Hâlen devam etmekte olan 3. Arapça Kitap ve Kültür Günleri’nin mekânı Üsküdar Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde gerçekleşen programda, Doğu Türkistanlı gençler konuştu.
Doğu Türkistan’daki Çin hükümetinin baskılarına ve sistemli soykırıma uğrayan Doğu Türkistan halkı, yıllardır dünyanın sessizliği ile karşı karşıya. TYB İstanbul Şubesi, Doğu Türkistanlıların tanıklığında, bölgedeki drama dikkat çekmek amacıyla “Doğu Türkistan’da Neler Oluyor?” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi. Aklı zorlayan acıların yaşandığı topraklarda doğan gençleri bir araya getiren TYB İstanbul Şubesi, gençlerin dilinden Doğu Türkistan’da yaşanan zulmü gündeme taşıdı.
TANIKLARIN DİLİNDEN
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’nın himayesinde ve TYB İstanbul Şubesi, Hâlidî Maarif İlim ve Kültür Derneği ve Hâşimî Yayınevi ortaklığında devam etmekte olan 3. Arapça Kitap ve Kültür Günleri’nin mekânı Üsküdar Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde yapılan program’da söz alan gençler, hem kendi kültürlerini, hem Doğu Türkistan’ın siyasi ve tarihi geçmişini anlattı. Bugün gelinen noktayı, sürecin adım adım nasıl gerçekleştiğini, Çin’in baskısının gerekçelerini, Müslüman olmanın gereklerini, ibadetlerini nasıl yasaklandığını anlatan öğrenciler, şiirler ve sinevizyon gösterimleri ile izleyicilere Doğu Türkistan gerçeğini bütün ayrıntıları ile anlattılar.
SİVİL TOPLUM AKTİF ROL ALMALI
Programın açılışında konuşan TYB İstanbul Şubesi başkanı Mahmut Bıyıklı, “İslam coğrafyalarında süren savaşların şiddeti, bizi Uzakdoğu’daki bu zulmü unutturmasın. Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin her zaman yanındayız” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ekonomik bağları sebebiyle pek çok ülkenin tepki vermekten çekindiği Çin, bu gücü sebebiyle alenen bölgedeki zulümlerine devam etmektedir. Bu durumdan kurtulmanın en önemli yolu, öncelikle sivil toplumun daha aktif rol oynaması ve bununla birlikte bölgede yaşananlar karşısında kaygı duyan ülkelerin uluslararası platformlarda birlikte yaşananları gündeme getirmesi olacaktır. Bu tip uluslararası örgütlerden geçen kararlar ve yapılan baskılar, en azından Çin’i uluslararası arenada çok önem verdiği imajı konusunda bir adım atmaya zorlayacak ve durumun sürdürülebilir olmadığını Çin’e gösterecektir.
SOYKIRIMA SON VERME ÇAĞRISI
“Doğu Türkistan konusunda insan hakları savunucuları ve aydınlara önemli görevler düşüyor. Farklı konularda ortaya koydukları insan hakları ve özgürlükler konusundaki hassasiyeti Doğu Türkistan’da yaşananlar karşısında gösterememek, bu aydınlar için oldukça yüz kızartıcı olacaktır. Özellikle uluslararası arenada farklı aydınlarla işbirliği hâlinde düzenlenecek kampanyalar, yaratacağı etki açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Türkiye’nin hem devlet hem de sivil toplum olarak bu çalışmalara öncülük yapacak gücü ve potansiyeli vardır. Bize düşen bu sorunu her yönüyle anlatarak sivil bir inisiyatif oluşturmak ve yaşanan dramı dünya kamuoyuna anlatmaktır. Doğu Türkistan meselesini sürekli gündemde tutmak için Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi olarak çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Dünyanın her yanından mazlumlara gösterdiğimiz hassasiyeti Doğu Türkistan’a da göstermek zorundayız. Çin Devleti’ne, bir an evvel baskılara ve planlı soykırıma son vermesi çağrısı yapıyoruz.”
ASİMİLASYON VE İŞKENCE VAR
Toplantıda, Doğu Türkistan Derneği Dış İlişkiler Başkanı Seyid Abdulkadir Tümtürk de bir konuşma yaptı. İşkence altında şehit edilen Muhammed Salih'in cenazesinin teslim edilmediğini belirten Tümtürk, “Çin komünist yönetimi ‘Kardeş Aile' projesi adı altında her Doğu Türkistanlının evine bir Çinli erkek yerleştirerek bizim namus ve iffetlerimizi tarumar ediyor. 1949 yılından beri işgal altında olan Doğu Türkistan'a Çinli göçmenler gönderilerek Doğu Türkistanlı Müslümanlar âdeta Çinlileştirilip asimile ediliyor.” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.