Prof. Dr. Erol Güngör doğumunun 80. yıl dönümünde Marmara Üniversitesi Rektörlüğü Konferans Salonu’nda Rektör Prof. Dr. Erol Özvar'ın ev sahipliğinde yâd edildi.
Programda Ak Parti Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş bir açılış konuşması yaptı. Kurtulmuş, Erol Güngör'ün milliyetçiliğe yeni tanım getiren, Nurettin Topçu'nun büyük Anadolu fikriyatı etrafında Türk-İslam dünyasının şahlanması için çaba harcayan bir idealist olduğuna vurgu yaptı. " Erol Güngör, ilim adamı olma vasfından önce bir dava insanıdır. Kendisi Anadolu'nun yeniden yükselmesi, yücelmesi, milletimizin yeniden ileriye gitmesi davasına adamış bir dehadır, bir bilge, bir bilim adamı ve düşünürdür." Siyasetin toz- duman ettiği hayatımıza ilmi, kültürel bir soluk getirmek manalı oldu.
Anma programına çok sayıda yazar ve akademisyen katıldı. Tarihçi mütefekkir Mehmet Genç ve Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu üniversite arkadaşları Erol Güngör'ü anlattılar. Mehmet Genç, Erol Güngör'ün ilk bakışta soğuk bir karakter yapısına sahip, az konuşan, çok düşünen, çok okuyan ve çok yazan bir ilim adamı olduğunu ifade etti. Bu soğuk ve mesafeli duruşu nedeniyle lakabının "soğuk baba" olduğunu belirtti. " Erol kendi değerler dünyasının içinde arayışını sürdüren bir ilim adamıydı."
Gerçekten kısa ömrüne çok şey sığdırmış rahmetli. Adeta koşar adım yaşamış. Fikirlerini daha da olgunlaştırarak insanlığın önüne yeni kapılar açacakken ecel bir kalp kriziyle onu 45 yaşında Mevla'sına ulaştırmış. Prof. Dr. Yılmaz Özakpınar Hoca Erol Güngör'ün dünyamızdan hızlı ayrılışını şöyle açıklıyor " Erol Güngör magnum opusunu; şah eserini yazmadan ebediyet âlemine göçtü. Erol serleriyle, fikirleriyle, bana verdiği ilhamla, ruhumda koşmaya devam ediyor."
Doğan Cüceloğlu, Erol Güngör'ü Mümtaz Turhan Hoca'nın talebesi olarak tanıdığını daha sonra arkadaşlıklarının hep devam ettiğini belirtti. Tahsil için Amerika'ya gittiklerinde aynı evde kaldıklarını anlattı. Erol Güngör'ün çok karmaşık ve uzun anlatılması gereken meseleleri birkaç cümle ile ifade edebildiğini söyledi. " Erol'la konuşmak adeta bir kütüphaneyle konuşmak gibiydi. İlk mayasını hoca olan dedesinden aldığını düşünüyorum." Çocukken bir rahleyi tedristen geçmek ne kadar önemli. Ortaokulda eski yazıyı öğrenmiş, lise yıllarında özel Arapça dersleri almıştır. Notlarını eski yazıyla aldığı zamanlarda olmuş. Şeyma Güngör, hocanın el yazması notlarını da izleyenlere gösterdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.