• İstanbul 20 °C
  • Ankara 19 °C

Hüseyin Akın: Harflerin cümlesi kardeştir

Hüseyin Akın: Harflerin cümlesi kardeştir
Mustafa Ruhi Şirin ismi sizde ne çağrıştırır bilemem, ama bendeki karşılığı üç güzel kelimenin kardeşliğidir:

“Mustafa”, “Ruhî” ve “Şirin”. Lise yıllarımdan beri aşinayım bu isme. İlk önce radyo sayesinde tanıştım Mustafa Ruhi Şirin ismiyle. TRT radyosunda çocuk programlarında aklımdan hiç çıkmayan bir isim oldu. Sonra TRT televizyonu, ardından çocuk kitapları ve çocuk edebiyatına dair yazdıkları derken bir daha da peşini bırakmadım şairimizin. Üç kelime ancak bu kadar kendi aralarında anlaşıp kaynaşarak senkronize olabilirdi. Çocuk, çocukluk ve çocuk edebiyatına ömrünü vakfetmiş bir isim Mustafa ağabey. Elimde onun 3. baskısı geçen sene yapılan çocuklar için yazdığı “Harflerin Kardeşliği” şiir kitabı var. Bayram boyu yanımdan ayırmadım “Harflerin Kardeşliği”ni. Harfler ve kelimeler de insanlık gibi bir nüfusa sahiptir. İnsanlar nasıl soylara soplara, renklere ayrılmışsa harfler ve kelimeler de kendi aralarında benzer bir çeşitliliği yansıtırlar. Bunun en iyi ayırdına varan tabii ki çocuklardır. Onlar gözlerini yumduklarında harfleri gökkuşağı gibi rengarenk görürler. Harfler bir organizma gibidir; yürür, konuşur ve birlikte hareket ederler. Kelimeler harflerin el ele tutuşması gibidir. Cümle dediğimiz şeyi de toplumun katmanları saysak yeridir. İşte “Harflerin Kardeşliği”:

“Aynı anneden/Doğmuş gibi/ Kardeş midir harfler?”, “Hiçbirini ayırmadan/Çağrılınca/Koşarlar mı/ Sözcüklere”, “Harfler nasıl söyler/ İnsanlara/ Kardeşliği? /Çiçekler gibi mi?”

Hiç unutmuyorum, ilkokul 1. sınıfta fasulye taneleriyle yazı yazdırırdı öğretmenimiz. Oradan da defterimize geçerdik. Ben yaparken doğru yapardım, fasulyeleri N harfi mimarisine uygun bir şekilde dizerdim, fakat yazarken bir türlü başaramaz ve ters N şeklinde yazardım. Öğretmenim çocuk ruhunu çok iyi bilen bir kadındı. N harfini deftere yazamadığımı görünce benden “N” harfini defterine çiz o zaman” derdi. “Çiz” deyince birden her şey kolaylaşıverirdi dünyamda. Bir çırpıda N harfini doğru olarak çizerdim. Çünkü çocuk muhayyilesinin harfleri birer figür ve organizma gibi gördüğünden habersiz değildi öğretmenimiz. Aynı şey yaz tatillerinde mahalle camisinde Elif Cüzü okurken de karşıma çıkmıştı. Elif değnek gibi, “Be” tekne gibi, “Te” ona benzer, “Cim” eğri büğrü , “Ha” ona benzer, “Fe” kuzu başlı, “Gaf” koyun başlı, “Kef” kalem kaşlı, “Lam” orak gibi, “Mim” çomak gibi, “Nun” çanak gibi… Bu tarz öğretimle önce gözümüzün önüne bir resim çiziliyordu, sonra o resmi konuşturmaya çalışıyorduk.

Bu haber toplam 374 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim