Geçtiğimiz yıl raflardaki yerini alan, İZ: Portreler Vesaire kitabından bahsetmek istiyorum. Yukarıdaki başlık, bu kitabın giriş cümlesi. Ahmet Erbil’in elinden çıkmış Türk ve dünya sanatında iz bırakmış şahsiyetlerin öyküleştirilmiş hayatlarından bahsediliyor, kitapta. Yalnız insanları anlatırken pek çok detaya da merceğini çevirmekten geri kalmamış, yazar. Osmanlı’nın Tanzimat macerası, âşıklık geleneği, seyyahlık, sinemamızın doğuşu, ülkemizde fotoğrafçılığın ve ebelik müessesesinin gelişimi gibi birbirinden farklı konulara, bize insanları aktarırken temas edilmiş.
Ahmet Erbil Türk Edebiyatı, Yedi İklim dergilerinde şiirleri yayınlanmış bir isim. Ayrıca Karabatak dergisinde de İngilizce metinlerden yaptığı çeviriler ile görünmüş. Ama portre yazılarına İzdiham dergisi ile başlamış.
Metinlerden bazıları, “ben” kipi ile yazılmış ve bu da portrelere ilave bir etkileme gücü katıyor. Birine kulak verelim:
“Ben Nef’i.
Bir şair.
Hicvi ve mizahı seviyordum sadece.
Altmış üç yaşımda sarayın odunluğunda kıydılar canıma. Toprağı bile çok gördüler sonrasında. Naaşımı Sarayburnu’ndan boğazın soğuk sularına öylece bıraktılar. Böyle olsun istememiştim.”
Devamı: https://www.dunyabizim.com/kitap/kimse-tam-olarak-anlatildigi-gibi-degildir-h32935.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.