• İstanbul 11 °C
  • Ankara 14 °C

İcazetname itası merasim-i mahsusaya tabidir

İcazetname itası merasim-i mahsusaya tabidir
İstanbul cami ve medreselerinde ders gören, medresede bir hücrede yaşayan talebenin meşakkatli hayatını tasvir eden ve icazetname verilmesi merasimini anlatan bir yazıyı Sebilürreşad dergisinden Taha Ceylan ç-alıntıladı.

İstanbul camii ve medreselerinde ders gören, medresede bir hücrede yaşayan talebenin meşakkatli hayatını tasvir eden ve icazetname verilmesi merasimini anlatan bir yazı:

İcazetname ahzi [almak] talebelik hayatında müstesna bir ân-ı mesʻadettir [mutluluk anıdır]. İcazetname cemiyeti bir talebenin eyyam-ı hayatında görebileceği bütün cemiyetlerin, bütün mesud günlerin fevkinde bir tesiri füsünkâre [büyüleyici güce] maliktir. Çünkü o gün âlâm ve mihnetle geçen bir ömr-i medidin [uzun ömür] ruz-ı mükafatı, yevm-i azadıdır. Bu zamana erişebilmek için o zavallı talib-i ilim ne kadar mütaʻab [yorucu] hayata katlanmıştır.

Duş-ı sebatında bu gün on üç, on dört senelik hamule-i müşakk-ı rû-nümadır. Şimdi Fatih’in, muharrik seslerle temevvüç eden yüksek kubbeleri altında, asrın nur-ı irfan saçan fâzıl uleması huzurunda pür-samt u sükun bükülen başların sema-yı tahayyülünde medid bir ömrü güzeştenin bütün ânât ve safahatı canlanıyor, nazar-ı hayali önünden birer sinema süratiyle geçiyor.

Hep mihnetle, meşakkatle, mahrumiyetle geçen bir ömr-i perişan...

Derse başladığı çocukluk zamanları, henüz derse çıkan hocanın hararetli takrirleri, medresede bir hücreye sahip olabilmek için geçirdiği intizar [bekleyiş] devreleri, daha sonra derd-i maişetle dolaştığı memleketler, duçar olduğu istiskaller [aşağılama], ziyadan [ışık] mahrum ratib [nemli] kubbeler, taş yuvalar içinde pişirdiği yemekler, Adalı’nın “Fe’l-yeteemmel”indeki [düşün] vech-i teemmülü bulmak için geçirdiği geceler, mantığın bitmez, tükenmez kaziyyelerine [önerme], kıyaslarına sarfettiği ömürler, iğne ile kuyu kazarcasına istihsal edebildiği katreler, sökebildiği kalʻalar, sonra Tenbihü’l-gafilin’den istihraca, vaaza çıkmaya başladığı zamanlar, zaman zaman kömürsüz kaldığı peynir ekmekle geçirmeye mahkum olduğu geceler, karlı buzlı günlerde derste soğuk hasırlar üstünde diz çürüttüğü zamanlar... Hasılı hep mihnetle, meşakkatle, mahrumiyetle geçen bir ömr-i perişan...

Fakat bunlar zaruridir. Böyle sıkıntılar çekilmeden tahsil-i ilim mümkün olur mu? Şimdi karşıda yüksek minderlerde kurulup oturan, her biri birer mevki, birer mesned sahibi olan üstadlar hep bu sıkıntıları, bu mihnetleri geçirmediler mi? Madem ki bu fedakarlıklar hep din uğrundadır, o halde ne beis var?...

Devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/21665/icazetname-itasi-merasim-i-mahsusaya-tabidir.html

Bu haber toplam 716 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim