Türkiye’nin içinde yaşadığı ve her karışı için şehit kanı gibi ulvi, mukaddes ve değeri ödenemeyecek bir bedel ödenen coğrafyada yakın bir tarih olan 15 Temmuz darbe girişimiyle ülkemizin içinde ve dışında yaşanan hadiseler karşısında böyle bir bildiriyi hazırlama gereği duyulmuştur.
Türkiye’nin bugün içinde yaşadığı sınırlarımız ve geçmişte yüzyıllar boyu hâkimiyet alanı olarak değerlendirildiğinde Adriyatik’ten Çin seddine kadar olan Kafkasya, Ortadoğu, Balkanlar dün nasıl siyasi coğrafyamızsa bugün o topraklarla bizim gönül bağımız devam etmekte. Kısaca Gönül coğrafyamızın oldukça geniş olan sınırlarında Emperyalist, Batı Haçlı Zihniyeti, Kapitalizmi de arkasına alarak suni coğrafyaların sınırlarını çizmiş olabilir. Ancak yüz yıl öncesine kadar kardeş olarak bağrımıza bastığımız bu geniş gönül coğrafyamızın sınırlarını bize kimse dikte ettiremez. Süleyman Şah’ın, Gazi Murat Hüdavendigar’ın, Kafkas kartalı Şeyh Şamillerin, bilge Aliyev Izzetbegoviç’in hakkı için, toprağı vatan yapmak için en sevdiği canlarını bugün maddi sınırlarımızın dışında kalan coğrafyada bırakan şehitlerimizin coğrafyasında olanlara kayıtsız kalmak şehitlerimizin ve orada bıraktığımız kardeşlerimizin haklarına sahip çıkmamaktır.
Türkiye’nin sınırlarına komşu ülkelerde meydana gelen olaylara ebed müddet devletimizin kayıtsız kalmasını kimse beklemesin. Devletlerin her türlü yıkıcı, bölücü terör örgütlerine karşı doğal reflekslerini göstermesine sınıra komşu olmayan ülkelerin anlamasını beklemek abesle iştigal olacaktır. Türkiye yıkıcı, bölücü terör örgütlerine uluslararası sözleşmelerden doğan en tabi hakkını dün olduğu gibi bugünde kullanacaktır.
Gün, Türkiye’nin bu haklı, haysiyetli, kişilikli mücadelesinde tek yürek, tek ses olma zamanıdır. İç siyasete malzeme yapılamayacak kadar hassas bir meselede Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumaya ve sınırlarımızda çöreklenen terörist gruplara yönelik başlatılan Zeytin Dalı Harekâtı, Osmanlı coğrafyasındaki kardeşlik hukuku olan “ittihad-ı İslam”, ülküsünü ve millet olarak birlik beraberliğini ortaya koyan bir harekâttır.
Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde başlattığı Zeytin Dalı Harekâtı’nın ülkemizi tehdit eden tüm unsurların tamamen yok edilinceye kadar devam etmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Türkiye’nin uluslararası sözleşmelerden doğan ve meşru müdafaa hakkı olan Zeytin Dalı Harekatı’nın bir olmak, iri olmak ve diri olmak konusundaki kesin düşüncemiz çerçevesinde, madden ve manen devletimizin, milletimizin ve ordumuzun sonuna kadar yanında olduğumuzu Türk ve dünya kamuoyuna bildirmek isteriz.
TÜRKİYE YAZARLAR BİRLİĞİ İZMİR ŞUBESİ YÖNETİM KURULU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.