• İstanbul 23 °C
  • Ankara 25 °C

Mahir Adıbeş’in TYB İzmir Şubesinde Yaptığı Açılış Konuşması

Mahir Adıbeş’in TYB İzmir Şubesinde Yaptığı Açılış Konuşması
Türkiye Yazarlar Birliğinin Değerli Üyeleri ve Saygı Değer Dostlar, kış ayının ortasındayız ama sıcak bir coğrafyada yaşıyoruz.

Askerimiz Suriye ve Irak’ta savaşırken, polisimize, askerimize, sivil insanlarımıza teröristlerce saldırılmakta ve şehitler vermekteyiz. Şehitlerimize Allahtan rahmet, gazilerimize şifalar diliyorum.

Biz bu şartlar ortasında dernek kongremizi yapıyoruz. Temennimiz en kısa zamanda ülkemizde huzurun sağlanmasıdır. Bu konuda elimizden geleni yapacağız.

TYB İzmir Şubesi olarak 2 Eylül 2008 tarihinde temsilcilik olarak açıldı, 16 Ocak 2009 tarihinde İzmir Şubesi kurulurken kadromuz şöyle şekillenmişti:

1.) Abbas Levent Ertekin

2.) Ahmet Uludağ

3.) Hakkı Yılmaz

4.) Harun Özdemir

5.) İlhan Genç

6.) Mahir Adıbeş

7.) Mehmet Çoban

8.) Naci Gümüş

9.) Nihat Dağlı

10.) Recep Yaşar

11.) Rüştü Özdemir

12.) Süleyman Kösmene

13.) Veli Bildirici

14.) Yavuz Akpınar

 

Şimdi üye listemiz 68 kişiden oluşmaktadır. İzmir için bu sayı elbette yeterli değil. Ne yazık ki bu geçen sürede İzmir’in yazar varlığını bir araya getirdiğimizi söyleyemeyeceğiz.

Kuruluşumuzdan bu yana bir mektep gibi hizmet veriyoruz. Önce kendimizin, üyelerimizin, dostlarımızın eksiklerini gidermeye çalıştık. Şimdi çevreye açılma zamanı gelmiştir. Artık bizim yazarlarımızın, şairlerimizin kitaplarını görmek, edebi yazılarını dergilerden okumak istiyoruz.

Yazanlar konusunda asla bayan-erkek yönünden olaya bakmam ya da genç-yaşlı; “yazar mı- şair mi” ona bakarım. Tecrübe birinci sırada gelir yalnız usta kalemleri de asla görmemezlikten gelemeyiz. Bu gün genç kalemler geleceğin en tecrübeli kalemleri olacak. O zaman, bayan-erkek-genç-ihtiyar hep beraber Türkiye Yazarlar birliğini taşıyacağız.

Önümüzdeki süreçte çevremizi tanıyacağız. Kültür varlıklarımızı, geleneği, göreneği, törelerimizi, yöre insanımızı eserlere taşımak bizim görevimiz olmalı.

Değerli dostlar.

Bu ülkede sarık saranlar da var Atatürk rozeti takanlarda. Bunların birbirlerine bakarken dişlerini gıcırdattığını duyar gibiyim. Biz bunları bir araya getirerek hoşgörüyle birbirlerine sempatiyle bakmalarını sağlamaya çalışmalıyız. Suçlu aramayacağız, bir arada huzur içinde, birlikte yaşamanın sırrını çözeceğiz.

Sizlerin teveccühünü kazanmak güzel bir şey, yani bunu dillendirmek insanın hoşuna gidiyor. Bana göre çok başarılı işler yapamadık. Çünkü İzmir kültür etkinlikleri konusunda çok müsait ve ilgili bir ilimiz. Sanırım artık çevreye açılmanın sırası gelmiştir. Bu ortak kültürü hep birlikte yaşayıp yazacağız.

Yaklaşık yirmi ay önce yönetim kurulu başkanlığına layık görüldüm. Doğrusunu söylemek gerekiyorsa çok hazır ve müsait değildim. Geldikten sonra bir şeyler yapmak gerekiyordu, bir şeyler yapmaya çalıştık. Doğrusu ben yeterli bulmadım.

Değerli dostlar,

Hiçbir yerden destek almadan ancak bu kadar yapabildik. Çok az sayıda üyemizin desteği ile ancak bu kadar gelebildik. “Bu çorbada tuzunuz bulunsun, birlik olduğumuza bir işaret gösterin,” dedik. Taştan ses çıktı bazı üyelerimizden ses çıkmadı.

Devlet kurumlarıyla irtibata geçtik, kurumumuzu tanıtmaya çalıştık. Bir darbe dönemi yaşadık. Ülkemizi Allah korudu. Türkiye Cumhuriyetine, Türk Milletine gelecek her saldırının karşısında duracağız. Meselelerimizi biz çözeceğiz.

Toplumumuzun en büyük düşmanı cehalettir, gidip şu ülkede bu ülkede düşman aramayın. Bu ülkenin insanını eğitmek için hep beraber çalışalım. Bunu bir insanlık görevi ve bir ibadet hassasiyetiyle yapacağız.

Toplum nasıl değişecek?

Üniversitelerle dışarıdaki insanları bir araya getireceğiz. Şehirli-taşralı ayrımı yapmayacağız oturup sohbet edeceğiz. En iyi bilene tarihi, coğrafyayı, edebiyatı, dini anlattıracağız. Gerekirse kıraathanede, dernek binamızda, meydanlarda, camide felsefe konuşulacak. Felsefe medreseden kovulduktan sonra düşünmeyi bıraktık. Felsefeyi okumakla gâvur olunmaz ama felsefe okumayanlar gâvur olabilir.

Değerli dostlar,

Düşünmeyi, okumayı, yazmayı teşvik edeceğiz.

Beytülmalden haksız kazanç sağlamanın en büyük günah olduğunu anlatacağız. İnsana hizmetin çok sevap olduğuna inandıracağız.

Hülasa kelam ki biz doğru bildiğimiz yolda bir nefer gibi karşılık beklemeden çalışacağız.

 

Bu haber toplam 876 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim