20 Nisan 2024
  • İstanbul14°C
  • Ankara17°C

80 YIL SONRA MEHMED ÂKİF BİLGİ ŞÖLENİ BAŞLADI.

Açılışı TYB Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan yaptı. 80. vefat yıl dönümünde onu anmak için bir araya gelmekten mutluluk duyduklarını ifade etti.

80 Yıl Sonra Mehmed Âkif Bilgi Şöleni başladı.

27 Aralık 2016 Salı 14:56

Türkiye Yazarlar Birliğinin vefatının 80. Yıl Dönümünde düzenlediği Mehmed Akif bilgi şöleni TYB Genel Merkezinde (Sümer 1 Sokak 11 numara) başladı. 28 Aralık çarşamba günü de devam edecek bilgi şöleninde toplamda 7 oturum yer alacak. 
 
İlk günün ilk oturumundan önce TYB Şeref Başkanı ve Bülent Arınç beyefendiler konuşma yaptılar. TYB Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan "Mehmed Âkifle ilgili yeni fikirlerin ortaya çıkmasını sağlamak gibi önemli maksatlarla bilgi şölenleri yapmaya devam ediyoruz. Bu zamana kadar yaptıklarımızı kitaplaştırdık ve Akifle ilgili ciddi bir külliyat meydana getirmiş olduk. Bu 8 ciltlik külliyat 300'e yakın ilim adamının bildirilerini ihtiva ediyor." dedi. 
 
Bilgi şölenine iştirak eden Bülent Arınç beyefendi de "gerçek Akif dostları yüz binler on binler değil." diyerek bu güzel programda bir araya gelmenin önemine değindi.
 
Oturumun ilk konuşmasını Prof. Dr. Turan Karataş yaptı. 80 Yıl Sonra Mehmed Âkif'i Hatırlamak İçin 40 Sebep başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasında 40 sebep arasında şunlara yer verdi: tertemiz, ak pak hayatı olması, saf bir imana sahip olması, riyakar değildi, sözü namus bilirdi, feragat sahibi idi, mütefekkirdi, azimli ve çalışkandı, Kur'an onun ilham kaynağı idi. 
 
Ve, ""Arkadaş yurduma alçakları ugratma sakın" mısraı bugün de ayrıca önemlidir." diyerek onun şimdiki meselelerimize bile cevaplar veren yönüne vurgu yaptı.
 

Akif'te Terakki Meselesi 

Oturumun ikinci konuşmacısı Prof. Dr. Alaattin Karaca "Mehmed Âkif ve Said Halim Paşa'da Terakki Meselesi" başlıklı konuşmasını gerçekleştirdi. Osmanlı aydınları tanzimattan itibaren geri kalma problemi üzerinde çok genişçe durmuşlardı. Bu dönem osmanlı aydınlarının makalelerinde bu konulara değindiğini görüyoruz. Bizim avrupadan geri kaldığımız hususunda tüm aydınlarımız hem fikirdir.

"Akif ise çeşitli mısrlarında garbın üstünlüğü kabul ettiğini göstermiştir." demiş ve maddi terakkide onların üstünlüğünü kabul ettiğini gösteren bir mısraı da paylaşır: "Heriflerin hani dünya kadar bedayii var, ulumu var, edebiyatı var.." O dönem terakkinin nasıl olması gerektiği konusunda bazı fikir ayrılıklarının olduğunu aktaran Karaca "herkes kendine göre islam terakkiye mani değildir demiştir" ifadelerini kullanmıştır. Karaca, "bugün hâlâ ŷâşanan din dersi okutulsun mu okutulmasın mı tartışmaları da bu tartışmalara dayanır." diyerek bu tartışmaların yansımalarını ve etkilerini söylemiştir. "İslam ve batı toplumları birbirinden farklıdır." diyen Said Halim Paşa'nın görüşlerini de aktaran Karaca "bazı batı kurumlarını aynen alarak ilerlememiz mümkün değildir" deyişini de söyleyerek hala yaşadığımız sorunlara ışık tuttu. 
 
Taceddin Dergahı Vakfiyesi bulundu
Oturumun üçüncü konuşmasıcısı Dr. Nazif Öztürk "İstiklal Marşı'nın Yazıldığı Mekan Taceddin Dergahı Vakfiyesi bulundu" başlıklı konuşmasında bu mekanın önemli oluşunun şu açıdan da değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti: Medeniyeti tarihi olmayanların bir taş etrafında neler yaptıklarını bildiğimizden istiklal marşının yazıldığı mekanın önemini daha iyi anlarız dedi. Bulunan dört vakfiye üzerinden konuşmasını sürdüren Öztürk, türbe ile ilgili detayları da sundu. 
Selma Günaydın "Mehmed Akif'e ve Sanatına Yöneltilen Eleştiriler" başlıklı konuşmasında, onu anlatan isimlerin onu ve eserlerini eleştirilerini ele aldı. Konuşmasında şunları aktardı:
"Doğrudan doğruya Kur'an'dan almalıyız ilhamı diye başlayan görüşlerini eleştiren Davutoğlu, onun samimi olduğu konusunda tereddütsüzdür. 
 
Akif'e yöneltilen Eleştiriler
Akif için iki batı olduğunu söyleyen Özdenören, tek dişi kalmış canavar olan batı ile terakki etmiş batı olduğunu belirtir. Nihal Atsız onun türk edebiyatına teknik bakımdan da katkıları olduğunu söyleyeek ona en insaflı yaklaşımı sergiler. Mısır'a gidişini de yüksek karakteri ile yorumlar. Şüküfa Nihal'e göre o ülkemize hiç bir katkı sunmamıştır. Tüm endişesinin ittihad-ı islam olduğunu söyleyerek eleştirir. Bazı şiirleri üzerinden eleştiriler yapan Nihal onu taklitçilikle suçlar. 
 
dscf5299.jpgdscf5313.jpg
dscf5287-001.jpgdscf5306.jpgdscf5316.jpg
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.