Aslında Şirin’in Ferhat’ı.
Şirin de halden memnun ancak bir şartı var. Sevilen öyledir, şart koşar.
Su istemiş Ferhat’tan. Şişeyle, damacanayla değil, uzak dağlardaki suyu şehre getirmesini söylemiş.
Sevilenin isteği, daima baş üstünde.
Ferhat almış eline külüngü, sarp kayaları delerek suyu getirmiş.
Külünk olmadan, o dağların kayaları, taşları yerinden kıpırdamaz.
*
“Biz bu millete sevdalıyız be… Ferhat’ız biz… Âşığız, âşık…”
Böyle söyleyene biz de şâhidiz, şâhit.
O halde Ferhat’ın yaptığı gibi külünk devreye girecek demektir.
Külünk deyince akla o derece sağlam, “ismiyle müsemma” Metin Külünk geliyor tabii ki.
İl başkanlığı için ismi geçince, yüzümde beliren tebessümün, buraya da yansımasını istedim.
İstanbul Büyükşehir için aylar öncesinden, henüz ortada hiçbir iz, işaret yokken Binali Yıldırım’ın ismini burada belirtmiştik.
Basında ilk defa açıkça zikrediliyordu ve bazı çevrelerden dolaylı da olsa ses gelmişti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.