başı mamur bir Fatiha olmadı. O, yıllarca üzerinde çalıştığı iktidar ve bilgi kavramlarını bizatihi hayatında yaşamıştı, kimseye dayanmadan, hiçbir erk ve yapının payandası olmadan, yerleşik entelektüel tekellerin ezberlerini bozmayı başardı.

Merhum Hüsamettin Arslan’ın yazma serüveni 1980’lerin sonlarına rastlar. Akademik hayatının başlangıç yıllarından itibaren dönemin önemli dergilerinde-ki metinlerinde Türkiye’deki düşünce sorunları, epistemolojik bunalım ve bilgi sosyolojisiyle ilgili yerleşik kanaatlere karşı çıktığı hemen fark edilir. İlginçtir; o yıllarda dönemin acil siyasi sorunları üzerine neredeyse hiç yazmadığı görülür.

İlk ve temel kitabının meseleleriyle alakalı metinleri 1987’den itibaren çeşitli dergilerde yayımlanır. Yazdıklarının anlamlandırılması açısından ka-pağında bir Kazimir Malevich tablosunun yer aldığı Epistemik Cemaat kitabının 2007’deki ikinci baskısına yazdığı “entelektüel itiraf” niteliğindeki, önsözün özel bir değerinin olduğu muhakkak belirtilmeli. Zira çekiçleyişiyle tipik bir Hüsamettin Arslan önsözü olarak anılmayı fazlasıyla hak eden bu metninde o, bir yandan kendisine çalışma alanı olarak seçtiği bilgi sosyolojisinin Türk akademik çevrelerince hiç bilinmeyişini ortaya koyar, öte taraftan temel entelektüel duruşunu sahiplendiği kitabın daha gelişkin adının ne olması gerektiğini de izah eder. Haliyle kitabın adı meselesinin bu önsözde tam üç defa gündeme gelmesi sebepsiz değildir. Merak edenler için söyleyelim: Hüsamettin Arslan “epistemik” kavramını fazla Anglosakson bulduğu için “Şimdi yazsaydım metnimin adını Yorum Cemaatleri koyardım” der. Entelektüel statükoyla mücadele eden Arslan’ın yazamadığı ve tercüme edemediği kitaplar bir yana adı en çok bilinen kitabı belki de onun en çok ihmal edilen eseridir. Herhalde Türkiye’deki entelektüel alanın pozitivist bilim ideoloji-since kurulduğunun en önemli göstergesi bu kitabın baskı sayısının azlığı olsa gerek. Ayrıca yaratıcı yanlış okumalara konu olmayışını da zikretmeden geçemeyiz.

Devamı: http://m.star.com.tr/acik-gorus/husamettin-arslan-icin-eksik-bir-fatiha-haber-1294541/

Bu haber toplam 754 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim