Amerika orada veya burada bir şey yapıyor, diğer taraftan iftar saatine üç beş dakika kalmış, kafanız buharlı ve aynı anda çocuk pencereden sarkmış, düşebilir. Hangisi öncelikli? Bunu bile tartışan binlerce fikir çıkabilir ortaya.
Dışımızdaki dünya yanında kendi zihnimizle sınırlı olarak da bir öncelikler problemi yaşayabiliriz. Bitmeyen istekler, tehlikeler, ihtiyaçlar ve yaklaşımlar. Kendi müktesebatımız, bilinçaltımız, hafızamızın derinliği, ilgilerimiz…Burada da sıralamayı doğru yapıp yapmadığımız bir muamma.
Arkamızda kalan her şey tarih ve önümüzdeki saniyeden itibaren her şey gelecek.
Ama her olay kendi zamansallığını dayatıyor yine de. Zamanın, toplumun, yakınlarımızın, dostlarımızın, işlerimizin baskısı altındayız sürekli. Yetmezmiş gibi çelişkilerimiz, duygularımız ve aklımızın sınırları ehem/mühim sıralamasını yaparken tayin ettiğimiz yön levhasını sisleyip puslayabiliyor.
İster radikal bir devrimci, ister münzevî bir derviş, ister gözleri velfecr okuyan bir tüccar…Hayatın yasaları ân geliyor, hepsini eşitliyor.
Yapttığın ve yapmadığın şeylerin toplamından oluşan hayatınla geçip gidiyorsun, hep olduğu gibi.
İnsanların artık durup düşünmek gibi bir şansları da kalmadı sanki. Elinde akıllı telefonlarla uyuya kalan, sabah yüzünü yıkamadan eli telefonuna giden, dizilerden, diyetlerden, ucuz veya pahalı romantikalardan beslenen insanların çoğunlukta olduğu bir dünyadayız artık.
Devamı: https://www.karar.com/yazarlar/mevlana-idris/zihinsel-oncelik-siralamasi-10151
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.