• İstanbul 23 °C
  • Ankara 20 °C

IV. Ahlâk Şûrası Sonuç Bildirgesi Üç Dilde Yayınlandı

IV. Ahlâk Şûrası Sonuç Bildirgesi Üç Dilde Yayınlandı
15-17 Eylül 2017 tarihlerinde Hatay'da düzenlenen Ahlâk ve İktisat konulu IV. Ahlâk Şûrasının sonuç bildirgesi üç dilde yayınlandı.

Ahlak, dar ve güncel anlamıyla insanın söz ve davranışlarının uyumudur. Geniş ve derin anlamıyla ise insanın fıtratı ile hemahenk olmasıdır. Ahlak Türkiye’nin ve dünyanın en önemli gündemlerinden biri olmalı ve gündemden hiç düşürülmemelidir. Bu bilinçten hareketle TYB geleneksel ahlak şuraları dizisini gerçekleştirmeyi amaçlarından birisi olarak belirlemiştir. İlk şura önemli ahlak mütefekkirimiz Nurettin Topçu’nun doğumunun 100. Yılı dolayısıyla 2010 yılında İstanbul’da gerçekleştirilmiştir. 2013 yılında Ahlak ve Siyaset temalı II. Ahlak şurası Konya Büyükşehir Belediyesi ortaklığıyla Konya’da icra edilmiş hemen iki yıl sonra insan yetiştirme, talim ve terbiye meselelerimizin tartışıldığı Ahlak ve Eğitim temalı III. Ahlak Şurası Eğitim-Bir Sen ortaklığında Ankara’da gerçekleştirilmiştir. Türkiye’nin iktisadi sorunlarını tartışırken ahlakın da gündeme alınması gerektiği düşüncesinden hareketle IV. Ahlak Şurası’nın teması Ahlak ve İktisat olarak belirlenmiştir. IV. Ahlak Şura’mızı alanlarında seçkin fikir insanlarımızla 15-17 Eylül 2017 tarihleri arasında Ziraat Katılım ortaklığında ve HATİAB’ın katkılarıyla Hatay’da gerçekleştirilmiştir. Çok yoğun altı oturumda Ahlak ve İktisat ilişkileri tartışıldı ve bu sonuç bildirgesi ortaya çıktı.

Temel meselesi insan olan bir toplumun ahlâkî değerlerden uzaklaşması hatta ahlâk karşıtı tutumlar benimsemesi düşünülemez.

Basın yayın organları, ahlâk dışılığı hayat tarzı olarak sunma konusunda belki de hiçbir toplumda bu kadar muhteris olmamıştır. Kitlelere gayri ahlâkîlik öğretilmekle kalınmıyor yaşanabilirliği de âdeta ezberletiliyor. Bu yaşanabilirlik, kabul edilirliğin ötesinde takdir edilirlik derecesine doğru yükseliyor. Böylece neredeyse, ahlâkîlik marjinal hâle getiriliyor!

Türkiye’nin derinleşen insan meselesi, her alanda ahlâkî kaygının fiillerimizden dışlanmasıyla ilgilidir. Türkiye’yi hiçbir iç ve dış düşman ahlâkî değerlerin aşınması ölçüsünde tehdit etmiyor!

  • Mevcut iktisadi düzeni her şeye rağmen kabullenmek, menfiliklerini işin tabiatı gibi görmek, olağanlaştırmak kabul edilebilir değildir.
  • Derinleşen bir insan meselesi olarak ahlâkî kaygılarımız fiillerimizden uzaklaşmakta; ahlâkî yozlaşmanın toplumda hızla yayıldığı gözlemlenmektedir.
  • İslam, insandan öncelikle zengin olmayı değil, arınmayı/kalp temizliğini talep eder.
  • İslami kaygıların, iktisadi hayatta etkinleştirilmesi olumlu sonuçlar verecektir.
  • Batılı iktisat anlayışı, farklı bir dünya görüşüne dayanmaktadır. Batının kendi sorunları üzerinden bizi tehdit eden söylemleriyle yüzleşmek ve onları aşmak zorundayız. Yeni bir ekonomi modeli ile kurumsal yapıları gerçekleştirmek medeniyeti dönüştürebilecek imkanları oluşturacaktır.
  • Ahlak ve iktisat ilişkilerini tek boyutlu doğu-batı çatışması üzerinden tartışma anlayışı sorgulanmalıdır.
  • İktisat ve ahlak ilişkileri gerçekliğe dair yapılar temelinde birlikte düşünülmelidir.
  • İktisadi hayatı İslami kaygılar doğrultusunda yeniden düzenleyecek gerçeklik temeline dayalı kısa, orta ve uzun vadeli çözüm arayışlarını gündeme almalıyız.
  • Piyasa ahlakının oluşturulmasında islami uygulamaların daha açık delillerle tahkim edilmesi gerekmektedir.
  • Dünya insan için yaratılmıştır. Onda herkesin hakkı vardır. Herkes bu hakkını sürece katılarak kullanmalıdır.
  • İktisat ve ahlak ilişkisini değerlendirirken geleneksel ile modern yapılar arasında geçişkenlikler olduğu, bu yapılar arasındaki gerilimleri azaltarak ortak hususları ön plana çıkaracak çözümlere varılabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
  • Toplumun refahı ile erdemliliği birlikte konuşulmalıdır.
  • İktisadi ve ahlâkî sorun ve kavramların kategorik ve dar çerçeveler içerisinde değil daha esnek ve geniş çerçevelerde tartışılması öne çıkarılmalıdır.
  • Ahlâkî kaygıları taşımayan bir iktisat kaderimiz olarak kabul edilmemelidir.
  • İnsan merkezci değil insan merkezli iktisat üretmek gerekmektedir.
  • Bugün insanlığın kaderini oluşturacak sorular olan: a) iktisadi değeri kimin ortaya çıkaracağı b) toplumların nasıl refaha kavuşturulacağı, c) bu refahın nasıl bölüştürüleceğine dair görüşler ve paradigmalar üretilmelidir.
  • Ekonomik büyüme ile adil gelir dağılımı birlikte düşünülmelidir.
  • Refahın üretimi, bölüşümü ve dağıtımı âdil ve hakkaniyetli olmalıdır.
  • Para-kur sisteminde ahlâkî kaygılar öncelikli olmalı, ahlak-para ilişkilerinde borç sorunu derinlemesine incelenmelidir.
  • Finans sistemi ile reel ekonomi arasındaki büyük açık kapatılmalıdır.
  • İktisat bölümlerinde bize dair modellerin oluşturulup tartışıldığı ilmi zeminler hazırlanmasına öncülük edilmelidir.
  • Tüketim olgusunu tartışırken, insanın tüketim öznesinden tüketim nesnesine dönüştüğünü gözden kaçırmamak gerekmektedir.
  • Aç gözlü, sınırsız mülkiyete dayalı haz odaklı bilinçsiz tüketimin yerine, geçici/sınırlı mülkiyete dayalı bilinçli kullanım desteklenmelidir. Bize dayatıldığını düşündüğümüz yaşam tarzlarına karşı geri dönüşümü güçlendirmek, ikinci el ve yeniden kullanımı desteklemek, hediyeleşmek, sosyal sorumluluk projeleri üretmek, doğaya dönmek gibi değerler hayat tarzı haline getirilmelidir.
  • Tasarruf ve tasaddukun da manevi bir statü belirttiği göz önünde tutulmalı ve bu husus öne çıkarılmalıdır.
  • Tüketim kültürünün yaydığı suni ihtiyaçlar, üretilen ihtiyaçlar hususunda farkındalık oluşturulmalıdır.
  • Müslümanlar nimet ve emanet olan tüm metaları gerektiği kadar ve helal olandan tüketmelidir.
  • Tüketim hevesini canlı tutan, şuursuzca tüketime yol açan hususlar konusunda farkındalıklar geliştirilmelidir. Bireysel ahlak ile sosyal sorumluluğun çok yakından ilişkili olduğu gözden kaçırılmamalı; sosyal ahlak normlarına insanların bağlı kalmaları temin edilmelidir.
  • Helal kazanç helal mal ve helal tüketim ve paylaşım konularına önem verilmeli ve bu hususlarda halk bilinçlendirilmelidir.
  • Üretim mekanizmasının en büyük paydaşlarından biri olan emekçilerin haklarının insan onuruna uygun biçimde belirlenmesi yönünde farkındalık geliştirilmeli ve bu ölçü devlet siyaseti haline getirilmelidir.
  • İş ahlakını bireysel ve toplumsal açıdan etkin kılacak uygulamalar (dersler, devlet politikaları, sivil toplum girişimleri) geliştirilmelidir.
  • İktisadî güvenliği sağlayacak tedbirler alınmalı, darbe ve terörün ekonomi güvenliğini tehdit edici unsurlar olduğu dikkatten kaçırılmamalıdır.

WRITERS UNION OF TURKEY-ZIRAAT PARTICIPATION

4TH MORAL COUNCIL

MORALITY AND ECONOMICS

FINAL DECLERATION

Morality corresponds with words and actions of human in the limited and daily sense and is the harmony with the creation of human in broaden and deep sense.   The morality should be one of the most important agendas of the World and Turkey and not be fallen from the agenda. From this point of view, Writers Union of Turkey has determined to realize the traditional series of morality council as the one of its aims. The first council was realized on the occasion of centenary of birth of Nurettin Topçu who is the important moral philosopher in 2010, Istanbul. The second council whose theme was morality and politics was put into practice with collaboration to Konya Metropolitan Municipality in 2013, subsequently in 2015, the third moral council which was discussed the issues of training people, education and teaching, was realized in partnership with Eğitim-Bir-Sen.  Writers Union of Turkey has determined morality and economics as the theme of the fourth moral council by considering that it is important to take cognizance of morality while discussing economic issues of Turkey.  The forth moral council has been completed with a number of distinguished people on 15-17th September 2017 in partnership with Ziraat Katılım and with aid of HATIAB in Hatay. In the six intense sessions, the relations between morality and economics have been discussed and this final declaration has been come forward.

It cannot be thought that the society that accepts humanity as the basic issue goes away from moral values furthermore adopts immoral attitudes

Media organs have not ever been that such greedy in the respect of presenting immorality as life-style in any society. Immorality is not only taught to masses but also had them memorized its habitability. This habitability arises the level of appreciation on the further of admissibility. Therefore, morality almost is rendered mariginal!

The deepening human issue of Turkey is closely related to exclusion of moral concern from our action in every single area. Any external and internal enemy do not threaten Turkey as much as corrosion of moral values!

  • Accepting regardlessly the present economic order, facing  negativeness as normal and usual  is not admissible.
  • It is obviously observable that moral concerns alienate from our actions and moral corruption is quickly spread in the society. 
  • Islam firstly wants human to purificarse/cleanse hearts rather than to become rich.
  • The activation of Islamic concerns in economic life will give positive results.
  • The Western economics understanding is based on a different worldview. We have to face and overcome the discourses that threaten us through the problems of the West. Performing institutional structures with a new economy model will create opportunities to transform civilization.
  • The understanding of moral and economic relations through one-dimensional east-west conflict must be questioned.
  • Economics and morality must be considered together on the basis of real structures.
  • We need to look for short, medium and long term solutions based on reality that will regulate economic life in the direction of Islamic concerns.
  • In the establishment of market morality, Islamic practices must be further strengthened with much clearer evidences.
  • The world is created for human. Everyone has a right on it. Everyone should use this right by participating in the process.
  • While evaluating the relation between economy and morality, it should be taken into account that there are transitivities between traditional and modern structures and there can be solutions to reduce the tensions between these and to bring common features to the forefront.
  • The welfare and virtuousness of society should be addressed together.
  • It should be emphasized that economic&moral problems and concepts are discussed not in categorical and narrow frameworks but in more flexible and broad frameworks.
  • An economics that does not carry moral concerns should not be accepted as our fate.
  • It is necessary to produce human-centred economics, not human-centric.
  • Today, ideas and paradigms should be produced on the questions that will lead to the destiny of humankind: a) who will bring economic value b) how societies will be reached to the wealth, c) how this wealth will be divided into.
  • Economic growth and fair income distribution should be considered together.
  • The production, distribution and re-distribution of wealth must be fair and equitable.
  • Moral concerns should be prioritized in the money&exchange system, and the debt problem in morality&money relations should be investigated in depth.
  • The big gap between the financial system and the real economy must be closed.
  • It should be led that the economics departments prepare the scientific grounds on forming and discussing the models belonging to us.
  • While discussing the phenomenon of consumption, it is necessary not to overlook the fact that a person has turned from a consumption subject into a consumption object.
  • Conscious consumption based on temporary/limited property should be supported instead of pleasure-focused unconscious consumption based on greedy and unlimited property. Strengthening recycling, supporting second hand and reuse, giving gifts, producing social responsibility projects, returning to nature should be made a lifestyle against the lifestyles imposed to us.
  • It should be kept in mind that saving and giving sadaqah also specify a spiritual status and this should be emphasized.
  • It should be formed awareness of the produced (artificial) needs that consumption cultures have spread
  • Muslims should consume all the halal commodities that are blessings and entrustments as much as necessary.
  • Awareness should be raised about the issues that keep the eagerness of consumption alive and cause unconscious consumption. It should be kept in mind that individual morality and social responsibility are closely related and must be ensured that people adhere to social norms of morality.
  • Importance should be given to halal profits, halal goods, halal consumption and sharing and It should be made people conscious of these issues.
  • Awareness should be developed that the rights of the labourers, one of the biggest stakeholders of the production mechanism, should be determined in accordance with human dignity, and this measure should be turned into state politics.
  • Practices (lectures, government policies, civil society initiatives) to make business ethics individually and socially effective should be developed.
  • Precautions should be taken to ensure economic security, and it should not be overlooked that coups and terrorism are threats to economic security.

 

 

اتحاد       الكتاب      التركي

 

الشورى الرابعة

بعنوان

الاخلاق و الاقتصاد

 

تقرير نتائج الشوري

الأخلاق بمعناها الضيق والحديث هو وجود الإنسجام بين ما يقوله الإنسان وما يقوم به. وبمعناها الواسع والعميق هو أن يكون الإنسان متناسباً ومتلائماً مع فطرته.

يجب أن تكون الأخلاق من أهم الموضوعات المتداولة في تركيا والعالم وان لا يسمح لسقوطها من الأجندة قط.

وانطلاقاً من هذه الفكرة فإن اتحاد الكتاب الترك جعلت إقامة سلسلة من ندوات الشورى للأخلاق التقليدية واحداً من أهدافها. وأول هذه الندوات أقيمت في إسطنبول عام 2010 بمناسبة الذكرى المئة لميلاد المفكر الأخلاقي نورالدين توبجو. وأقيم شوري الأخلاق الثاني في عام 2013 تحت عنوان الأخلاق والسياسة في مدينة قونيا بالمشاركة مع مجلس بلدية المدينة الكبرى وبعدها فوراً بعامين أقيم شورى الأخلاق الثالث بعنوان الأخلاق والتعليم والذي تم فيه مناقشة تنمية الإنسان، تعليمه وتربيته في مدينة أنقرا بالمشاركة مع جمعية نقابة الاتحاد التعليمي

 وانطلاقاً من فكرة إحضار الأخلاق إلى الموضوعات المتداولة في الساحة في ظل النقاشات الدائرة حول اقتصاد تركيا تم إقرار عنوان شوري الأخلاق الرابع بـ الإخلاق والاقتصاد. الشورى الرابعة هذه أقيمت في مدينة هاتاي بمساندة جمعية رجال العمل والموظفين الحكوميين في هاتاي و بالمشاركة مع بنك الزراعة الأشتراكي  خلال الأيام 15-17 أيلول 2017 مع مجموعة مختارة من شخصياتنا الفكرية.

 وبمناقشة كثيفة عن العلاقة بين الأخلاق والاقتصاد تم إخراج وثيقة النتائج هذه:

 

* لا يتصورقبول الإبتعاد عن القيم الأخلاقية بل وحتى أخذ مواقف ضد الأخلاق في مجتمع قضيته الأساسية هو الإنسان.

* إن مؤسسات الإعلام والنشر لم تكن شجيعة إلى هذا الحد في أي مجتمع من المجتمعات قط كحالها اليوم حيث عرضها فكرة الحياة الخالية من الأخلاق . لا تتوقف عند تعليمهم الحياة الغير الأخلاقية بل تلقنهم وتعودهم علي إمكانية عيش هذه الحياة.

هذه القدرة على العيش ترتفع إلى مستوي درجة تهنئية وتقدير بعد القبول لهذه الإمكانية. وهكذا تقريبا، يتم تهميش الأخلاق!

* إن القضية المتعمقة المتعلقة بلإنسان في تركيا تعنى باستبعاد القلق الأخلاقي من أعمالنا في كل مجال.

* لا يهددعدو داخلي ولا خارجي لتركيا علي مستوي التهديد بمدى تآكل القيم الأخلاقية

* تقبل المستوى الأقتصادي رغم كل شيء، واعتبار السلبيات من طبيعة العمل، وجعلها كأمرعادي لا تعني القبول بها.

* وكقضية إنسانية متعمقة فإن قلقنا الأخلاقية تستبعد آنا فآنا عن أفعالنا؛ يراقب ويشاهد انتشار الفساد الأخلاقي في المجتمع بسرعة.

* الإسلام لا يطلب من الإنسان الغنى في الدرجة الأولى، وإنما يطلب منه نقاء القلب.

* إن تنشيط البلباليات الإسلامية على الحياة الاقتصادية ستعطي عواقب إيجابية.

* يستند االتلقي الاقتصادي الغربي على وجهة نظرة عالم آخر. وإننا مضطرين أن نواجه والتغلب على كلمات التهديد الموجهة لنا المستندة على مشاكل الغرب أنفسهم.

* تنفيذ هياكل مؤسسية ذات نموذج اقتصادي من جديد ستمنح فرصا لتحويل الحضارة

* ينبغي استجواب فهم العلاقات الأخلاقية والاقتصادية من خلال نزاع بين الشرق والغرب أحادي البعد

* ينبغي النظر في العلاقة بين الاقتصاد والأخلاق معا على أساس هياكل واقعية للحقائق

* الحياة الاقتصادية يجب علينا أن نضع في أجندتنا الإقتصاد الاسلامي حسب اتجاه قلقنا الاسلامي على أساس هياكل واقعية مستندة علي  البحث عن حلول قصيرة ومتوسطة وطويلة الأجل

* يحب تشييد التطبيقات والممارسات الاسلامية في إنشاء أخلاقيات السوق بدلائل اكثر وضوحا

* الدنيا خلقت من أجل الإنسان، ولكل شخص فيه حق، وكل إنسان يجب أن يشارك في آداء حقه.

* حينما نقيم العلاقة بين الاقتصاد والأخلاق يجب أن يؤخذ في الاعتبار أن هناك ممرات بين الهياكل التقليدية والحديثة ، وأنه يمكن التوصل إلى حلول تقلل من التوترات بين هذه الهياكل وتجلب السمات المشتركة في الصدارة

* يجب التحدث عن رفاهية المجتمع وفضيلته معاً.

*  ينبغي التأكيد على أن المشاكل والمفاهيم الاقتصادية والأخلاقية لا تناقش في أطر قطعية وضيقة بل يجب ان يطرح التناقش في نطاق أكثر مرونة وأوسع مجالا.

