Benim için uzak sözcüğünün görünür mesafelerle hiçbir ilgisi yok.
Uzak tantanalı olandır, ilgisiz olandır, mizacıma uymayandır.
Kitaba fısıltı tonunda yaklaşmayı severim.
Fikre, düşünceye ve duyarlığa doğru ağır ve de ritmik yürümekten yanayım.
Kitabın tek bir şeyle ilgisi vardır: Okumak!
Satın almak, pazarlık yapmak, tezgâha sunmak, reklâma tabi tutmak, yazarları tokuşturmak gibi daha bir sürü şeyden anlamam.
Bir kalabalık kitaba dairse kendini belli etmelidir.
Toplumun aktif okur yazarlık oranında hiç olmazsa ufak tefek kıpırdamalar olması gerekir.
Okur olarak kitap senede bir iki kez market mantığıyla tüketilen bir şey olmamalı.
Tüketim unsuruna dönüşüp nesneleştiğinde ondan nasıl bir hayır bekleyebiliriz ki?
Rafları süslemenin, masaları kaplamanın, çantaları işgal etmenin dışında.
Kitap okumak kadar almanın da usullerini gerçek okuyucular gayet iyi bilirler.
Öncelikle bir fikir ve düşünce üzere kitabın izini sürmek gerek.
Bir yazar üzere kitabın izini sürenlere diyeceğimiz yok.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.