• İstanbul 23 °C
  • Ankara 20 °C

Leyla İpekçi: Kültür Bakanı’na ve kültüre bakanlara sesleniş (1)

Leyla İpekçi: Kültür Bakanı’na ve kültüre bakanlara sesleniş (1)
Şimdi siyaset ve konjonktür sebebiyle Arap Müslümanlığının Amerikan bağımlısı tutumu her zamankinden daha şiddetli kınanıyor ülkemizde.
Geçtiğimiz günlerde Suudların Yemen’de katliam yaptığı haberleri üzerine toplumca “acaba” dedik: Türkiye’nin bu güçlü yükselişi özellikle “Filistin konusundaki suskunlukları bozar mı” sorusuyla birlikte “Arap devletlerinin Sisi gibi diktatör liderlerini de sarsar mı” diye konuşmaya başladık.
Önce bir şerh düşelim.
 
İman kalpte bir nur; ki İslam’a topluca girilse de kalbin Müslüman olması ferdî bir süreç. Haliyle imanı Arap tekelinde sananlar için Anadolu irfanı gibi söylemlerin siyaseten kullanılması dışında hayatımızda tatbik edilmesi bugün her zamankinden acil bir ihtiyaç oluşturuyor.
 
Lakin Anadolu irfanı, tevhid dini, aşk hakikati vs gibi söylemlerle bir türlü davamızı bitiremiyoruz ki! Bu toprakları asırlarca mayalayan Hak dostlarının, evliyaullahın, aşk erlerinin icralarına / gönlümüzü aşk ile dokuyan sanatlarına sıra gelsin.
 
***
 
Bugün gençler dinlerini vaizlerden öğrenmekle mutmain olamıyorlarsa, Allah’ın cümbüşü işte, bugünün ruhuyla yeniden tevhid şiirine, ilahilere, divanlara, tevhid mimarisine dönmek için neyi bekliyoruz? Resulullah hakikatinden, Hazreti İnsan’ın yeryüzü halifesi olmasındaki müthiş manalardan, Kur’an’la ikiz olmanın sırrından vs tamamen bağımsız, insansız bir imanla, şekle hapsolmuş bir dinle, marifetsiz bir hakikatle dinimiz kemale erebilir mi? Hangi ruh medeniyetini kanatlandırabiliriz bu manevi sığlıkla?
 
***
 
Evet sanatta ve hayatta yüz yıllarca özüne farklı cephelerden yaklaştığımız ve yüzünü keşfettiğimiz hakikat bilgisinin (nereye dönerse O’nün yüzünü görenlerin) anlayışında aslımıza dönmeye ihtiyacımız var. Kalbin özündeki birliğe şahitlik ederek bugünün diliye, bugünün ruhunda dirilmeye ihtiyacımız var. Bu diriliş sadece topraklarda, maddede değil, gönül fethinde, yani manada olmalı demek yetmiyor, tatbikat lazım.
 
İmanı sanatın ve yaşantının içerisinde yeniden kalbimizdeki nur olarak tanımlamaya duyduğumuz ihtiyaç: Çağlar boyu insanlık için üretilmiş bu kültürü zevk etmemizle ancak medeniyetimizi kanatlandıracak bir seviyeye ulaştıracaktır bizi.
Bu haber toplam 425 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim