Hüseyin Öztürk: Görülen lüzum üzerine idam

Hüseyin Öztürk: Görülen lüzum üzerine idam
Merhum Başbakan Adnan Menderes’in rahmete gidişinin üzerinden 58 yıl geçti. 58 yıldır rahmetle anılmakta. Ruhu için El-Fatiha.

Ya ona zulmedenlerin nasıl anıldıklarına dair bir şey söylemeye gerek var mı? Rabbim onların da niyetlerinin-kararlarının karşılığını tam versin.

Zalimin zalimliğini anlatmak, hatırlatmak, bugüne ve yarına aktarmak, mazlumlara hizmet olur ve vefanın bir gereğidir.

Yer kürenin neresinde olursa olsun, zalimlerin ortak özellikleri, “Tanrı” edindikleri nefislerine gölge düşürmemeleridir.

Yandıkları yerde sönsünler. Rabbim şerlerinden sadece ülkemizi ve milletimizi değil, tabiattaki bitkilerle, hayvanlarla birlikte bütün insanlığı korusun, kollasın.

17 Eylül 1961 günü bu topraklarda Müslüman bir Başbakan ve arkadaşları idam edildi. Milletimizin gönlünde ve dilinde her birisi şehit hükmündedir.

Hak katındaki hallerini bilemeyiz ama Cenab-ı Hak nezdinde Müslüman halkımızın şehadetinin bir yeri olacağı aşikârdır. Geçelim.

……………….

Rahmetli Menderes ve arkadaşları hakkında yazılması, konuşulması, belgeseli çekilmesi gereken öyle çok mevzular var ki, unutulmamalı ve sürekli canlı tutulmalıdır.

Bu vesileyle “Dündar Taşer’in Büyük Türkiye’si” kitabından ilginç bir hatıratı paylaşarak, biz de tarihe not düşelim.

………………….

“1960 hareketinde biz, on yıldan beri propagandası yapılan anayasa değişikliğiyle bir şeyler yapılacağını, bir ilerici hamleye vücut vereceğimizi sanıyorduk.

İtiraf edeyim ki, ben de bu düşüncede idim. Herhalde iyi bir anayasa yapılırsa, ileri memleketlerin seviyesine gidilebilecek bir yola gireriz sanıyordum.

Çünkü bizim aydınlarımızın genel kanaati budur. Bir ileri anayasaya sahip olursak, büyük devletlerin seviyesine geliriz zannı, hâlâ aydınlarımızın çoğunun düşüncesidir. Bu garip oyuncakla oynayıp duruyoruz.

Bunun içindir ki, 1960 hareketinin ertesi günü İstanbul’dan bir profesörler heyetini davet ettik. Onları hürmetle ve ayakta karşıladık.

Gelir gelmez, ‘AÇ’ olduklarını söylediler. Biz de açtık, ama yemeği düşünmemiştik. Hemen yemek getirttik. O sırada Cemal Paşa; ‘Ben de açım çocuklar’ dedi ve onların en büyüğünün önünden artan yemeği yedi.

Türkiye’de pek çok şey değişmişti ama değişmeyen böyle şeyler vardı”. (Meselenin özü şu satırlarda)

Devamı: https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/huseyin-ozturk/gorulen-luzum-uzerine-idam-29774.html

Bu haber toplam 262 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim