Daha öğrenmemişti çocuklar muhacir ve ensar kelimelerini, erkendi. Bu kelimelerin karşılığı günümüz dünyasında yoktu, zamanı gelince öğreneceklerdi zaten. Böyle düşünürken hızla bir kelime girdi gündemimize. Sadece bizim gündemimize değil, tüm dünyanın ve tüm çocukların gündemine: Mülteci. TDK’ya göre açık anlamı sığınmacıydı.
Komşularımızda savaş vardı. Kadınlar, yaşlılar ve en önemlisi çocuklar öldürülüyordu. Sığınacak bir kapıya ihtiyaçları vardı. Daha öğretmemiştik çocuklarımıza “ensar” ve “muhacir” kim diye ama birden öğreniverdiler “mülteci”yi. Mısır’dan, Irak’tan belki en çok da Suriye’den birçok kişi sığındı ülkemize. Her şehirde, birçok yerdeydiler. Yetişkinler bile bilmiyordu muhacirin anlamını ve ensar olmanın ne demek olduğunu. Bunun için şaşırdık. Ne yapmalıydık, bilemedik. Birazımız dışladı, birazımız bağrına bastı, birazımız bana dokunmayan bin yaşasın dedi. Ortada küçük bir ülke dolusu mülteci vardı ama onlara kapılarını açacak ensar var mıydı sahi?
Devamı için: http://www.dunyabizim.com/kitap/24476/iki-insan-bir-bocek-mahallesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.