• İstanbul 12 °C
  • Ankara 12 °C

Kitabın yeni ufku

Kitabın yeni ufku
İnsan ve toplum olarak tarih içinde kitapla olan bağımız kültür ve medeniyet tasavvurumuzun en sağlam tutamaklarından olmuştur.
Başta Kutsal Kitabımız olmak üzere, klasiklerimiz olarak nitelediğimiz ve geniş Osmanlı coğrafyasındaki hemen herkesin okuduğu veya dinlediği, hafızasına ve gönlüne nakşettiği ortak metinler, mûsıkî eserleri, geleneksel sanatlar bizi biz yapan maya hüviyetindeydiler. Klasiklerimiz üzerinden paylaşılan bir kültürel iklim, değişen şartlara rağmen canlılığını ve geçerliliğini koruyordu. Yahya Kemal diyor ki, “Benim hem dinî hem millî terbiyem üzerinde müessir olan annemdir. Annem Yazıcızâde’yi sabah namazını kıldıktan sonra okurdu. Annemin yüksek sesle ve makamla okuduğu Muhammediye’nin mısraları bana bizim öz maceramız, evimizin, mahallemizin, Üsküb’ün, müphem bir surette bütün milletimizin dünya ve âhiret macerası gibi gelirdi. Daha o yaşta Yazıcızâde Mehmed Efendi’nin Türklükle İslâmlığı yuğuran, millî, islâmî harsini benliğimde hissetmeğe başlamıştım. Annem Yunus Emre ilâhîleri de söylerdi.”                                       
Kimlikli toplum olma vasfımızı 19.yüzyılın sonlarından başlayarak ve Cumhuriyet döneminde medeniyet değişikliği ile zirve yaparak büyük ölçüde yitirdik. Yeniden diriliş ancak köklerimiz üzerinden ayağa kalkmakla mümkün olabilir. Yahya Kemal’in “kökü mazide olan ati” vurgusu, Tanpınar’ın Üstadından ve Henri Bergson’dan mülhem “devam ederek değişmek, değişerek devam etmek” idraki bir kılavuz olarak önümüzde durmaktadır. Zengin kültürel varlığımıza vereceğimiz değer işimizi kolaylaştıracaktır. Cumhuriyet döneminde klasikler denince akla Hasan Âli Yücel’in bakanlığı döneminde, 1940’lı yıllarda Maarif Vekâleti’nin hayata geçirdiği Klasikler Dizisi gelir. Başarılmış bir iştir, fakat toplumumuzu köklerinden koparma yolunda atılmış önemli bir adımdır. Batı Klasikleri bağlamında 1120, Şark-İslâm Klasikleri olarak da 66 kitap neşredilmiştir. Buna karşılık Adalet Partisi’nin en önemli kültür projesi olarak 1960’lı, 1970’li yıllarda 1000 Temel Eser adı altında klasiklerimiz olması gereken şekilde yayınlanmış, iktidar değişikliği ile kesintiye uğrayan bu önemli kültür hizmetini 1001 Temel Eser adıyla Tercüman gazetesi sürdürmüştür. Klasiklerimiz konusunda derinliğine bilgi edinmek isteyenler için D. Mehmet Doğan’ın Yazar Yayınları etiketli Neden Klasiklerimiz Yok? kitabı temel kaynak eser olarak konuyu bütün yönleriyle ele almaktadır.            Günümüzde kitap yayıncılığı büyük ölçüde özel yayınevleri tarafından ticarî bir faaliyet olarak sürdürülürken, klasiklerimizin yayınını kamu kurumlarımız üstlenmiş durumdalar. Gerçi özel yayınevleri de işin bir ucundan tutmaktadırlar. Meselâ, Yapı Kredi Yayınları, Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi adıyla son olarak 324. kitap olarak, Ahmedî’nin İskendernâme’sini yayımlayarak, bu konuda hatırı sayılır bir hizmet vermektedir.                                                                                                                                 
Kadim kültürün temel taşıyıcısı kitap binlerce yıl kâğıt baskı ile okunageldi.  Değişim ve yeniliğin temel güdü haline geldiği günümüzde kitap yeni bir ufuk kazanarak, dijital veya sayısal teknoloji ile buluşmuştur.İnternet üzerinden hayata geçirilen elektronik kitap ya da e-kitap uygulaması kitap tasavvurumuzda âdeta bir devrime yol açmış, dünyada ve ülkemizde kısa süre içinde kabul görmüştür. ’21.yüzyıl kitabı’ böyle olur dedirtecek bir olgu ile karşı karşıyayız. Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’nden aldığım bilgilere göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı e-kitap uygulamasını başlatan ilk kurumlardan olmuş. 2004 yılında Bakanlık Müsteşarı, yetkin kültür adamı Prof. Dr. Mustafa İsen’in öncülüğünde alt yapı çalışmaları başlatılmış ve bir yıl içinde hayata geçirilmiş. Divanlar, mesneviler, menâkıpnâmeler, tezkireler, kronikler, biyografiler, halk hikâyeleri ve masallar gibi Türk edebiyatının temel taşı mahiyetindeki eserler artık elimizin altında. Rahmetli Nevzat Kösoğlu’nun aşkla, şevkle çalışarak yurt içi ve yurt dışından yüzlerce uzmanla hayata geçirdiği 32 ciltten oluşan Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi’nin 2005 yılında yayını ile başlatılan alkışlanacak bu yayın faaliyeti, kültürümüze bihakkın vâkıf Prof. Dr. Nabi Avcı’nın bakan olarak konuya verdiği önemle uygulamaya konulan Türk Klasik Eserlerinin Dijital Ortama Aktarılması Projesi ile yeni bir ivme kazanmış, eserlerin belli bir standartta yayını mümkün olabilmiştir.
Bugüne kadar farklı türlerde 193 eser yayınlanmış olup, bunların bir kısmı ilk defa e-kitap olarak okuyucuya ulaştırılmıştır. Elektronik ortamda yapılan yayıncılığın sağladığı imkânlar ve avantajlar bir hayli olmakla beraber, belki de en önemli ayrıcalığı güncelleme ve zenginleştirme kolaylığıdır. Merak ettiğim husus, e-kitap uygulamasından ne ölçüde yararlanılıyor. Her ne kadar yapılanlar kültürümüzü ihyada önemli ve takdire değerse de, muhafazakâr zihinlerimiz kâğıda basılmış, ele alınıp okunan kitaptan kolay vazgeçmeyecektir 
Muhsin METE
Bu haber toplam 655 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim