Koca bir tarih kolayca yok olamaz. Elimizde kalan her değere sonuna dek sahip çıkmak bir borçtur." diyor. Osmanlı'nın eğitime her zaman önem verdiğini ve Mısır'ı da bir ilim irfan yuvası olarak gördüğünü kaydeden Mısırlı profesör, "Hiç üşenmeden Mısır'a gelen ve o zor koşullara sabreden bu değerli insanları Mısır halkı her zaman örnek almalıdır." yorumunu yapıyor. Mısır'ın, içinde bulunduğu durumdan ancak Osmanlı tarihini araştırıp oradan dersler alarak refaha ereceğini vurgulayan El Cündi, El Ezher'de okuyan Türk öğrencilerin sayısının azalmasından duyduğu üzüntüyü dile getiriyor. Türkiye'nin El Ezher'in denkliğini kabul etmediği için sayının düştüğünü hatırlatan El Cündi, bu sıkıntının bir an önce çözülmesini ümit ediyor.
El Ezher Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden Prof. Dr. Abdülaziz İwazullah, Osmanlı döneminde sadrazam olan Sait Paşa'nın kardeşi Abbas Halim Paşa ile Mehmet Akif'in sıkı bir dostluğu olduğunu kaydediyor. Ersoy'u Mısır'a davet eden Paşa'nın onu bir lütuf olarak gördüğüne dikkat çeken İwazullah, Abbas'ın Ersoy'dan bahsettiği zaman şu sözleri söylediğini aktardı: "Bu onun talihi değil, benim talihim! Akif ne zaman olsa bir Abbas Halim bulurdu, fakat ben bir Akif'i nasıl bulurum?" O dönemlerde de karışıklıklar yaşayan Mısır'a Ersoy'un çok üzüldüğünü ifade eden İwazullah: "Ünlü şairin Mısır'ın işgaline çok müteessir olduğunu, hepimiz Eşref Edip'e yazdığı mektuplardan biliyoruz." diyor.
Akif'in Hilvan'da kaldığı evin izinin bulunduğunu aktaran İwazullah, Kahire'deki Türk elçiliğinin burayı satın alıp müzeleştirilmek üzere girişimlerde bulunduğunu aktarıyor. Geçen yıl Kahire'yi ziyaret eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün isteği üzerine bu evin müzeleştirilmesine karar verdiğini anlatan İwazullah, Mısır'da halk tarafından çok sevilmesinden dolayı Kahire Üniversitesi Edebiyat Fakültesi bölümüne ünlü şairin isminin verildiğini söylüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.