Bundan tam 90 yıl evvel bugünlerde bulunan hârikulâde bir ilâç sâyesinde milletimiz dermansız bir hastalıktan iyileşmeye başladı.
Evet, 1000 yıldır beyni sulanmış olan milletimizi bu hâle getiren faktör şu korkunç “Arap harfleri”nden başkası değildi.
“Asırlardan beri kafalarımızı demir çerçeve içinde bulunduran, anlaşılmayan ve anlayamadığımız işâretlerden kendimizi kurtarmak mecbûriyetindeyiz." deniyordu.
“Asırlardan beri” kafalarımızı örümcek bağlamıştı, çünkü.
1000 yıldan beri “anlaşılmayan ve anlayamadığımız işâretlerden kendimizi kurtarmak” mümkün olmamıştı bir türlü.
1000 yıl boyunca güneşin doğuşuna ve batışına -zamânın mânâsını unutup kaybedecek kadar fazla- şâhid olan bu millet toptan bunamıştı demek ki...
Neyse ki sonunda tam isâbetle teşhis edilen hastalığın tedâvîsi de daha fazla gecikmeden başlatıldı...
Kısaca söyleyelim:
Nihâyet sihirli formülü bulduk.
Lâtin harflerini alıp kurtulduk...
***
“Büyük Türk milleti cehâletten, az emekle, kısa yoldan, ancak, kendi güzel ve asîl diline kolay uyan böyle bir vâsıta ile sıyrılabilir. Bu okuma yazma anahtarı ancak Lâtin esâsından alınan Türk alfabesidir..."
Devamı: https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/c-yakup-simsek/latin-harflerini-alip-kurtulduk-26523.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.