Afrin operasyonu, Fırat Kalkanı ile beraber, sonra Türkiye’nin en ciddi jeopolitikhamlesidir. Bölge haritalarının yeniden çizildiği, yeni emperyal düzen hayallerinin havada uçuştuğu, bugüne kadar müttefik görünenlerin Türkiye’yi küçültmehazırlıkları yaptığı bir dönemde, ülkemizin bütün bu haritalara müdahalesi, bölgesel dinamikleri harekete geçirmesi, artık bu ülkenin güvenliğinin sadece kendisi tarafından sağlanacağının ilan edilmesi, “ittifak halkalarına” inancın sıfırlandığının tescilidir.
Eğer Suriye’nin, Irak’ın haritası küçültülecekse, Türkiye’nin haritası da küçültülecektir. Artık bu niyet netleşmiştir. Eğer bölgemizde bir ülke daha bölünürse Türkiye de bölünecektir, planlanan budur ve bu kesindir. Ülkemizin bütün güneysınırlarını çevreleyen, kuşatan irade, ülkemizi terörle istikrarsızlaştırıp müdahaleye açık hale getirmeye çalışan irade ve İttifak’a Fırat Kalkanı ila müdahale edilmiştir.
Asıl kıyamet Fırat’ın Doğu’sunda kopacak
Afrin operasyonuyla bu müdahale devam etmektedir. Münbiç operasyonuyla kuşatma haritasının Batı kanadı, Akdeniz kapısı tamamen kapatılacaktır. Ama asıl kıyamet Fırat’ın doğusunda, İran sınırına kadar olan bölgede kopacaktır. Dört ülkeyi birden vuracak bu proje için Batılı ittifak ısrar edecek, bölgesel direnç olağanüstü bir öfke gösterecektir. Bu anlamda PKK/PYD ya da DEAŞ, tamamen Batılı istilanın, ABD-İsrail harita çalışmasının ileri uçlarıdır, tetikçileridir ve birer dış tehdittir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.