• İstanbul 16 °C
  • Ankara 22 °C

Mescidin İçinden Eleştirmek

Mahmut BIYIKLI

“İnsanın en büyük erdemi, şehir kurmak erdemidir.” diyor Eflatun. Şehir kurmak sadece inşa faaliyeti değildir. Şehir kurmak bir nesli, bir medeniyeti, bir geleceği inşa etme gayretidir. 

Batılı tarzda mimarinin hâkim olduğu bir şehirden yerli duyarlıklı bir nesil yetiştirme ideali, epey zorluklar barındırıyor. Kültürel kodlarımıza uygun olmayan şehirleşme nedeniyle toplumsal depresyonların yaşanması kaçınılmaz hâle geliyor. 

Ömrü boyunca bizi şehri düşünmeye, şehri dert edinmeye çağıran Turgut Cansever merhuma göre, İslam mimarisinde Allah’ı vurgulamadan, onun büyüklüğünü ifade etmeden hiçbir yapı inşa edilemez. Maalesef çağın insanı, bu ufuk insanın medeniyet bilgesinin çağrısına hep kulak tıkadı. Bugün geldiğimiz noktada özünden koparılmış, kendi medeniyetine yabancılaştırılmış, ufku daraltılmış, bakış açısı köreltilmiş zihinler tarafından dünyanın sonunu beklemek için en iyi yer denilen Roma gibi alkol vurgunu, sıkıntılı ve bunalımlı Batı şehirleriyle harem-i ismetimiz, masum ve temiz şehirlerimiz arasındaki derin fark gittikçe kapatıldı. Kimliksiz şehirler inşa ettik.

Tarihî şehirlerimizdeki dokuyu koruyamadık. Ecdadın emaneti şehirlere gözümüz gibi bakmamız gerekirken maalesef büyük kötülükler yaptık. Bursa’nın kalbine yerleştirilen TOKİ binaları bun en büyük örneğidir. Kartpostal güzelliğindeki İstanbul'un özgün silueti, göğü bile rahatsız eden dev gökdelenlerin altında kaybolmaya başladı. Kentsel dönüşüm, hatalardan dönme adına bir imkân olabilecekken, şu ana kadarki çalışmalarda bu imkânı hakkıyla değerlendirebildiğimiz söylenemez. Çarpık kentleşme devam ediyor.

AK Parti dönemi, ülkemiz için büyük kazanımların olduğu bir dönem oldu. Birçok alanda sağlanan ilerlemeler maalesef kültür ve şehirde istenildiği oranda gerçekleşemedi.

Bütün bunlara rağmen AK Parti Çevre, Şehir ve Kültür Başkanlığının 2023-2071 hedefleri çerçevesinde, şehir üzerine kafa yoran, fikir üreten, şehirlere kutsal emanet şuuruyla yaklaşan insanlarla bir araya gelerek onları dinlemesi bizi ümitlendiriyor. Bu manada geçtiğimiz günlerde AK Parti Çevre, Şehir ve Kültür Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İsmet Uçma ile AK Parti İstanbul İl Başkan Yardımcısı ve Çevre Şehir ve Kültür Başkanı Fethi Ahmet Balin Beyefendi’nin iştirak ettiği kültür adamlarımızla Şehir ve Kültür Çalıştayı gerçekleştirdik. 

Bir kültür adamımızın “Hazır sizi bulmuşken bütün eleştirilerimizi dile getirebilir miyiz?” sözü üzerine İstanbul Milletvekilimiz İsmet Uçma, Ebu Cehil’in çadırından gelen eleştirilerin faydası olmadığını, ama Mescid’in içinden gelecek eleştirenlere açık olduklarını ve çok önemsediklerini belirtti. Mescid’in içinde gelen eleştiriyle ne demek istediğine de şöyle izah getirdi: 

“Hz. Ömer (r.a.), bir savaş sonrası ganimetleri taksim etmişti. Herkese bir parça kumaş düşmüştü. Fakat bu kumaş tek başına bir işe yaramıyordu. Oğlu Abdullah, babasına:

‘Bu kumaş tek başına ne benim, ne de senin işine yaramıyor. Ben hakkımı sa¬na vereyim de, kendine güzel bir elbise yaptır.’ demişti.

Hz. Ömer de oğlunun hediyesini kabul ederek bir elbise yaptırmıştı.

Birkaç gün sonra, üzerinde bu elbise olduğu hâlde bir konuşma yapmak için minbere çıkmıştı:

‘Ey müminler! Beni dinleyin ve bana uyun.’ der demez, arka saflarda oturan fakir bir zat ayağa kalktı:

‘Ey müminlerin emîri! Seni dinlemiyorum ve sana itaat da etmiyorum! Çün¬kü sen, Allah ve Resûl’ünün yolundan gitmiyorsun!’ dedi.

Halife bu büyük iddia karşısında sarsıldı:

‘Neden?’ diye sordu.

O zat sebebini şöyle izah etti:

‘Ganimet taksiminde, bizlerden hiçbirine elbise diktirecek kadar bir kumaş düşmediği hâlde, görüyorum ki, sen o kumaştan fazla almış, bir elbise yaptır¬mışsın!’

Hz. Ömer, hesabını veremeyeceği bir iddiayla karşılaşmayı bekliyordu. Bu¬nu duyun¬ca rahatlamıştı. Cemaat arasında bulunan oğlu Abdullah’a (r.a.) işaret etti. Hz. Abdullah da kalkıp durumu izah etti. Payına düşen kumaşı babasına verdiğini söyledi.

Gözler ikazda bulunan zata yönelmişti. O zat ayağa kalktı ve:

‘Şimdi konuş, ey müminlerin emîri! Şimdi dinliyor ve sana itaat ediyorum.’” 

Bu mânidar kıssadan sonra şair ve yazarlar şehirlere dair samimi duygu düşüncelerini mescidin tam ortasından paylaştılar. Sadece tespitte bulunmakla kalmayıp teşhis noktasında da ufuk açıcı önerilerini sundular. AK Partili yetkililerin söylenenleri politikacı tarzıyla not almayıp davası ve derdi olan bir siyasetçi titizliğiyle kayda alması bütün katılımcıları mutlu etti. Söylenen hiçbir söz uçup gitmesin diye bütün konuşmalar kamera kaydına alındı ve çözümlemesi gerçekleştirildi.

AK Parti İstanbul İl Başkan Yardımcısı ve Çevre Şehir ve Kültür Başkanı Fethi Ahmet Balin, şehir ve kültür buluşmalarına iştirak eden, fikir ve sanat erbabının düşüncelerine büyük önem verdiklerini ve dile getirecekleri önerileri imkân elverdiği ölçüde dikkate alarak faaliyete geçireceklerini ifade etti. “Türkiye’de yapılacak kültür sanat hamlelerinin, değişim ve dönüşümlerin başkenti İstanbul’dur.” diyen Balin, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dile getirdiği, “İstanbul ayağa kalkarsa, Türkiye ayağa kalkar” sözünü hatırlattı.

Eğitim kültür ve şehir alanında kıymetli fikirlerin ve önerilerin paylaşıldığı çalıştayda, iktidarın şair yazar ve düşünce adamlarını istişare ve karar süreçlerine muhakkak katmalarının önemi üzerinde özellikle duruldu. Yetkililer bunu göz ardı etmemeli. Mescidin içinden gelen eleştirilere kulak vermek AK Parti’yi daha güçlendirir, daha doğru kararlar almasına vesile olur. 

www.gazetebirlik.com

Bu yazı toplam 719 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim