• İstanbul 14 °C
  • Ankara 20 °C

İsmail Kıllıoğlu: Düşünce ve bilgi

İsmail Kıllıoğlu: Düşünce ve bilgi
Önyargı, tıpkı düşünce ve bilgi gibi insan zihniyle ilişkilidir, ama düşünce ve bilgiden, olumsuz niteliğe sahip olması dolayısıyla farklılık gösterir. Düşünce ve bilgi de bazen olumsuz nitelik yüklenebilir.
Konusu veya nesnesiyle yanlış ilişki kurulması sonucu, onu eksik veya tam algılamaya veya kavrayamayabilir. Yani, anlamaya veya açıklamaya çalıştığımız konuyu veya nesneyi incelerken yanlış veya yetersiz bir yönteme başvurmuş olabiliriz. Bu durumda, izlediğimiz yol yanlış veya yetersiz olduğu için, o konu veya nesne hakkındaki düşüncemiz veya bilgimiz de yanlış, eksik ya da yetersiz olacaktır. Düşünce ve bilgi bakımından ortaya çıkan bu türden olumsuzlukları gidermek, kural olarak imkân dâhilindedir. Ancak aynı sınırlar içinde kalmak şartıyla.
 
Buna karşılık ön yargı konusunda durum farklılık gösterir. Herhangi bir konu veya nesne hakkında kabul edilen bir önyargının eksikliğini veya yanlışlığını düzeltmek, tamamlamak ya da gidermek söz konusu değildir. O, ya tam olarak kabul edilir veya tam olarak ret edilir. Zaten önyargı, bir sonuçtur. Ayrıca önyargı, hayatta ya da insanı ilgilendiren, insanın ilgi duyduğu her alan ve konuda ortaya çıkabilir. Çünkü önyargı, aynı zamanda düşünce ve bilginin yerine kolayca yerleşme özelliğine sahip olabildiği için, bunların gereğini de yerine getirecek gibi görünebilme niteliği gösterebilir. Yani, zihni çeldirici ve çekici bir niteliğe sahiptir. Ne var ki, hakikat bakımından, insanı ondan uzaklaştıran veya onu, yani hakikati, asli mahiyetinden koparan bir güce de sahiptir. İngiliz filozofu Francis Bacon, önyargıyı “idol” olarak adlandırmıştı ki, insanın hakikate yönelmesinde ve onu elde etmesinde en büyük engel olarak tanımlamıştı.
 
O halde, hakikate ya da gerçeğe yönelmede ilk olarak zihnimizde bulunan önyargılardan kurtulmaya çalışmak ilk adım olmalıdır. Fakat bunun pek kolay olmadığını öncelikle göz önünde tutma gereği vardır. Daha sonra düşünce ve bilgi alanında önyargının kolay çeldiriciliği ve çekiciliğine karşı dikkatli olmak gelir. Bu noktada düşünce ve bilginin kendine özgü yolunu, imkânını, sınırlarını, özellik ve niteliklerini titiz bir şekilde gözetmek gerekir.
 
Özetle, düşünce ve bilginin insan açısından ne anlam ifade ettiğinden başlayarak, düşünce ve bilginin gerçek anlam, mahiyet, özellik ve niteliklerini doğru bir şekilde yerli yerine oturmak yükümü gelir.
 
Düşünce ve bilgi, son çözümlemede, insanın doğasında içkin olmazsa olmaz yetilerdir. İnsan, kendi varlığını ortadan kaldırmadan düşünce bilgi yetilerinden kurtulamaz. Öyleyse, yapılması gereken, düşünce ve bilgiyi insan kendi doğasına uygun, ancak düşünce ve bilginin mahiyet ve niteliklerini gözetir bir şekilde hareket etme durumuyla karşı karşıyadır.
Bu haber toplam 400 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim