İstiklal şairine veda

“Asım’ın nesli”

Haliç Kongre Merkezi’nde 26 Aralık’ta Sanat Düşünce ve Eğitim Derneği’nce düzenlenen “Asım’ın Neslinden Bir Usta Recep Tayyip Erdoğan” belgesel gösterimi programında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “İşte biz son 13 yıldır bu ülkeye faydalı bir nesil yetiştirmenin, Asım’ın neslini ayağa kaldırmanın mücadelesini veriyoruz. Bu mücadelemizi de 78 milyonun tamamı için yapıyoruz. Bu ülkenin hiçbir gencinin heba olmasına, yitip gitmesine gönlümüz razı değil” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkemizde pekçok gencin ellerinde olmayan bir kavgaya çekilmek istendiğine dikkati çekerek, “Halbuki biz tıpkı Mehmet Akif gibi, elindeki çivili sopalarla, eğitim görenlere, namaz kılanlara hücum eden değil, elindeki molotofla, kaleşnikofla, roketatarla devletine, kendi halkına saldıran değil, Asım’ın nesli bir gençliği görmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“merhamet şairidir”

Konuşmasında vatan şairi, İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy’un hayatının tıpkı eserleri gibi derslerle, örneklerle, ilhamlarla dolu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sahici, samimi bir hayat süren Mehmet Akif, esasen bir merhamet şairidir. Kendisi büyük bir yoksulluk içinde yaşarken, soğuktan titreyerek yazdığı İstiklal Marşı’nın 500 liralık para ödülünü fakir kadınlara ve çocuklara nakış öğreten Dar’ül Mesai vakfına bağışlamıştır” şeklinde konuştu.

Erdoğan konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Doğduğu topraklar artık kendini tüm varlığıyla ait hissettiği vatanın sınırları dışındadır. Gözleri önünde 600 yıllık bir cihan devleti parça parça koparılmış, geriye kalan son toprağımız Anadolu da işgal edilmiştir. İşte bunun için Mehmet Akif, İstiklal Savaşımıza dört elle sarılmıştır. Anadolu da düşerse ümmetin umut kapılarının tamamen kapanacağından endişe etmiştir.”

“mülteci durumuna düştÜ”

Erdoğan konuşmasında, İstiklal Marşı’nın şairi Mehmet Akif Ersoy’un 1918’de yazdığı “Alınlar Terlemeli” şiirinden “Cihan alt üst olurken seyre baktın, öyle durdun da / Bugün bir serseri, bir derbedersin kendi yurdunda / Hayat elbette hakkın, lakin ettir haykırıp ihkaakı / Sağırdır kubbeler, bir ses duyar Da’va-yı istihkaak / Bu milyarlarca davadan ki inler dağlar, enginler / Oturmuş, ağlayan avare bir mazlumu kim dinler” dizelerini okudu.

“Mehmet Akif, ağlayan bir mazlum olmak yerine mücadele eden, hakkının peşine düşen bir dava adamı olmayı tercih etmiştir” diyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buna rağmen İstiklal Marşı’nı yazdığı yeni devletinin gadrine uğrayıp mülteci durumuna düşmekten de kurtulamamıştır. Sürgün olarak 11 yıl yaşadığı Mısır’daki günleri hastalıkla, yoklukla, parasızlıkla, en acısı da vatan hasretiyle geçmiştir. Sonunda vatanına kavuşabilmiştir ama hayatı gibi ölümü de hüzünlü olmuştur. Dünyada cenaze namazına devlet erkanının katılımı yasaklanan belki de tek milli şairdir” ifadelerini kullandı. Haliç Kongre Merkezi’ni dolduran binlerce dinleyicinin kuvvetli alkışları arasında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy’un her şeyden önce bir istiklal ve istikbal aşığı olduğunu dile getirerek, Ersoy’un, Asım’ın neslini yetiştirmek için ter döken bir muallim, fikir işçisi olduğunu ve ömrü boyunca bunun mücadelesini verdiğini bütün konuşması boyunca hatırlattı.

Devamı için: http://www.gazetevahdet.com/istiklal-sairine-veda-39982h.htm