• İstanbul 18 °C
  • Ankara 16 °C

M. Seyfettin Erol'dan: Yeni NATO, Eski Türkiye mi?

M. Seyfettin Erol'dan: Yeni NATO, Eski Türkiye mi?
NATO ve Rusya arasındaki gerilim her geçen gün daha da tırmanıyor. İşin vahim tarafı, bu yükselen tansiyonun Soğuk Savaş dönemine göre daha kontrolsüz bir görünüm arz etmesi.

NATO ve Rusya arasındaki gerilim her geçen gün daha da tırmanıyor. İşin vahim tarafı, bu yükselen tansiyonun Soğuk Savaş dönemine göre daha kontrolsüz bir görünüm arz etmesi. Soğuk Savaş’ın kendi iç dinamiklerinin beraberinde getirdiği bir takım mekanizmaların, sağduyu ve soğukkanlılığın yerini kontrol dışılıkla özdeş reflekslere bırakmaya başlamış olması, dünyanın geleceği adına bizleri karamsar bir düşünceye itiyor. Buna insanlığın kıyameti anlamına gelen nükleer bir savaş boyutu da dâhil.

ABD’nin NATO üzerinden Rusya’yı “balkanlaştırma” gibi bir misyonu üstlendiğini her tavrıyla ortaya koyan Moskova’nın böylesi bir olasılığa karşı elindeki bütün araçları seferber edeceğini açıklamış olması ve bu kapsamda yakın çevresinde yürüttüğü karşı ve ön alıcı operasyonlar bunun en somut göstergesi.

Soğuk Savaşın simge isimlerinden biri olan ve Sovyetleri çöküşe götüren eski SSCB lideri Gorbaçov üzerinden dünyanın Soğuk Savaş’a çoktan girdiği mesajını veren Moskova, sıcak bir savaşın kapıda olduğunu ve Rusya’nın buna göre hazırlıklarını yaptığını da orduya “Savaşa hazır ol” şeklindeki son talimatıyla vermiş durumda. Rusya’nın Dönüşü!

Dolayısıyla, düne kadar Rusya’nın sorunu olan Batı kendi elleriyle yanı başında “kaba gücü” uygulamaktan çekinmeyecek olan bir devin dünya siyasetine dönüşünü “hızlandırmış” vaziyette. Burada “hızlandırmış” kelimesi oldukça kilit bir öneme sahip! Daha somut bir şekilde ifade etmek gerekirse, NATO’nun sistematik bir şekilde ön plana çıkardığı bir “Rusya tehdidi” söz konusu ve öyle görünüyor ki burada asıl oyuna gelen de Moskova. En azından mevcut göstergeler şimdilik buna işaret ediyor. Rusya, beklemediği bir anda kendisini oyunun içerisinde bulmuş durumda. Bunun anlamı çok açık: Oyunda inisiyatif kaybı! Diğer taraftan, Batı’nın hesap etmediği olasılık ise Rusya’nın nükleer savaş kartını çekme durumu idi. Krizin en sonunda çekilecek kartı en başında çekti. Üstelik bu krizde Rusya yalnız da değil. Çin ile birlikte dünyayı çok kutuplu bir yapıya kavuşturacakları mesajını son olarak Karadeniz-Akdeniz hattında veriyorlar. Dolayısıyla düşünme sırası şimdi Batı’da.

Batı’nın “Rusya Sorunu”

Gürcistan ve Ukrayna-Kırım krizlerinde ortaya koyduğu kararlılık gösterisi ve NATO yakın çevresinde gerçekleştirdiği “kapalı ani tatbikatlar” Rusya’nın hiç de şakasının olmadığını gösteriyor. Son olarak, İkinci Dünya Savaşı’nın sona erişinin 70. yıldönümünü tam bir gövde gösterisine dönüştüren Rusya, tanklar üzerinden tekrar Avrupa’ya yönelebileceği mesajını da vermiş durumda. Kremlin’in verdiği bu mesajların Brüksel ve Washington’da beklenen tepki ve endişeyi bir arada ortaya koyduğu aşikâr. Batının iki önemli başkenti artık Rusya konusunda eskisi kadar emin değil.  Nitekim düne kadar AP’de Rusya’nın doğrudan bir tehdit olmadığını savunan NATO, bu ülkeyi küresel ve kalıcı bir tehdit olarak ilan etti. Rusya Dışişleri Bakanı ile görüşen NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Lavrov’dan NATO ve Rusya arasındaki askeri iletişim kanallarının açık tutulmasını istedi.

Devamı için: http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Yeni_NATO_Eski_Turkiye_mi/24809#.VV2BDPntmko

Bu haber toplam 601 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim