• İstanbul 23 °C
  • Ankara 27 °C

İbrahim Kiras: Türk Mutezile’si ve Selçuklu “Mihne”si

İbrahim Kiras: Türk Mutezile’si ve Selçuklu “Mihne”si
Günümüz Türk toplumundaki din anlayışının tarihteki köklerini aramaya hasrettiğimiz son haftaların “Cumartesi Yazıları”nda bağlam gereği kısaca değinilen “Selçuklularda Mutezile” konusu asıl meseleden daha fazla ilgi çekti ve çokça tepki geldi.

Bu ilginin sebebini düşünmek de gerekmekle birlikte, itirazlara veya şaşkınlığa yol açan “Selçuklu Mihnesi” diye söz ettiğim hadiseyi ve özellikle Tuğrul Bey’in buradaki rolünü tartışmanın konuyu anlamak bakımından faydalı olacağını düşünüyorum.

Günümüz Selçuklu tarihi çalışmalarının bazılarında bu konudan yeri geldiğinde kısaca söz edilir ama sosyolojik anlamını ve mahiyetini anlamaya dönük bir çaba görülmez. Üstelik, görünen zaaflarına rağmen bu konudaki belirli bir anlatının dışına çıkılmaz.

Modern dönem tarihçilerimiz arasında bu konuya ilk defa değinen Köprülü’dür. Türkiye’de bilimsel tarihçiliğin temellerini atan Fuat Köprülü birçok başka alanda olduğu gibi “Türklerin dinî tarihi” konusundaki çalışmaların da öncüsüdür. “İlk Mutasavvıflar” müellifi, kendisi gibi Osmanlı tarihi çalışmalarının öncülerinden olan Alman şarkiyatçı Babinger’in “Anadolu’da İslamiyet” makalesini eleştirmek üzere kaleme aldığı aynı başlığı taşıyan makalesinin notlarında değinir “Selçuklu mihnesi” dediğimiz hadiseye.

Öncelikle Nizamülmülk’ün “Siyasetname”sine dayanarak “Tuğrul Bey ve Alparslan mutaassıp Hanefi idiler. Birincisi, her pazartesi ve Perşembe oruç tuttuğu gibi, diğeri de hatta Şafiilerden nefret edecek kadar mutaassıptı”bilgisini veren tarihçimiz ardından, neredeyse bütünüyle Sübkî’nin “Tabakat”ından aktarmak suretiyle, sözkonusu hadiseyi anlatır: “Tuğrul Bey’in zaman-ı saltanatında ehl-i sünnet uleması vezir Amidülmülk’ün eser-i fesadı olan birçok takibata uğramışlardır. (…) Amîdülmülk mezheben Mutezilî olduğu cihetle Rafizîler gibi Şeyhayn’a ve sair ashaba küfrediyor, Kerramiye ve Mücessime’ler gibi Cenab-ı Hakk’ı tecsim eyliyordu. Binaenaleyh, mesail-i mezhebiyyeye etrafıyla vakıf olamayan Tuğrul Bey’in safvetinden bilistifade, ondan, minberlerde bid’at sahiplerine lanet edilmesi emrini aldı ve nihayet birtakım isnadat ile, usulen Eşari olan Hanefiler de dahil olmak üzere bütün Şafiiler ehl-i bid’at addolunarak Ebu’l-Hasen el-Eş’ari ile bilumum ehl-i sünnete minberlerde küfredilmeye başlandı.”

Devamı: https://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kiras/turk-mutezilesi-ve-selcuklu-mihnesi-10331#

Bu haber toplam 1642 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim