• İstanbul 18 °C
  • Ankara 18 °C

Miyasoğlu sonsuzluğa seferinin yıldönümüde unutulmadı

Miyasoğlu sonsuzluğa seferinin yıldönümüde unutulmadı
TYB İstanbul Şubesi’nin Eyüp Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlediği anma toplantısında kültürümüze önemli eserler kazandıran merhum şair, yazar Mustafa Miyasoğlu anıldı.

SALİHA SULTAN 

Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi, düzenlediği anma etkinlikleriyle kültür ve sanat dünyamıza eserleri ve çalışmalarıyla önemli katkılar sağlayan kıymetli şahsiyetlerimize vefa gösteriyor. Birliğin 31 Temmuz Cuma günü, Eyüp Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlediği ve vefatının ikinci yılında şair, eğitimci ve yazar Mustafa Miyasoğlu’nu yâd ettiği anma toplantısına merhumun eşi Nilüfer Miyasoğlu, oğulları Eren ve Emre Miyasoğlu, Eyüp Belediye Başkanı Remzi Aydın, gazetemiz yazarı Dursun Gürlek başta olmak üzere birçok sanatçı dostu ve okuru katıldı. Miyasoğlu’nun Eyüp Mezarlığı’nda bulunan kabrini ziyaretle başlayan anma programı, daha sonra Cafer Paşa Kültür Merkezi’nde şair Hüseyin Akın’ın yönetiminde gerçekleşen panelle devam etti. Panelde 01 Ağustos 2013 yılında, 67 yaşında vefat eden merhumla yaşadığı dönemde yakın dostlukları bulunan gazeteci-yazar Bünyamin Yılmaz, Prof. Dr. Abdullah Uçman, Mısırlı tarihçi Prof. Dr. Muhammed Harb konuşmacı olarak yer aldılar. Merhum Miyasoğlu ile tanışma hikâyeleri ile sözlerine başlayan konuşmacıların anlattıkları, Mustafa Miyasoğlu’nun kültür ve edebiyatımıza kazandırdığı önemli eserlerinin yanı sıra, kültürümüzün ve edebiyatımızın dünyaya en iyi şeklide tanıtılması ve geliştirilmesi için etrafındaki insanları bıkmadan usanmadan teşvik edişini ve kendi eserlerini öncelemeyen mütevazı şahsiyetini gözler önüne serdi.  

miyasoglu1.jpg

DENEMECİLİĞİ ÇOK ÖNEMLİ

Panelde konuşan Prof Dr. Abdullah Uçman, bir gönül adamı olarak nitelediği Miyasoğlu’nun etrafındaki insanları yazmaya teşvik eden, hatta zorlayan bir yanı olduğunu belirterek “Türk edebiyatı ve Türk kültürü için çok önemli çalışmalar yapmıştır. Birçok konuda araştırma yapmış, yazmış ve hayatının sonuna kadar şiiri bırakmamıştır. Yazdığı romanlar Türk romanına yeni bir ses getirmiştir. Ben kendisinin denemeciliğini çok önemli buluyorum. Ayrıca Asaf Halet Çelebi ile ilgili yazdığı biyografi, pek önemsenmeyen Asaf Halet Çelebi’nin yeniden ele alınmasını ve aydınlarca tanınır bir isim haline gelmesini sağlamıştır. Onun ilk baskısını takma ad ile yayımladığı bu çalışma ile Çelebi’nin bilinmeyen yönleri de ortaya çıkmıştır. Bunun dışında Ziya Osman ve Haldun Taner üzerinde de önemli çalışmaları mevcut. Edebiyatımızda birçok isim Miyasoğlu’nun yaptığı çalışmalar sayesinde yeniden gündeme gelmiştir” sözleriyle Miyasoğlu’nun edebiyat dünyasının hafızasına katkılarının altını çizdi. 

miyasoglu2.jpg

TÜRK EDEBİYATI BÜTÜN DÜNYAYA YAYILSIN İSTİYORDU

Mısırlı bir tarihçi olan ve 1940’lı yıllarda ülkemizde öğrenci olduğu sırada Mustafa Miyasoğlu ile tanışan, yaklaşık iki yıldır yeniden Türkiye’de yaşamaya başlayan Prof. Dr. Muhammed Harb’in konuşması ise Miyasoğlu’nun edebiyat ve kültürümüzün bütün dünyaya yayma çabasını ortaya çıkardı. Henüz bir öğrenci iken tanıştığı Miyasoğlu sayesinde kendisini önemsediğini ifade eden Prof. Dr. Harb; “Talebe olduğum halde Sedir Dergisi için benimle Mısır edebiyatı üzerine röportaj yaptırdı. Bu davranışı beni çok etkiledi ve teşvik etti. Onun beni 

önemsemesi ile “demek ki milletim benden istifade edebilir” diye düşündüm. Bugün onun sayesinde yazarım. Mısır’da gördüğüm eğitimde bize edebiyata dair hiçbir şey anlatmadılar. Edebiyatla ilgili her şeyi Miyasoğlu’ndan öğrendim ve mesleğim boyunca Mısır, Cezayir gibi ülkelerde ondan öğrendiklerimi anlattım” sözleriyle merhum yazarın hayatını değiştiren yönünü anlattı. Tarihçi olduğu halde Miyasoğlu’nun isteği üzerine edebiyatı tarihten daha çok tercüme ettiğini söyleyen Prof. Dr. Muhammed Harb, “Mustafa Miyasoğlu bana Abdul Vahap Akbaş, Asaf Halet Çelebi, Mehmet Akif, Necip Fazıl gibi üstadlardan tercümeler yaptırdı. O Türk edebiyatı bütün dünyaya yayılsın istiyordu fakat hiçbir zaman kendi eserlerin tercüme etmemi istemedi” sözleriyle Miyasoğlu’nun mütevazı kişiliğini ifade etti. 

miyasoglu3.jpg

İNSANLARDA GÖRDÜĞÜ CEVHERİ İŞLERDİ

Gazeteciliğe başlamadan evvel Yeni Devir gibi gazetelerden okuduğu Merhum Miyasoğlu ile Milli Gazete’de çalıştığı yıllarda yakın mesaide bulunduğunu ve ufkundan istifade ettiğini söyleyen gazeteci-yazar Bünyamin Yılmaz’ın anlattıkları ise merhumun edebiyat dışında tiyatroya olan ilgisini açığa çıkardı. “Miyasoğlu sadece kültür sanata dair yazdığı yazılar ise sayfalarımızda bulunmuyordu, o bir telefon mesafesinde hep yanımızda dururdu. Yaptığımız konuşmalarda kendisiyle ilgili bir şey söylemezdi ama benim yazdığım bir yazıdan yola çıkar ve bana bir ufuk çizerdi” diyen Yılmaz; “miyasoğlu derdini anlatacağı mecralar arıyordu. Bunlardan biri de ikimizin ortak yanı olan tiyatroydu. Hasan Nail Canat ile çalıştığım zamanlarda onun Canat’ı tiyatroya dair fikirsel mücadelesi ile nasıl heyecanlandırdığına defalarca şahit oldum. Etrafındaki insanlara ödevler verirdi. Ali Murat Güven’e sinemaya dair yapılması gerekenlerle ilgili ödev vermişti. Bana da tiyatro ile ilgili ödev verdi.  Tiyatro ile ilgili yaptığım ve Miyasoğlu ile bir söyleşinin de yer aldığı belgesel onun bana çizdiği ufukla gerçekleşti. O yaşayan bir kültür hazinesiydi ve insanlarda gördüğü cevheri işlemek için elinden geleni yapardı” diyerek merhumun tiyatro ile ilgili çabalarını anlattı. 

ÂLİMİN ÖLÜMÜ ÂLEMİN ÖLÜMÜ GİBİDİR SÖZÜNÜ YAŞIYORUM

Mustafa Miyasoğlu’nun bütün yönleriyle konuşulduğu panelin sonunda eşi Nilüfer Miyasoğlu TYB İstanbul Şubesi yöneticilerine, Eyüp Belediye Başkanı Remzi Aydın’a, bütün konuşmacılara ve katılımcılara teşekkür etti. Nilüfer Miyasoğlu eşinin vefatından sonra duyduğu hüznü ise “Âlimin ölümü âlemin ölümü gibidir sözünü yaşıyorum. Onun vefatı ile beni her an eğiten, bilgilendiren güzel sohbetlerini kaybettim, artık hatıraları ile yaşıyorum” sözleri ile ifade etti. 

miyasoglu4.jpg

Miyasoğlu’nun adını yaşatacak kurum aranıyor

Anma programında söz alan Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı; “Mustafa Miyasoğlu, kültürümüze, medeniyetimize ve edebiyatımıza hizmet etmiş önemli kişilerden biridir. Yazdıklarıyla, nesillere öncü olmuştur. Yazarlar Birliği olarak, Türk kültürüne hizmet etmiş bu yazarımızın unutulmaması için gereken çalışmaları yapacağız” sözleriyle Miyasoğlu’nun isminin bir kütüphane veya kültür merkezine verilmesi yönünde girişimde bulunacaklarını ifade etti. 

“Vefa” İstanbul’da bir semt adı olmasın 

Merhum Mustafa Miyasoğlu’nun edebiyat ve kültür dünyamıza kazandırdıklarının bütün yönleriyle ele alındığı anma programında gözler Miyasoğlu’nun yıllarca yazılar yazdığı Milli Gazete’nin yazarlarını ya da yöneticilerini aradı. Panelin yöneticiliğini yapan ve Milli Gazete sayfalarında yazan şair Hüseyin Akın’ı programı düzenleyen TYB İstanbul Şubesi yönetiminde olması vesilesiyle ayrı tutuyor; kültür ve sanat dünyamıza önemli katkılar sağlayan şahsiyetlerimiz için düzenlenen anma programlarına merhum şahsiyetlerin önemli katkılar sağladığı kurumlar tarafından varlıklarıyla vefa gösterilmemesine şahit olduğumuzda ise derin üzüntü duyuyoruz. 

Bu haber toplam 1615 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim