• İstanbul 14 °C
  • Ankara 17 °C

M. Nuri Yardım'dan: Servet Kabaklı

M. Nuri Yardım'dan: Servet Kabaklı
Türk Edebiyatı Vakfı Başkanı Servet Kabaklı, Cuma akşamı Hakka yürüdü. Müminler için ölüm rahmettir. Haktan aldıkları dâvete uyuyorlar ve ebedî âleme göç ediyorlar, hepimizin gideceği yere onlar önceden gidiyorlar.

Servet Kabaklı iki üç ay önce beyne giden kan pıhtısı tedavisi sebebiyle Maslak Acıbadem’de yoğun bakıma alınmıştı. Sonra düzelmiş ve evde istirahat etmeye başlamıştı. Biz de arkadaşlarla onu ziyarete gitmiş, uzun uzun sohbet etmiştik.

         Tanışıklığımız 1980’li yıllara dayanır. 1981’de Cağaloğlu’nda Yeşilay İşhanı’ndaBüyük İslâm Ansiklopedisi’nde çalışırken Türk Edebiyatı Vakfı da aynı binada hizmet veriyordu. Servet Beyle orada merhabamız başladı. Sonra ikinci buluşmamız Tercüman gazetesindeydi. Bir yıl kadar da gazetede mesai arkadaşlığımız oldu. Ve son olarak Türkiye gazetesinde uzun yıllar birlikte çalıştık. Servet Beyle son zamanlara kadar hep görüştük, buluştuk, sohbet ve muhabbet ettik. Ben de vakfımızın “Çarşamba Sohbetleri”nin müdavimi olduğum için burada programdan sonra odasında mutlaka yarım saat de olsa bir çay içer, ikram edilen taze simitleri yer, temel meselelerimizi ve dertlerimizi konuşurduk. Bu mecliste o günkü konuşmacı da umumiyetle hazır bulunurdu.

         Servet Kabaklı Türk Dili ve Edebiyatı mezunuydu, ama daha sonra gazeteciliğe eğildi, iyi bir muhabir ve yazar oldu. 1980’li yıllarda Turgut Özal’la yaptığı röportajlar, hatta tutuştuğu güreşler o zaman dillere destan olmuştu. Bir çok önemli haberi bulup çıkardı. Hep yerli, milli ve İslâmî çizgide durdu. Vatanperverdi, milliyetçi, maneviyatçı… Onun milliyetçilik anlayışı, İslâm’ın özüne uygun, ırkçılığa kaymayan müspet bir milliyetçilikti. Anadolu milliyetçisiydi. Mehmed Âkiflerin, Yahya Kemallerin, Necip Fazılların, Nurettin Topçuların, Sâmiha Ayverdilerin, Ahmet Kabaklıların çizgisini takip etti. Türk dünyasının ve İslâm âleminin bütün meseleleri onu ilgilendiriyordu.

          Bir gazeteci ve yazar olarak çok değerli hizmetlerde bulundu. Bir gönül insanı olarak da dost meclislerinin hep aranan simâlarındandı. Tane tane konuşur, ama muhatabını da dinler ve sohbetin muhabbet içre olmasını sağlardı. Şüphesiz onun kültür dünyamıza en büyük hizmeti ve katkısı, amcası Şeyhülmuharririn Ahmet Kabaklı’nın dostlarıyla birlikte, büyük zorluklarla tesis ettiği Türk Edebiyatı Vakfı’na bütün samimiyeti ve yüreğiyle sahip çıkması, bu mukaddes hâtırayı canla başla yaşatmasıydı.

Türk Edebiyatı Vakfı, Servet Kabaklı döneminde altın dönemini yaşadı. Vakıfta yaklaşık 40 yıldır devam eden Çarşamba sohbetlerine yine büyük katılımlar oldu, gençler bölük bölük gelip aydınlarımızı, sanatkârlarımızı, ediplerimizi ve akademisyenlerimizi dinlediler, onlardan istifade ettiler, yönelttikleri sorulara cevaplar aldılar. Çarşamba Sohbetleri akademik bir mekân olarak herkesin iştirak ettiği bir bitmez okul misyonunu bu dönemde de devam ettirdi. 500. Altın Yılı’nı idrak eden Türk Edebiyatı dergisi, gerek İsa Kocakaplan idaresindeyken, gerek Beşir Ayvazoğlu yönetiminde bulunuyorken, gerekse şimdi Bahtiyar Aslan’ın başında olduğu sırada hep güzel, kalıcı, değerli yazı ve şiirlere sayfalarını açtı. Muhteva olarak dolu, teknik olarak da göz alıcı oldu. Bir mektep mecmua, bir okul dergi oldu. Buradan edebiyat nesilleri yetişti.

Ve yayınlar… İlk başlarda sınırlı olan kitap sayısı bilhassa Cemal Aydın’ın İdare Müdürü olduğu dönemden itibaren atağa geçti. Pek çok kıymetli eser neşredildi. Başta Ahmet Kabaklı üstadımızın olmak üzere bir çok yazarımızın külliyatı yayımlandı. Türk İslâm klâsikleri, öğrenciler için hazırlandı. Sonra hakemli dergi Türk Edebiyatı Araştırmaları dergisi…

Kısacası Türk Edebiyatı Vakfı, düşünce hayatımızın, kültür dünyamızın ve sanat âlemimizin temel mekânlarından, vazgeçilmez yerlerinden biri oldu, olmaya devam ediyor. Şüphesiz önemli olan bundan sonrasıdır. Bu sancağın asla ve kat’a yere düşmemesi gerek. Kabaklı Ailesinin ve cansiperane şekilde çalışan vakıf mensuplarının Türk Edebiyatı Vakfı’na kenetlenerek ve daha coşkulu bir şekilde sahip çıkacaklarını biliyor, buna samimi bir şekilde inanıyorum. İnşallah buna hepimiz şahit olacağız. Çünkü şahıslar fanidir ama hizmetler ve müesseseler bâkidir. Ahmet Kabaklı’nın Cağaloğlu’nda diktiği kutsal bayrağı Servet Kabaklı daha da yükseklere çıkardı. Şimdi mübarek nöbet Kabaklı Ailesinin üçüncü neslinde. Onlar da inşallah bu hizmetleri büyüterek taçlandıracaktır. Kültür sanat dünyasının, edebiyatçıların, yazarların ve sanatçıların da bu hayırlı müesseseye sahip çıkacağına candan, yürekten inanıyorum.

Devamı için: http://www.milatgazetesi.com/Servet-Kabakli/72235#.VeLRq9Ptmko

Bu haber toplam 533 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim