Cinayet emrini veren belli, bu talimatla cinayeti işleyenler belli, cinayetin ne amaçla yapıldığı belli, cinayet üzerinden Türkiye’ye verilen mesajlar belli, cinayetle ilgili kanıtlar belli ama bütün bunlardan sonraya koca bir sessizlikten başka bir şey kalmadı.
“En kirli dosyayı kapatma”: Yargılama değil örtbas bu..
S. Arabistan, Kaşıkçı cinayetinden sorumlu 11 kişiyi yargılıyormuş, beş tanesi hakkında idam istenmiş! Bu bir yargılama değil, örtbas etme, delilleri yok etme, meselenin içinde olanları susturma yargılamasıdır!
Yargılama yapmadan da bu kişileri yok edip, olayı kapatabilirlerdi. Normalde yöntemleri buydu. Ama Kaşıkçı cinayetindeki rezilce taktiklerden sonra bu işi böyle çözmeleri kendilerine yeni yeni dosyalar açacaktı. Masum bir yoldan en kirli dosyayı kapatmayı tercih ettiler.
Bunları yazıyorum ama meselenin sadece bir Kaşıkçı meselesi olmadığını, suskunluğun sadece bir cinayeti örtbas etmek olmadığını biliyorum. Çünkü biz bu meseleye Kaşıkçı cinayetinden çok önce, bir yıl önce başlamıştık.
Arap-Fars ve Arap-Türk savaşları: Kimlerin planı!
S. Arabistan Veliahtı Muhammed Bin Selman ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Veliahtı Muhammed Bir Zaid üzerinden nasıl bölgesel istila planları uygulandığını, ne tür yeni çatışma senaryoları hazırlandığını, Arap-Fars ve Arap-Türk savaşları planlamalarını kimlerin yaptığını ve bu İki Veliaht üzerinden servis ettiğini tartışmaya açmıştık.
İki Veliaht üzerinden yürütülen bölgesel senaryoların bütün coğrafya için bir imha planı olarak kurgulandığını, “Türkiye”yi Durdurma” hesabı gerçekleşmeden bu planların uygulanamayacağını, bu yüzden bütün güçleri ile Türkiye karşıtı bir blok oluşturmaya çalıştıklarını, Arap dünyasında Türkiye düşmanlığı kampanyasının yürütüldüğünü, bu amaçla terör örgütlerine açık bicimde destek verildiğini, Suriye’nin Kuzeyi’nde “Türkiye Cephesi” kurulup Arap dünyası ile bütün bağlarımızın koparılmak istendiğini zaten konuşuyorduk.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.