Türkiye hangi savunma silahını edineceğine kendisi karar veremiyorsa zaten bağımsız niteliğini çoktan kaybetmiş demektir.
Soğuk Savaş dönemi geride kaldı. Eski düşmanlar kardeş oldu; yeni ekonomik, askeri ortaklıklar kuruldu.
NATO’nun işlevi değişti. Üyelerin birbirini koruduğu kolladığı bu askeri ittifak, bugün üyelerinin birbirine tuzak kurup asimetrik savaş yürüttüğü bir pakta dönüştü.
Bu yüzden o günlerden kalma argümanlarla dünyanın ve Türkiye’nin bugünkü durumunu değerlendiremeyiz.
Kaldı ki NATO müttefikimiz olan ABD ve Batı, Türkiye’ye hava savunma sistemi vermeye yanaşmadığı gibi, var olan sistemleri de Suriye savaşının ortasında söküp götürerek “dost” ve “müttefik” olmadıklarını kanıtladılar.
Ayrıca Pentagon uzun süredir yanı başımıza, doğrudan Türkiye’yi hedef alan bir “garnizon devlet” kondurmaya çalışıyor.
ABD, stratejik ortağı Türkiye’ye karşı bir terör ordusu kurdu ve Ankara’ya karşı asimetrik bir savaş yürütüyor.
Körfez ülkelerini 1. Dünya Savaşı öncesinde olduğu gibi yine Türkiye’ye karşı ittifak halinde topladı. Yunanistan ve İsrail’i askeri olarak Türkiye’ye karşı desteklemeyi sürdürüyor.
Peki Türkiye bu durumda ne yapıyor? ABD ve Batı’yla ipleri atıp İran mı oldu? Hayır! ABD’den alamadığı savunma sistemlerini Rusya’dan almaya yöneldi.
Devamı: https://www.aksam.com.tr/yazarlar/kurtulus-tayiz/s400ler-meselesi-c2/haber-975354
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.