• İstanbul 12 °C
  • Ankara 12 °C

Merhamet, işitilen geçmiş zamanın nesnesi şimdi

Merhamet, işitilen geçmiş zamanın nesnesi şimdi
Zeynep Arkan'ın 'Orada Merhamet Varmış' kitabının başlığındaki '–miş' kip eki, kalplerimizden, saçlarımızdan, nabzımızdan ve insanlığımızdan ilk giden şeyin 'merhamet' olduğunu vurguluyor. Ahmet Serin yazdı.

Zamanını ve çıkarını her şeyin üstünde tutan insanların toplumu yıpratan, sosyal dokuyu hırpalayan, kalpleri inciten, dünyanın her yerine zarar veren eylemleri eskiden daha fazlasıyla var günümüzde. Eskiden göstere göstere, güç kullanılarak yapılan bu eylemler, günümüzde daha rafine yöntemlerle ve işin tuhafı ‘iyilik yaparmış’ gibi yapılıyor. Bir illüzyondur yaşanıyor her yerde.

İçinde yaşadığımız çağ da bu illüzyona müsait. Kitle iletişim araçları sayesinde artık insanlar rahatlıkla yönlendirilebiliyor; bırakın yönlendirilmeyi, bir illüzyon aracılığıyla kitleler harekete geçirilip bir devletin yönetimi bile değiştirilebiliyor. Hemen yanı başımızda, Ortadoğu’da yaşanan “Arap Baharı” ve Doğu Avrupa’da yaşanan “Turuncu Devrim” bunlara birer örnek.

Gündelik hayatın meşgalesi ve modern hayatın “daha yüksek statüye sahip ol” telkinleri de, bizim birçok şeyi görmemize engel oluyor diğer yandan. Yaşıyoruz ama yaşadığımız hayatın bir kurucu unsuru olarak değil, başkalarının bize sundukları rolleri oynayan bir oyuncu gibi yaşıyoruz, hatta bir figüran gibi…

Yükselen çığlıkların sahipleri

Bu olan bitenin farkında olup da çığlık atanlar yok mu? ‘Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak’ diyenler yok mu? Var elbette. Varlar ve seslerini bir şekilde duyurma çabası içindeler.

O çığlık atanlar, onlar, bizlerden biri ve biz bazen onların ve onların dediklerinin de farkına varamıyoruz. Dediklerine bir sayıklama gözüyle bakıyoruz ya da “Ne diyor bu?’ diyerek hafif alaycı bir edayla gülümsüyoruz. 

Ama zaman ve tarih hep onları haklı çıkardı. Bizler yanıldık.

Onlar kim, diye merak edilmesin boş yere. Onlar yere sağlam basıp sahih düşüncelerle beslendikten sonra gündelik hayatın efsunlu görünürlüğünün ardına göz atarak olan biteni dehşetle izleyenlerdir: Sanatkarlar, düşünürler, merhamet dolu bakışlarıyla bir öksüzün başını okşayan diğergam insanlar… Adları bazen Sezai’dir, Nuri’dir, Akif’tir, Emine’dir, Ayşe’dir. İçimizden biridir onlar, bizlerle birlikteler ama heyhat ki seslerini en zor duyurdukları da belki bizleriz.

Merhamet, işitilen geçmiş zamanın nesnesi şimdi

Beni bu düşüncelere iten, masamın üstünde duran bir kitap:Zeynep Arkan'ın Ebabil Yayınları'ndan çıkan Orada Merhamet Varmışkitabı.

Bilinir ki bir metin yayımlandığı anda yazarından bağımsızdır ve onu okuyan herkes de kitabı dilediğince anlamakta mazurdur. Hele bu bir edebi kitapsa, bu durum daha da caridir.

Şair, kitaba adını koyarken bunu ne kadar düşündü bilmem ama kitabın başlığındaki kip eki bile tek başına birçok şeyi anlatmaya yetiyor aslında. Kitabın adındaki “–miş” kip eki, kalplerimizden, saçlarımızdan, nabzımızdan ve insanlığımızdan ilk giden şeyin “merhamet” olduğunu vurguluyor. Merhametin başkalarından işitilen bir ‘şey’ olduğunu vurguluyor. Biraz düşündüğümüzde dehşetle fark ediyoruz ki, dünyamızın bu denli kirli, bu denli riyakâr ve bu denli entrikalara alet olmasının altında yatan sebep de bu aslında: Merhamet eksikliği!

Devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/21658/merhamet-isitilen-gecmis-zamanin-nesnesi-simdi.html

Bu haber toplam 845 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim