• İstanbul 23 °C
  • Ankara 21 °C

Kudüs kimdeyse dünyayı o yönetir

Fatma Gülşen KOÇAK

Müslümanların kanayan yarası Filistin ve Kudüs’ün ehemmiyetini anlatan MİRASIMIZ Derneği Başkanı Muhammed Demirci, ”Kudüs küresel siyasetin altın oranıdır.

Bu ne demek? Tarihin serencamı bize çok net gösteriyor ki Kudüs kimdeyse dünyayı o yönetiyor, bugün de verilen kavga bu yüzdendir… Asıl önemli olan ise Kudüs’ün Müslümanların kutsal şehri olmasıdır. 3’üncü kutsal mabedimiz Mescid-i Aksa buradadır” diyor.

Müslümanlar kendi gündemini oluşturamadığı için hep başkalarının oluşturduğu gündemle oyalanmak durumunda kaldı. Müslümanlar kendi gündemlerini belirleyebilmeli. Bizim ana gündemlerimiz olmalı. Kudüs bizim ana gündemlerimizden biri. Oysa sadece büyük olaylar çıktığında gündemimize alıyoruz. Kudüs’ün geleceği açısından sürekli Kudüs gündemini canlı tutmalıyız. Bu bize düşen tarihi dini bir sorumluluktur. Değerli Okuyucularımız bu hafta Kudüs üzerine önemli çalışmaları olan MİRASIMIZ Derneği Başkanı Muhammed Demirci ile Kudüs’ü konuştuk.

Müslümanlar Kudüs’ü niye sürekli gündemde tutmalı?

Niye Kudüs? İki sebeple; bir; Kudüs küresel siyasetin altın oranıdır… Bu ne demek? Tarihin serencamı bize çok net gösteriyor ki Kudüs kimdeyse dünyayı o yönetiyor, bugün de Kudüs üzerine verilen kavga bu yüzdendir… İki ve asıl önemli olan; Kudüs Müslümanların kutsal şehridir, üçüncü kutsal mabedimiz Mescid-i Aksa buradadır… Ayetle ve hadislerle sabit bu gerçeği Müslümanlar bildikleri için Kudüs konusunda hassaslar, hassas olmayanlara da ayet ve hadisleri hatırlatıyoruz, tarihi iyi okumamalarını ve anlamalarını tavsiye ediyoruz. İsra suresi 1. ayeti celile Mescid-i Aksa’dan bizzat bahsederken daha birçok ayette de Kudüs vurgusu vardır… Peygamberimiz (sav) de, Mescid-i Aksa’da namaz kılınmasını salık veriyor ve üç mescide ziyaret maksadıyla ziyaret yapılabileceğini emrediyor, üç mescitten biri Mescid-i Aksa…

İsrail’in tüm stratejisi Mescid-i Aksa’yı yıkmak

Kudüs’te şu an durum nasıl, İsrail hangi hain planların peşinde?

Kudüs en zor günlerini geçiriyor. Mescid-i Aksa’nın yıkılması ve yerine bir Yahudi iddiası olan tapınak yapılması planı var. İsrail, bütün stratejilerini bunun üzerine kurguluyor. Tapınak yapılacak ve Arz-ı Mev’ud için en önemli adım atılmış olacak, yani dünya Yahudi krallığı böylece kurulmuş olacak. Kudüs tamamen İslami kimliğinden soyutlanmak isteniyor, bunun için de öncelikli olarak buradaki İslami eserlere sahip çıkan, onları koruyup kollayan, İslami kimliği canlı tutan Kudüslü 350 bin Müslümana büyük baskılar yapılıyor. Ekonomik ve psikolojik baskıya maruz kalan Müslümanlar sosyolojik olarak Kudüs’ten tecrit edilmek isteniyor en nihayetinde. Mescid-i Aksa için mallarından ve canlarından geçen 350 bin Kudüslü Müslüman, dünya Müslümanlarının onurudur, dünya Müslümanları Kudüslü Müslümanlara sahip çıkmak zorundalar; çünkü onlar Mescid-i Aksa’yı koruyorlar, Kudüs’ün İslami kimliğini muhafaza ediyorlar.

Ulus devleti alçak bir hurafe

Yahudi Ulus Devletinin onaylanmasıyla hangi değişiklikler gelecek?

Yahudi milleti emellerine adım adım yaklaşıyor. Yahudi Ulus Devleti meselesi de bunun atılmış son adımıdır, bunu yarın Mescid-i Aksa’nın yıkılması adımı takip edecek. Yahudiler, kendilerini üstün ırk olarak görüyorlar; ne yazık ki Yahudi seviciler, Yahudilerin bu amentüsünün farkına varamıyorlar. Müslümanlar Kur’an-ı Kerim’e ve hadislere dönseler, Rabbimizin buyruklarına, Peygamberimizin (sav) tavsiyelerine kulak verseler Yahudileri ve ne yapmak istediklerini çok iyi anlayacaklar. Yahudi Ulus Devleti bir ırk devleti demek. Yahudilik bu anlamda bir din değil, dini motiflerle bezenmiş bir hurafeler manzumesidir. Kendi neseplerinden gelmeyen ve kendilerini Yahudi olarak kabul edenleri bile Yahudi olarak görmeyen bir anlayışa sahip alçaklar topluluğunun oluşturduğu bir devlet inşa etmek istiyorlar.

350 bin Müslüman vatansız

Kudüslü Müslümanlar dünya Müslümanlarından neler bekliyor?

Sahip çıkılmayı... Zordalar; hem ekonomik anlamda, hem psikolojik anlamda oldukça zordalar. İnanılmaz baskılara maruz kalıyorlar. Düşünebiliyor musunuz; Mescid-i Aksa’ya nöbet tutmak için giden bir aile akşam evine döndüğünde, yüzyıllardan beri kendilerine ait olan evde bir Yahudi aileyi oturuyor görebilir. Dünyanın hiçbir yerinde böylesi bir olaya şahit olamazsınız; Kudüs hariç!.. Kudüs’te 350 bin Müslüman yaşıyor ve bunların kimlikleri yok; yani bir devlete vatandaşlık bağı ile bağlı değiller, kendilerini Osmanlı olarak tanımlıyorlar ve özellikle Türkiye’den çok büyük beklentileri var.

Yahudiye 1.5 milyar akıyor

Türkiye’nin Kudüs yatırımları yeterli mi?

Türkiye, TİKA ile bazı çalışmalar yapıyor Kudüs’te. Mirasımız Derneği olarak biz yılın 365 günü Kudüs’teyiz. Hem İslami eserlerin, hem evlerin restorasyonunu yapmaya gayret ediyoruz, hem Müslümanların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Yine bazı STK’lar da Ramazan ayında Mescid-i Aksa’da iftar vermeye başladı son yıllarda. Ama yeterli mi? Kesinlikle hayır. Yeryüzüne dağılmış 12 milyonluk bir Yahudi nüfusu var. 12 Milyon Yahudi’nin Kudüs’ün Yahudileşmesi yani İslami kimliğinden soyutlanması için topladığı para yılda 1,5 milyar dolar; buna karşın 2 milyara yakın Müslüman Kudüs’e yılda 15 milyon dolar yardım yapıyor!

Kudüs’e gidiş kolay olmalı

Türkiye, Kudüs meselesinde hem devlet olarak hem millet olarak daha fazla ne yapabilir?

Devletimizin Kudüs’e gidişler konusunda ciddi ve kalıcı çözümler üretmesi lazım. Yahudiler vizesiz olarak ülkemize geldiği halde; İsrail, Türkiye’ye vize uyguluyor ve bu, yeni uygulanmaya başlanan “yılda bir kez gelinebilir” uygulaması ile daha da zorlaştırıldı. Yani, Kudüs’e yılda birkaç kez ziyarette bulunmak isteyen Müslüman artık sadece bir kez gidebilecek. Tur şirketlerinden de yapacakları tur başına 15 bin dolar teminat isteniyor. Devletimizi acilen bu konularda gerekli tedbirleri alması ve bu konuyu çözmesi lazım. Milletimiz ise Kudüs’e daha çok gitmek için harekete geçmeli. Kudüs’ü her dem zihinlerinde canlı tutmalılar; çünkü Kudüssüz olmaz!

Çocuğa Filistin aşkı verilmeli

Türk milletinin Kudüs duyarlılığını nasıl okuyorsunuz?

Özellikle kadınlarımızda Kudüs hassasiyeti çok daha yüksek; ama yeterli değil. Çocuklarımızı Kudüs hassasiyeti ile, Mescid-i Aksa şuuruyla yetiştirmek zorundayız. Kudüs’ü fethedecek nesiller yetiştirmezsek kendimize ve nesillerimize yazık ederiz ki, bir nesil de Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı sadece kartpostallarda görmeye mahkum kalır.

Yahudiler Teksas’a gitsin

Kudüs meselesinin sizce nihai çözümü nedir?

Kudüs’ün ve tüm Filistin’in İsrail’den kurtarılması. İsrail, İslam coğrafyasında bir ur gibi çıktı ve yayılıyor; sökülüp atılması lazım, bunun pazarlığını dahi Müslümanlar düşünmemeli. Yahudiler illa bir yerde toplanacaksa Teksas’ta toplansılar.

Kudüs’e gidişlerin artmasını nasıl yorumluyorsunuz?

2017’de ülkemize gelen 530 bin Yahudi’ye karşın ülkemizden Kudüs’e gidenlerin sayısı sadece 41 bin! Bu rakamlar durumun vahametini gösteriyordur sanırım. Evet, geçtiğimiz yıllara oranla bir artış var; ama az önce de ifade ettiğim gibi İsrail buna karşı bir hamle ile gidişleri sınırlandırdı.

Bir Filistinli için Osmanlı hangi anlam ifade etmektedir?

Yaşlıları hâlâ Osmanlı kimliği taşıyorlar, gençlerinin giydikleri tişörtler ise Osmanlı padişahlarının tuğraları ile süslü. Filistin için “Osmanlı’nın işgal altında toprağı” tanımlamasını yapıyorlar. Ve Türklere “siz komutan olun, biz asker olmaya hazırız” diyorlar.

Türkiye’de Ortadoğu uzmanı olarak konuşanların sizce en temel eksikliği nedir?

Ortadoğu’yu bilmemeleri, Ortadoğu’ya gitmemeleri. Gidenlerin ise genellikle İslami kaynaklardan beslenmemesi.

‘Terörün bitmesi için Filistin sorunu çözülmeli’

Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed, global düzeyde teröre karşı savaşın sorunun kökenindeki sebeplere eğilinmediği sürece başarılı olamayacağını belirterek, Filistin’in tanınmasının ve İsrail’in işgalini ve hak ihlallerini sonlandırmasının terör ve şiddetin son bulması için şart olduğunu vurguladı. Dünyanın İsrail’in hukuksuzluğuna  seyirci kaldığına işaret eden Mahathir, şunları dile getirdi:

İsrail terör devleti

“İsrail uluslararası hukuku ihlal ettiğinde, uluslararası sularda ilaç, gıda ve inşaat malzemesi taşıyan gemileri haksız yere müsadere ettiğinde dünya buna ses çıkarmıyor. Kendisini hedef alan etkisiz bir iki rokete karşı misilleme olarak hastaneleri, okulları ve diğer binaları bombalıyor, masum sivilleri, öğrencileri ve hastaları öldürüyor. Bütün bunlara karşı dünya, İsrail’i ödüllendirir gibi ve Filistin’i provoke etme pahasına Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma yoluna gitti. Filistinlilerin öfkesi ve çaresizliği, onları ve destekçilerini terör yöntemlerine başvurmaya itiyor. İnsanları dehşete düşüren her eylem terörizmdir. Devletlerin bombalarla masum insanları hedef alması da dehşete düşürmektedir. Bunlar da terör eylemidir.” Malezya’nın terörle mücadele konusunda kararlı olduğunun altını çizen Mahathir, “Filistinlilerin topraklarına dönüşüne izin verilsin. Filistin devletinin var olmasına izin verilsin. Hukukun üstünlüğü egemen olsun. Terörle savaşmak terörü bitirmez. Teröristlerden daha fazla teröre başvurmak da sorunu çözmez” dedi.

Myanmar’ın halkını katletme hakkı yok

Myanmar’ın Arakanlı Müslüman azınlığa yönelik katliamlarını da değinen Mahathir Muhammed, Myanmar lideri Aung San Suu Çii ve hükümetini şu sözlerle eleştirdi: “Ben başka ülkelerin iç işlerine karışılmaması gerektiğine inanıyorum. Ancak bir ülkede katliam yapılıyorsa dünya buna seyirci mi kalacak? Ülkeler bağımsızdır. Ama bir ülke bağımsız diye halkını katletme hakkına sahip midir?”

Fatma Gülşen Koçak- Yeni Akit

Bu yazı toplam 517 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim