Senede bir-iki defa gelmenin kısmet olduğu İstanbul'da gelişlerimiz kitap fuarlarından uzak düşüyor.
Her gelişimizde kısa süreli bulunma, istenilen yerleri görmenin önünde engel.
Hem biz, ancak mihmandarımızın gezdirebileceği alanların dışına çıkamıyoruz.
İstanbul büyük şehirmiş!..
Gezip dolaştığımız yerlerle gördüklerimiz, okuduklarımızla orantılı olmadı, hiç bir zaman.
Şehir Araştırmaları Merkezi ismini verdiğimiz yalnızlığımızın sığınağı kütüphanemizde İstanbul'a dair bir araya getirip okuduğumuz eser sayısı, el'an 200'e yaklaşmakta. Bu eserleri her gelişimizde temin etmeye ve sayısını artırmaya çalışıyoruz.
İlgili kimi belediyelere müracaatımız olduğunda telefon trafiği, saati bulmaktadır ve sonuçta dilekçe yazma-faks çekme-tüzel kişiliğe sahip dernek olma gibi akla ziyan birçok sebepler öne sürülerek, belediye yayınlarının ancak ücreti mukabilinde alınabilirliği söz konusu.
Sahafların sanal ortamında İstanbul'u konu alan eserleri temin, bir ailenin aylık giderlerinden vazgeçmesi manasını taşıyor.
İstanbul'da bulunmuş olmanın avantajı, istenen eserlerin zaman içinde teminini sağlamak açısından önemli.
Sadece bu eserlerin temini için bir ay boyunca şehirde kalmayı hayal etmiş biri olarak, şehri baştan sona gezme, fotoğraflama hayalimiz daha canlılığını kaybetmişe benzemiyor.
İstanbul'da kalmanın, bir ay boyunca bulunmanın yaşı geçmiş biri olarak bizim için güçlüğü ortada.
Her yerde etkinlikler, kitap fuarları, sahaflar, tarihî yapılar, medreseler, türbeler, ...
Kitapevlerine, yayınevlerine uğramak için trafik çilesini sineye çekmek, ayrı bir işkence.
Şehri hakkıyla tanımayan biri olarak, bu yazının sonunu nasıl bağlayacağımı kestiremiyorum.
Kitaplığımdaki eserleri okuyarak, İstanbul'u yazmayı düşünüyorum, hakkıyla bilmeden.
Sonrasında İstanbul'a gelip yazdıklarımı yerinde görmeyi, fotoğraflamayı düşünüyorum, özellikle.
Sahi bir yazar-araştırmacı olarak, ülkenin dört bir yanından seksen bir davetli yazarı-şairi neden düşünmezler, İstanbul'da?
Sadece bir hafta onları misafir etmek, çok zor mu?
Bunca gelişimizde gidişimizde bunu yetkililere aktarmak isterdim.
İstanbul dışında yaşayanların bu şehre dair izlenimleri-intibaları kitaplaştırılsa ne olur?
Sadece belli insanlar-kalemler mi davet edilecek, avuc içi gibi bildikleri şehri?
Biz, meramımızı dile getirirken bize dönecek ses olur mu?
Fazla ümitvar olmasak dahi dile getirelim.
İstanbul'u bu ülkenin İstanbul dışında yaşayan yazarı-şairi bilse, gezse, görse, yazsa değişecek bir şeyler olabilir mi?
Bunu TYB gerçekleştirdiğinde İstanbul, daha bir anlaşılır olmaz mı?
Bekliyoruz, Efendim!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.