• İstanbul 18 °C
  • Ankara 24 °C

Ömrünü kültüre vakfetti D. Mehmet Doğan

Ömrünü kültüre vakfetti D. Mehmet Doğan
Toprağın eski teorisyeni, edebiyatın protestan muhalifi; 'Türkendülüsiye' terkibini yapan dil simyacısı, bilimsel aydın, maddi mutasavvıf, manevi rehberdir. Gizli şairdir, açık yazar. D. Mehmet Doğan'ı yazdı Mustafa Everdi..

Adı, Hareket Dergisi’nde duyuldu. İstanbul’da müptedi, Nureddin Topçu çevresinde. Herkese meçhuldü, en bilinen şöhretimiz oldu. İstanbul’un Ankara’ya hediyesi; Ankara’nın değişmez sembolü; Türkiye Yazarlar Birliği’nin.

Türkiye’de bir ömür kültüre adanmış hayatların temsiline adaydır

Herkesin hayatını değiştiren Batılılaşma İhaneti kitabı ile hızlı bir giriş yaptı kültür dünyamıza. Batılılaşma, resmi ideolojinin kızılelmasıydı, ilk defa “ihanet” olarak tanımlanmış; yeni bir din gibi ikame edildiği tespiti ile cepheden bir saldırıya maruz kalmıştı. Orhan Pamuk, “insanların dünyasını değiştiren kitaplardan olduğunu” Yeni Hayat’ta tescil ettiğinde sağır sultan bile kitaptan haberdar ve derin Türkiye’nin bestseller’i idi zaten. Bu kitap Mehmed Doğan’ın ayağını bastığı merkezdir ve çevresindeki çemberi genişletmekle geçer bütün hayatı. Sonunda bu merkez Mağlubiyet İdeolojisi ile ulaşmıştır zirveye.

Bu yüzden D. Mehmed Doğan, Kalecik’te doğdu, İstanbul’da Harekete geçerek büyüdü, gelişti ve Ankara kadrosunun demirbaş aydını oldu. Türkiye’de bir ömür kültüre adanmış hayatların temsiline adaydır.

İbnül vakit değil, ebul vakittir bu yüzden.

Kelimelerin resmi ideolojiye hizmet eden anlamlarını sözlüğünden atarak...

Dilin altında bir dilden konuşanlara, gerçek kelimeler vermek için,Büyük Türkçe Sözlük’ü yazdı. Dilin yalın halinden Türkçe’nin anlam yoğunluğuna ulaştı: Neyi yazsa mızraklara temren; neyi nesirleştirse gerilen yaylara ok olur. Fikir savaşımızın kelime levazımat subayıdır. Üst perdeden konuşanların kekeme olduğunu ispatlamak onu sözlükçü yaptı zorunlu olarak.

Yine de bir rüya içindeyken ikinci bir rüyaya seslenme becerisi gösterir. Resmi Türkiye’nin içinden Öteki Türkiye’nin akıncısı; alçak perdeden konuşanlara inat, konuşan Türkiye’nin serdengeçtisi. Susan ve sineye çeken bir Türkiye’nin konuşan sesi; emreden bir üslupla ve pervasız. Resmi Türkiye’den milletin evrenine sürgün edilen bir Anadolu evladı; bu yeteneği ile resmi dairelerdeki memuriyet hayatını kayıtlardan silmeyi başarabilen bir aydındır O.

Kelimelerin resmi ideolojiye hizmet eden anlamlarını sözlüğünden atarak anlamın bağlamına -milletin verdiği renge- sahip çıkarak bir tavır, duruş sergileyen ender sözlükçülerdendir. Rengini kaybetmiş kelimeleri boyamaktan üstü başı boya içindedir her zaman. Kelime ressamı, tuvali Büyük Türkçe Sözlük’tür. Kaçıncı baskı yaptığı iddiasında herkes yanıldığını kabullenmek zorunda. Matbaaların basmak için nöbet beklediği kitaplardandır.

Kendini bir derneğe adayarak fedakârlığa yeni anlamlar katmaktan çekinmez

Türkiye Yazarlar Birliği, kurucu ve üyeleri ile nostaljik bir hatıra iken Mehmed Doğan için değişmez bir “libas”. 1978 yılından beri TYB, Mehmed Doğan ismine kaynak oldu; yılların etkisi, zamanın pası eritemedi aradaki perçini. TYB’nin çekim gücünden hiçbir zaman çık(a)mamıştır. Gönüllü ve nöbetçi “başkan”lığa mahkûm edilmiş gibi tekkeyi bekler. “Şeref” başkanlığı ile imam gelene kadar cenazenin başında bekleme görevini bihakkın yerine getiriyor. İmamın geleceği, D. Mehmed Doğan’ın pes edeceği yok!

Başkanlığa göz dikenlere, kendinden emin bir ümitsizlik yayabilir. Dağınık endişeleri zekâsının manevrasıdır. Melankoli tüter başından. Her şey onu yaralamak için elbirliği eder. Ne yazık ki yolunu bulamaz tedavinin. Yeşilden kızıla her renge boyanır ve birbirinin üzerine tırmanır fikirleri. Bütün başkanlar mutsuzdur. Birkaçı bunu bilir, Mehmet Doğan gibi nadiren. Özlem tüneline girer, çıkmak için acelesi yoktur. Sadece kendi acısını meşru görür, başkalarının acıları izah edilebilir ve aşılabilir. Aşamıyorlarsa Mehmet Doğan gibi güçlü olmadıkları içindir.

Çevresine çizdiği TYB çemberinden dışarı çıktığında hâle bozulacak, büyü kaybolacak diye azizler gibi dikenli başkanlık tacı taşımaktan yara bere içinde her zaman. Sessizlik içinde kaçışanlara inat nöbet tutmaktan, kendini bir derneğe adayarak fedakârlığa yeni anlamlar katmaktan, omuzlarına binen yükü taşımaktan hiçbir zaman çekinmez. Serdengeçtiliğe çağdaş anlamlar katar; kültüre adanmış ruh; kelimelerden kale kurma mimarı. Şiirin içinden geçer varır mizahı mesken tutar. Roman, hikâye, deneme, eleştiri her ne varsa her türe ödül vermek için bir ömür harcar; kendini ödüllendirmeyi bilmez.

Bütün hükümetlerin kültür politikasının gönüllü Denetleme Müdürüdür

En güzel kelimelerle süslenir; en mütevazı elbiseler giyer. Türkçü İslamcı, İslamcı Türkçüdür. Toprağın eski teorisyeni, edebiyatın protestan muhalifi; “Türkendülüsiye” terkibini yapan dil simyacısı, bilimsel aydın, maddi mutasavvıf, manevi rehberdir. Gizli şairdir, açık yazar. Sertifikalı kültür adamıdır, diplomalı entelektüel. İyi pilottur; kötü şoför.

“Türkçenin Şiir Şöleni”, “Kültür Sanat Yıllıkları” ile son 40 yılımızın icmaline emek vermiş işçidir. Her gelen yeni nesle seslenmenin bir yolunu bulabilmiş muharrir olmak zordur ama Mehmed Doğan için sorun değildir. Kelimelerin icmalini yapan, defter-i kebirini tutan muhasebeci; kültür-sanat yıllıklarını yayınlayan kültürün yeminli müşaviri.

Bir ömür kültüre vakfedilmiş bir hayat. D. Mehmet Doğan.Türkiye’nin medar-ı iftiharı. Adresi Kültür Mahallesi, Türkiye Yazarlar Birliği Caddesi, TYB Vakfı Sokağı, No; Yazar Yayınları. Nöbetçi kültür adamı. “Doğan” Mehmet hep nöbette; bütün hükümetlerin kültür politikasının gönüllü Denetleme Müdürüdür.

Mal varlığına eklenen hep kitaplardır; kelimeler kavramlar. Bulunduğu bütün dekorlar kitapla düzenlenir; aşk kitapsız, meşk kültürsüz olmaz. Kültür Bakanları kültüre dokunamıyorsa Mehmet Doğan bir boşluk bırakmadığı içindir. Resmi her iş kendini beğenmişliğin kof aldatmacasında eğlenir. Mehmet Doğan'sa kültürü varlık/yokluk, hayat/memat meselesi görür. Bu meseleyi kendi keşfetmiş gibi üzerine titrer; her ne varsa getirip gündeme taşır modern zamanların unuttuğu. Kültürün sinir uçlarını kendine bağlamak ister, her yeni yılda elinden kaçırır, tekrar toplamak için seferber olmaktan fırsat bulamaz tatillere.

İcmal yapma çabası; mutlak bir tamama ermeyi, unutturur hedefe ulaşmayı. Zaman onun dışında kafasının estiği gibi akar; kültürün yol alma imkanı kalmadığında servis yolu açmak için bir uğraşa dalar her yeni günde. Kültür Bakanlarının peş peşe gelmesiyle kültür büyümez. Şefkatle büyütmek için kültürel bebeklerin başından ayrılmaz Mehmet Doğan.

Bizim iktidarımızda, ona en büyük kültür ödülü verilecek

Coşkusunu kültür-sanattan alır; başka bir hayat tarzı bilmez. T. Yazarlar Birliğine çıkar hayatın her alanı, her caddesi. Bu yollar muteberdir; itibarsa iktidar ve nimetlerine… Mehmet Doğan bir bunu anlayamaz; kırmızı halılarla geçilen yollar, kelimelerle kurulan yollardan neden daha önemli. Anlamlı, itibarlı.

Kelimelerle bir evren kurar; şatosunda gelip geçen muhafızlar. Kulesinden hiç inmez; hayatın dağdağasında çiçekler açan kültürün ana caddesinden çıkıp kaybolmaktan korkar. Bu nedenle yanında mutlaka bir mihmandar vardır; Ahmet Fidan’a bir dünya, Mehmet Doğan’a evren gerekir. Karşılaşmaları yılda bir defa olmalı; Pluton yılı ile.

Bir ömür kültüre adanmış bir insan; kim varsa, uğrasa çevresine hemen hepsi firaridir. Kültüre mahkum olmayan bir günü yoktur; hayatında da başka bir alan. Her insanın zamanla heyecanını kaybedip kendini tecrit ettiği kültürün havuzunda Mehmet Doğan’ın yıkanmadığı gün yoktur. Bu yüzden hep gençtir; her zaman başkan.

Bizim iktidarımızda, ona en büyük kültür ödülü, “Kültüre Adanan Bir Ömür” nişanı verilecek; yaş haddinden re’sen emekli edilecektir.

“Körler ülkesinde, görmek, bir hastalık sayılır” der C. Şahabettin. Mehmet Doğan etik ve estetik bir kültürün hizmetkârı. Kültür kuruluşlarımızın azat kabul etmeyen başkanı. Bizim dahi nefer olmakla, katılmışlığımız vardır girdiği savaşlara. Tezkere aldık, icazet alamadık; sitemimiz ondandır.

Bu da bir okuyuştur. D. Mehmet Doğan kitabından.

(Bu D. nin anlamı hakkında rivayetler muhtelif. Türkiye’de o kadar çok Mehmet Doğan var ki; şair, yazar… Bunlardan ayrılabilmek, farkını ortaya koymak için D. kullanır Mehmet Doğan. İçeriği muhteliftir; kimine göre deli, kimine göre deryaanlamı vardır. Delilik olmasa bu kadar nöbete gönüllü kim yazılırdı? Elin ağzı torba değil ki büzesin demişler. Biz de bu torbaya girmekle Tövbe-i Nasuh kapısını aralamış olalım. Ve bu D.nin derya olduğuna şahitlik edelim.)  

Mustafa Everdi yazdı

Dünyabizim.com

Bu haber toplam 1160 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim