• İstanbul 15 °C
  • Ankara 22 °C

İbrahim Kiras: Bu toplum niye böyle?

İbrahim Kiras: Bu toplum niye böyle?
Epey zamandır bu sütunlarda -fırsat buldukça veya bir vesile çıktıkça- Türk toplumunun bütünleşik olmayan, parçalı, bölünmüş yapısının doğurduğu sosyal ve politik problemleri analiz etmeye çalışıyorum.

Bu bağlamda “millet olamama”problemine özellikle dikkat çekiyorum. Kimi zaman mahalle veya kabile metaforlarıyla tarif etmeye çalıştığımız temel mesele toplumumuzun birbirine kapalı kompartımanlardan müteşekkil olan kültürel yapısı. Aslında bu haliyle bildiğimiz manada bir “toplum”un mevcudiyetinden söz edilmesi bile doğru olmasa gerekir. Toplum holistik olarak standart ilişki ve düzen içindeki bireylerin ve zümrelerin meydana getirdiği bir organizma olmak durumunda. Bu yönüyle modern millet kavramının da müradifi olan bir yapı bu. Gelgelelim bugün Türkiye’de mevcut olan sosyal mimari -politik kutuplaşmaları da üretecek şekilde- bir bölünmüşlük içinde.

Türkiye’deki siyaset anlayışının ekonomi başta olmak üzere toplumun maddi ve pratik ihtiyaçlarına cevap bulunması esasından ziyade “kültürel temsil”zemininde şekillenmesi de bunun bir sonucu. Bu yüzden demokratik bir gelenek olan seçimler bizde mahalleler arasındaki bir yarışma ve hatta savaş gibi algılanabiliyor. Böylece siyasi rekabette dezavantajlarını toplum içindeki kompartımanlaşmanın doğurduğu karşıtlıklar üzerinden avantaja çevirmek isteyen politik aktörler başarı sağlayabiliyor.

***

Bir imparatorluk bakiyesi olan Türkiye’nin çok etnili, çok kültürlü sosyal bünyesinin üzerine 1950’li yıllardan itibaren sanayileşme sürecinde yaşanan iç göç ve şehirleşme hadiseleri eklendiğinde sözünü ettiğimiz problemin maddi zemini oluşmuş oldu. Tabii, bir de ülkemizin kendine özel şartları ve yönetim geleneğimizin bir sonucu olarak modernleşme adımlarının tepeden inme gerçekleşmesinin etkilerini unutmamak lazım. Keza laikleşme politikasının hukuk ve siyaset zemininde görülmesi gereken tezahürlerinin yer yer ve zaman zaman bireysel ve gündelik hayata baskı şeklinde ortaya çıkması da üzerinde durduğumuz yarılmayı besleyip büyüttü.

Yani bütünleşik bir topluma kavuşmak aracıyla gerçekleştirdiğimiz modernleşme, milletleşme ve laikleşme adımları tam aksi yönde bir sonuç ortaya çıkardı; toplumda var olan bölünmüşlükleri derinleştirdi ve hatta yeni bölünmeler yarattı.

Elbette problem bize özgü değil; toplum içi bölünmüşlükler hem geçmişte hem de günümüzde birçok ülkenin başını ağrıtan olaylar. Ancak eğer batı toplumlarıyla kıyaslayacak olursak bizdeki “mahalle”ler etno-kültürel sınırlar ve ekonomik temelli sınıflaşmalar gibi maddi olmaktan ziyade sembolik -yani manevi veya psikolojik- birtakım faktörlerin ürettiği ayrışmalara dayanıyor.

Devamı: https://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kiras/bu-toplum-niye-boyle-9617

Bu haber toplam 612 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim