Komutanım,
Tam bir sene oldu. Geçen sene 24 Ağustos’ta kardeşinin şehîd olmasına isyan eden bir yarbayın sarf ettiği sözlere şöyle karşı çıktım:
“Bunu bir asker yakını yapsa anlarım. Çünkü bu ülkede, askerlik mecbûrî. Çocuğunu istemeden gönderen de var. Ama subaylık, bir meslek ve tercihle subay olunuyor. Savaş sanatını öğrenmek ve lüzûmu hâlinde savaşmak için.
İsteyen, bana vicdansız diyebilir. İsteyen, hükûmet yalakası diyebilir; hattâ, vatan hâini diyebilir. Umûrumda değil. Ben Müslüman Türk ordusunun şerefine, nâmusuna inanırım. Siyâsîlerin, AK Parti’nin Türkiye’ye çağ atlatma başarısını filan geçin. Bugünlere geldiysek, milletine silah doğrultmayan, tank yürütmeyen askerler sâyesinde geldik. Kelle koltukta hareket eden komutanların Peygamber Ocağı ruhuna sâhip çıkmasıyla geldik.”
15 Temmuz gecesini de milletine silah doğrultmayan, tank yürütmeyen askerler sâyesinde atlattık Paşam. Peygamber ocağının şerefli Türk subayları, o gece vatan hâinlerine karşı durduğu için atlattık. Ömer Halisdemir’e “Evladım, şehid olma zamanı” dediğiniz için, şehidimiz de “Emredersiniz” dediği için atlattık.
O gece ordu-millet el eleydi Paşam. Bu millet, “Tek başıma kalsam da düşmanla savaşırım” diyen komutanın arkasındadır. Gerekirse kazma kürekle…
Zafer ayındayız Paşam. Cennetmekân Yavuz Selim Han, otağına ok atılınca, “İsteyen geri dönsün. Ben tek kalsam da giderim.” demişti. Çaldıran Zaferi’ni böyle kazandık.
Sultan Alparslan, “İsteyen ayrılsın. Ben tek kalsam da savaşırım” dediği için Malazgirt Zaferi’ni kazandık
Biz, bu komutan ruhunun 15 Temmuz gecesi hâinlere tek başına direnen Ömer Halisdemir’de ve sizde tecelli ettiğine yürekten inanıyoruz Paşam.
Tanrı Kut Mete Çağı’ndan
Son Peygamber kucağından
Hacı Bektaş ocağından
Açık size sır meydanı
Bize hakkınızı helâl edin Paşam. Sâyenizde keyfimiz çok yerinde. Sizler Cerablus’ta savaşırken sabah kalkıp çayımızı demledik. Kahvaltımızı ettik. Gündelik işlerimizin derdine düştük. Çiçeklerimizi suladık. Savaşın dedikodusunu yaptık.
Bir şey daha yaptık Paşam. Sizin kahramanlığınızı anlatan siyâsîleri dinledik. Nasıl da korkusuzca anlattılar diye hayret ettik(!).
Mohaç’taki, Çaldıran’daki, Mercidabık’taki, Malazgirt’teki, Dumlupınar’daki şehîdlerimizin aziz ruhları sizinle beraber olsun.
Gazânız mübârek olsun.
Tam bir sene oldu. Geçen sene 24 Ağustos’ta kardeşinin şehîd olmasına isyan eden bir yarbayın sarf ettiği sözlere şöyle karşı çıktım:
“Bunu bir asker yakını yapsa anlarım. Çünkü bu ülkede, askerlik mecbûrî. Çocuğunu istemeden gönderen de var. Ama subaylık, bir meslek ve tercihle subay olunuyor. Savaş sanatını öğrenmek ve lüzûmu hâlinde savaşmak için.
İsteyen, bana vicdansız diyebilir. İsteyen, hükûmet yalakası diyebilir; hattâ, vatan hâini diyebilir. Umûrumda değil. Ben Müslüman Türk ordusunun şerefine, nâmusuna inanırım. Siyâsîlerin, AK Parti’nin Türkiye’ye çağ atlatma başarısını filan geçin. Bugünlere geldiysek, milletine silah doğrultmayan, tank yürütmeyen askerler sâyesinde geldik. Kelle koltukta hareket eden komutanların Peygamber Ocağı ruhuna sâhip çıkmasıyla geldik.”
15 Temmuz gecesini de milletine silah doğrultmayan, tank yürütmeyen askerler sâyesinde atlattık Paşam. Peygamber ocağının şerefli Türk subayları, o gece vatan hâinlerine karşı durduğu için atlattık. Ömer Halisdemir’e “Evladım, şehid olma zamanı” dediğiniz için, şehidimiz de “Emredersiniz” dediği için atlattık.
O gece ordu-millet el eleydi Paşam. Bu millet, “Tek başıma kalsam da düşmanla savaşırım” diyen komutanın arkasındadır. Gerekirse kazma kürekle…
Zafer ayındayız Paşam. Cennetmekân Yavuz Selim Han, otağına ok atılınca, “İsteyen geri dönsün. Ben tek kalsam da giderim.” demişti. Çaldıran Zaferi’ni böyle kazandık.
Sultan Alparslan, “İsteyen ayrılsın. Ben tek kalsam da savaşırım” dediği için Malazgirt Zaferi’ni kazandık
Biz, bu komutan ruhunun 15 Temmuz gecesi hâinlere tek başına direnen Ömer Halisdemir’de ve sizde tecelli ettiğine yürekten inanıyoruz Paşam.
Tanrı Kut Mete Çağı’ndan
Son Peygamber kucağından
Hacı Bektaş ocağından
Açık size sır meydanı
Bize hakkınızı helâl edin Paşam. Sâyenizde keyfimiz çok yerinde. Sizler Cerablus’ta savaşırken sabah kalkıp çayımızı demledik. Kahvaltımızı ettik. Gündelik işlerimizin derdine düştük. Çiçeklerimizi suladık. Savaşın dedikodusunu yaptık.
Bir şey daha yaptık Paşam. Sizin kahramanlığınızı anlatan siyâsîleri dinledik. Nasıl da korkusuzca anlattılar diye hayret ettik(!).
Mohaç’taki, Çaldıran’daki, Mercidabık’taki, Malazgirt’teki, Dumlupınar’daki şehîdlerimizin aziz ruhları sizinle beraber olsun.
Gazânız mübârek olsun.
25.08.2016 Vahdet
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.