*  الاقتصاد الذي يحمل المخاوف الأخلاقية لا ينبغي أن يكون مقبولا كمصيرنا.

* من الضروري إنتاج الاقتصاد الذي يرتكز على كرم الإنسان، لا المنتاج من الانسان كمركز

* لا ينبغي قبول إقتصاد خالٍ من المفاهيم الأخلاقية كقدر لنا.

* يجب أن يتم إنتاج الأفكار والنماذج حول الأسئلة التي ستؤدي إلى مصير البشرية اليوم: 

أ) من سيكشف القيم الاقتصادية

 ب) كيف يمكن للمجتمعات أن تنال الازدهار

ج) كيف سيتم تقسيم هذه الثروة.

* ينبغي النظر في النمو الاقتصادي وتوزيع الدخل العادل معا.

* يجب أن يكون إنتاج الثروة ومشاركتها  وتوزيعها عادلة ومنصفة.

* في نظام تبادل الأموال ينبغي إيلاء الأولوية للشواغل الأخلاقية، وينبغي دراسة مشكلة الدين في العلاقات بين الاخلاق والعملات بعمق.

*  يجب سد الفجوة الكبيرة بين النظام المالي والاقتصاد الحقيقي.

* يجب أن تقود أقسام الاقتصاد إعداد الأسس العلمية التي يتم تشكيل ونقاش النماذج المتعلقة بنا.

* عند مناقشة ظاهرة الاستهلاك، من الضروري عدم التغاضي عن حقيقة أن الشخص قد تحول من موقع الفاعلية للاستهلاك إلى موقع المفعولية للاستهلاك

* يجب أن يتم دعم الاستخدام الواعي على أساس الملكية المؤقتة / المحدودة بدلا من الاستهلاك اللاوعي على أساس الجوع، ومتعة غير محدودة على أساس الملكية غير المحدودة.

* ضد أنماط الحياة التي نعتقد بانها معتضدة علينا تعزيز إعادة التدوير إلى أساليب الحياة ودعم اليد الثانية وإعادة استخدامها، وتبادل الهدايا، وإنتاج مشاريع المسؤولية الاجتماعية، والعودة إلى الطبيعة كل ذالك يجب أن يتحول إلى نمط الحياة

*  تجدر الإشارة إلى أن الادخار والتصدق يمثلان أيضا وضعا روحيا وينبغي التأكيد عليه واستقدامه.

* يجب إيجاد الوعي بالحاجات الصناعية والاحتياجات التي تنتجها ثقافة المزيفة للاستهلك.

* يجب أن يستهلك المسلمون من جميع السلع بملاحظة انها نعمة وأمانة بقدر ما هو ضروري و حلال.

* وينبغي زيادة الوعي حول القضايا التي تحافظ على حرص الاستهلاك على قيد الحياة وتسبب الاستهلاك اللاوعي.

*  وينبغي أن يوضع في الاعتبار أن الأخلاق الفردية والمسؤولية الاجتماعية ترتبطان ارتباطا وثيقا؛ ينبغي ضمان اعتماد الناس على المعايير الأخلاقية الاجتماعية.

* يجب الاهتمام بالكسب الحلال والمال الحلال والاستهلاك من الحلال ومشاكل التقاسم، وينبغي توعية الناس في هذا الموضوع وان يكون الجمهور على بينة من هذه القضايا.

*  ينبغي تطوير الوعي بأن حقوق العمال، وهي واحدة من أكبر أصحاب المصلحة في آلية الإنتاج، ينبغي أن تحدد وفقا لكرامة الإنسان، وينبغي أن يتحول هذا التدبير إلى سياسة الدولة.

*  ينبغي تطوير الممارسات التي من شأنها أن تشيد أخلاقيات الأعمال من جانب الفردية والاجتماعية (المحاضرات والسياسات الحكومية ومبادرات المجتمع المدني)

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1664 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim