Küresel iddialarını, ahlaki zeminini kaybeden ABD, çılgınlıklara girişebilir. Sadece bizim coğrafya değil, Doğu Avrupa’dan Balkanlar’a, Asya-Pasifik bölgesine kadar bütün fay hatları hareketlenebilir, çatışma alanlarına dönüşebilir. Bugün Suriye ile uğraşan dünya, çok yakında birden fazla ülkede “savaş hali” ile yüzleşebilir. Daha da ötesi, bu sefer savaş “merkez ülkeler”in güç mücadelesinin kurbanı olan ülkelerde değil, doğrudan merkez ülkeler arasında patlayabilir.
Bir füze yanlışlıkla ateşlenir, iki savaş gemisi çarpışabilir
Güney Çin Denizi’nde birbirine beş metre kadar aklaşan ABD ve Çin savaş gemilerinin durumu, bilmiyorum, dünyaya bir şey anlatmaya yetiyor mu? Baltıklar’da İngiliz-Rus savaş uçaklarının birbirini taciz edip durması bir şey anlatıyor mu? Yarın Baltık Denizi’nde Rus-İngiliz savaş gemileri birbirine dokunabilir. Doğu Akdeniz’de birbirine çarpabilir.
Ya da bütün bu bölgelerde bir füze yanlışlıkla ateşlenebilir, bir savaş uçağı “kazası” ortaya çıkabilir. Veya Batı başkentlerinden birinde birçok ülkeyi harekete geçirecek devasa bir “terör saldırısı” yaşanabilir. Ardından bütün dünya alarma geçebilir.
Çok büyük bir fırtına bu: Masalar dağıldı..
Çok büyük bir fırtına yaklaşıyor ve bu fırtınayı tersine çevirecek, ticaret savaşları ile birbirini yoklayan güçleri sakinleştirebilecek hiçbir uluslararası mekanizma kalmadı. Ulus üstü bütün yapılar dağıtıldı ya da etkisizleştirildi. Uluslararası sözleşmelerin büyük çoğunluğu askıya alındı.
Artık devletler tek başına ve küresel ölçekte diyalog, uzlaşma zeminine dair ne varsa devreden çıkarıldı, masalar dağıldı. Böyle olunca da, her devlet, kendi iddiaları ekseninde harekete geçti. Hem güç zehirlenmesi hem de o devletlerin derinden hissettiği güvensizlik öne çıktı. İşte bu iki durum birleşince tehlike dünyanın tamamını etkisi altına almaya başladı.
Savaş sırasında bile söylenmez: Bir imparatorluğun çöküşü bu..
Özellikle Trump’ın ABD’nin başına geçmesinden sonra, ülkeler arasında kullanılan siyasi dil o kadar sertleşti ki, bu ifade biçimleri savaş sırasında bile söylenmez. Her ne kadar Trump’ın ”dengesizliği” dense de aslında bu, ABD’nin kendini yeniden tanımlama biçimidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.