Hüseyin Akın: Sosyal medya muamelat bahsinin neresinde?

Dünya düne göre bugün daha hızlı dönüyor. Bu dönüşe uyarlı bir zaman geliştirme ihtiyacımız var. Özellikle din anlatıcılarının bu hususa daha çok riayet etmeleri gerekiyor. Günlük hayatımızın önemli bir kısmı internet üzerinde geçmektedir. İnternet dünyası reel dünyanın yerini almak üzere. Sadece iletişim ve enformasyon değil, aynı zamanda alışverişten eğitim-öğretime, birçok mesele internet ortamı üzerinden halledilir hale gelmiştir.

Dinin asrın idraki ile anlam bulduğunu dikkate aldığımızda gelişen ve değişen durumların yeniden dini bir perspektiften geçirilmesi şarttır.

En yaygın sosyal medya ortamı olan Twitter ve Facebook insanları cemaat ve kolektif ruh denilen maşeri şuurdan uzaklaştırmak üzere tesis edilmiştir. Bireyin bilinçaltı ile baş başa kaldığı ortamlardır bu ortamlar. Kişi konuştuğunu kendi kontrol mekanizmasından azade bir şekilde muhatap almaktadır. Var olanın içinde yokluğu yok olanın içinde ise varlığı kendi muhayyilesine uyarlamış biçimde yaşayarak mutluluk aramakta.

Gıyapta konuşmaktadır; fakat bu yaptığı eylem alışıldık gıybet formundan yalıtılarak yeniden formatlanmaktadır. Bilinçli bir fiili rüyaya yükleyerek sorumluluğu üzerinden savuşturma kurnazlığıdır bu.

İnternet ortamları insana ait inanç ilkelerini olabildiğince esnetmiş, emir ve yasakları oyunlaştırılmıştır. Kişi yaptığı eylemlerin sonuçlarına sahip çıkmayacak derecede kendisinde değildir artık.

Bir tweet atıp sevmediğiniz bir insanı rencide edebilir ve arkasından akşamın farzına durmakta hiç bir beis görmezsiniz. Yolda sizden selamı esirgeyen kişilerin, Twitter ya da Facebook ortamlarında çevrimiçi oldukları halde size “merhaba” dememeleri canınızı hiç sıkmaz.

Reel ortamda haremlik-selamlık hassasiyeti sanal ortamda baş başa sözel halvet olsa da içinizden bir ses herkes “öyle yapıyor, devam et” diye fısıldayarak sizi iki ayrı insana dönüştürür.

Devamı: http://www.milligazete.com.tr/makale/1222298/huseyin-akin/sosyal-medya-muamelat-bahsinin-neresinde