• İstanbul 14 °C
  • Ankara 17 °C

Hüseyin Yağmur: Erzurum Kongresi’nde Aslında Neler Oldu?

Hüseyin Yağmur: Erzurum Kongresi’nde Aslında Neler Oldu?
Hasbelkader zaman zaman söylüyorum. “Bizler bilmesi gerekenleri değil de öğretilenleri hatta ezberletilenleri bilen bir milletiz.”
Bir çok tarihi olay zamanında kurucu rejimin teorisyenleri tarafından nasıl kurgulandıysa ders kitaplarına öylece girdi. Bize de öylece öğretildi ve ezberletildi.
 
Bu ezberler bugünlerde resmi tarih kültürünün ritüelleri olarak hayatımıza yansıyor. Erzurum Kongresi'nde yaşananlar da bunlardan biri. Bugünlerde Erzurum Kongresi'nin 100. yılı kutlanıyor. Bu münasebetle meclis başkanı Mustafa Şentop da Erzurum'a giderek popüler kültürün bu ritüellerine iştirak etti.
 
Şunu  bir kez daha ifade edelim ki Erzurum günlerinin gerçek kahramanları başka kişilerdir. Bunlar başta Kazım Karabekir Paşa, Rüştü Paşa, Gümüşhane Mebusu Zeki  Kadirbeyoğlu, Erzurum Mebusu Süleyman Güneri gibi isimleri bilinen ya da bilinmeyen kahramanlardır. Mesela tarihi Erzurum Kongresi kararlarını kimin kaleme aldığı bilinmez bile… Bu tür konular resmi tarih teorisyenleri tarafından ustalıkla geçiştirilir.
 
Sonradan bir tertiple idam edilen Rüştü Paşa'nın o gün gösterdiği kahramanlığa Gümüşhane Mebusu  Kadirbeyoğlu  Zeki Bey'in Hâtıralarından bakalım:
 
(….) Kongre üyeleriyle ben Kazım Karabekir Paşa'nın yanında otururken Rüşdü Bey içeri girdi. Resmi bir selam ile: " -Beni istemişsiniz Paşam, emiriniz?" dedi.
 
Karabekir Paşa   "-İstanbul iki gün zarfında vilâyete muhtelif şifreli telgrafla burada kongre namı ile biriken bir şerzime-i kalîlenin  toplandıklarını haber almış.Vilayete gelen müteakib telgraflar üzerine jandarma ve polis kuvvetleri kafi değilmiş. Halkın galeyanından korktuklarından lazım gelen tertibatı almak için iki tabur askere lüzum varmış. Şimdi bu kuvveti veriniz de, lüzumlu gördükleri tertibatı alsınlar" dedi.
 
Rüşdü Bey'in rengi bembeyaz oldu. Hemen ileri doğru bir adım atarak, sağ elini şiddetle sol omuzuna götürüp apoleti kopararak sol eli ile sağ omuzundaki apoleti koparıp yere fırlattı.
 
"-Paşam! Paşam! Emriniz beni bunlarla size bağlayan apoletlere geçer. Ben, aslen Erzurumluyum. Murahhaslar bizim namusumuz ve canımızdır. Tek bir Erzurumlu kalıncaya kadar hiçbir ferd onlara el süremez." Dedi.
 
Karabekir önümdeki masayı yana devirerek ilerledi, Rüşdü Bey'i kucaklayıp alnından öperek: "-Rüşdü! Seni böyle görmek isterim ve ümid ettiğim gibi gördüm"
 
Karabekir Paşa  Jandarma zabitine hitab ederek: "-Git, gördüğün manzarayı vali vekiline söyle ve bu dakikadan itibaren kongre bilakaydu şart bizim emrimizdedir. Onların vereceği emirlere dikkat ediniz. İtaat ediniz, Bu emir benim değil milletindir... dersin dedi..
 
İşte bu anda, bu dakikada milli harekât, milli vahdet bütün kuvvet ve kudreti ile başlamıştı. Karabekir, Rüşdü Bey'in apoletlerini elleri ile takarak:  "-Rüşdü Bey, doğru vilayete git, vekili gör, mevki ve rütbesi her ne olursa olsun murahhaslara yapılacak en ufak bir hareket idam ile cezalanır. Zaten ertesi gün kongre açılacaktır. Kongreden başka merci yoktur. Memurine ona göre emir verilsin. (Kadirbeyoğlu,2007:58-59)
Bu haber toplam 363 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim