• İstanbul 25 °C
  • Ankara 30 °C

İsmail Güvenç: Biz kimiz?.. Eğitim, Din ve Dil

İsmail Güvenç: Biz kimiz?.. Eğitim, Din ve Dil
Bu soruya çok sayıda cevap verilecektir. Ana politik eksenler dikkate alınsa bile 5-6 farklı cevapla karşılaşmak mümkündür.

Öteden beri bu topraklarda Kuzey, Güney, Doğu ve Batı istikametinde kimlik arayışları vardır.

Kimlik!

Ülkemizde kimlik ve dahi eğitim sorunu vardır. Kimlik herhangi bir nesneyi belirlemeye yarayan özelliklerin bütünüdür. Milletlerin/bireylerinde bir kimliği vardır. Bu yazıda bu özelliklerin tamamının sıralamamız mümkün değildir.

Bir kimliğe ait eğitim tam olarak veril(e)memektedir. Kimlikte belirsizlik ülkede hâkim zihniyetin kararsız olması ile kendini göstermektedir. Uzun dönem hâkim olan bir tasavvur var mıdır? Maalesef eğitimde de bu böyledir. Gelen bakana göre söylemler değişmektedir.

Bu neden böyledir?

Cevap basit yarının öngörülmesindeki belirsizlik!

Atasözümüzde “Gün doğmadan kimliği söylenmez” (TDK). Yani yarın ne gibi durumlar veya olaylar çıkacağını kimse bilmez. Bu bilinmezlik kimlikte de belirsizliğe neden olmaktadır.

Çözüm nedir?

Medeniyetimiz…

Şair’in Süleymaniye’de Bayram Sabahı şiirinde “varisi olmakla mağrurum” dediği anlayış yeni nesillere tanıtılmalıdır. Maarif sistemimizde kültür, din, dil, vatan ve devlet anlayışı konusunda sağlam düşüncelere/becerilere sahip nesiller yetiştirilmelidir.

Kültürümüzün büyük bir medeniyet ürettiği, asırlar boyunca dünyaya hak, adalet, bilim bakımdan ışık saçan yönü yeni nesillere yeterince aktarılamadı. Tarih bilinci geliştirilemediğinden, geçmiş kötülenecek bir dönem olarak hafızalara kazındı.

Ancak, geçmişin yanlışlarına sahip çıkmadan “yüksek medeniyet” dönemimiz yeni nesillere öğretilmelidir. Özellikle dinimiz İslam’ın kalkınma-gelişme için motivasyonu sağladığı dönemler dikkatle aktarılmalıdır.

Şöyle ki:

Eğitim ve Bilim…

Modern biliminde temeli olan araştırma, gözlem ve matematiksel değerlendirmeyi, esas alan İbn-Heysem’in önerileri tarih içerisinde hayata geçirilemedi. “Fizik ilim değildir” yorumunu yapan âlimler zihinlerde daha fazla yer buldu. Aliya İ. Begovic “Mehdi bizim tembelliğimizin adıdır” demektedir. M. Akif, “Saye sarıl, hikmete ram ol, bilmiyorum başka çıkar yol” diye haykırmıştır. Dini düşüncenin yeniden oluşturulmasında ortaçağda yapılan yorumların hepsinin doğru/yanlış olmadığı dikkate alınarak modern ilmin verilerinden yararlanılmalıdır.

Bunun yanında kimliğimizi oluşturan dil eğitimi gerçekçi bir politika ile tekrar gözden geçirilmelidir:

Devamı: https://www.milatgazetesi.com/ismail-guvenc/biz-kimiz-egitim-din-ve-dil/haber-206366

Bu haber toplam 401 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim