26 Nisan 2024
  • İstanbul16°C
  • Ankara19°C

AFRİN VE CİVARI NE KADAR “YABANCI”?

Namık AÇIKGÖZ

30 Ocak 2018 Salı 10:00

Hadi basınımızın cehaletini anlarız da okur-yazar geçinenlerin cehaletini ne yapacağız?...

Ordumuzun Fırat Kalkanı harekâtına giriştiğinde gittiği toprakları dünyanın öbür ucu zannedenler vardı.

Suriye devleti diye bir devletin “tavuk karışımı yakınlık” derecesinde olduğunu, PKK ve İŞİD’in attığı bombalarla fark eden akıl fukaraları var bu ülkede.

Suriye iç savaşı çıktığında Türkiye’ye iltica edenlerin ilkel bedeviler olduğunu; oradan sadece sünnî Arapların iltica ettiğini zannedip Bayır-Bucak Türkmenlerinin adını ilk defa duyan “aydın”(!)larımız yaşıyordu aramızda.

Türkülerimizin türküler ve yer isimlerimizin sınır tanımadığını bilmeyen aydın, siyasetçi, okur-yazar var hâlâ bu ülkede.

AFRİN’İN TÜRKÇE ADLI KÖYLERİ

Geçen gün arkadaşlar paylaştı da bilmeyenler de öğrendi.

“Afrin” dediğimiz yer, tamamen Türk yerleşiminin olduğu bir yerdir. Afrin, A’zez, Cerablus, Rakka, Re’sülayn, ve doğusu… Buralar, Anadolu’dan daha erken dönemlerde Türk yurdu olmuştur.

Bakmayın haritalarda, tuhaf tuhaf isimlerine o köylerin. Onların yüzde doksanı Türk köyüdür. Henüz Konya’ya, Bursa’ya, İstanbul’a yerleşmeden, Türklerin vatan tuttuğu bu coğrafyanın tapusu, bu köy adlarıdır.

Alın size Afrin’in batı ve Kuzey taraflarındaki köylerin adlarına bakın: Dikme Taş, Bey Obası, Tepeköy, Bali köy, Alikar, Hayoğlu,  Yazıbağ, Şeyh obası, Okanlı, Bülbül, Kâfiryanlı, Hıdır, Sulaklı, Bilal Köy, Karababa, Harap Suluk, Şarganlı, Şeyh Horoz, Duraklı, Kutanlı, Bebek Uşağı, Büyük çakmak, Meskenli, Zerkanlı Çoban, Çatalkapu, Sağır obası, Şeyh Kulu, Uksurlu, Badinli, Dünballı, Anbarlı, Kızılbaş, Kurukol, Ümranlı, Çeman, Ali Yazanlı, Şerenli, Çorbaoğlu, Şeyh obası, Derviş Obası, Mamal uşağı, Sarı uşağı, Arap uşağı, Kurt kulağı, Kuda Köyü, Satı Uşağı, Çakallıtepe, Dermeşkanlı, İki öküz, Ramazanlı, Karatepe,  Hacı Hasanlı, Karabaş, Gümüş Burç, Çobanlı, Cinderesi, Turandağ

Basit imkanlarla elde edebildiğimiz Türkçe köy adları bunlar. Daha ayrıntılı ve tarihi dönemleri de içeren haritaları görsek, daha ne Türkçe köy adları çıkar kim bilir!...  Tabii, mevcut yazılışlarıyla  bu köylerin adlarının Türkçe olduğunu anlamak zor. Arap harfleriyle olsa kolayca anlaşılır da, kurnazlar Latin harfleriyle ve kelimeleri güya fonetiğini yansıtmak üzere yazmışlar ama öz be öz Türkçe olan bu kelimelerin Türkçe olduğunu bu halleriyle kimse anlayamaz. Hatta atam Bilge Kağan çıkıp gelse o bile anlayamaz. Bakar mısınız köy adlarının imlasına: Saghir Ubasi (Sağır obası), Sati Ushaghi (Satı Uşağı), Sulaqli Sulaklı), Ukanli Okanlı), Tabah Kuy(Tepeköy), Qarahbash Karabaş), Turandah (Turandağ)…

Unutmadan söyleyeyim; TUrandağ köyü, Afrin’in hemen güneyinde. Gitmişken oraya da uğramak lazım. “Kızılelma” diyerek yola düşenlere hatırlatmak lazım.

BURSEYA MI, BUSEYRA MI BURSÂYÂ MI?

28 Ocak günü PKK,PYD, YPG’lilerden temizlenen dağın adının ne olduğu belli değil.

Yaygın kullanım: Burseya

Sayın Cumhurbaşkanımız: Buseyra.

Doğru imla: Bursâyâ. (Doğru imlâ ile ilgili ilk bilgiyi sevgili Ekrem Kaftan ve sevgili Mehmet Özdemirgönderdiler. Kendilerine teşekkür ederim.)

Medyamız, hâlâ doğu kelimelerini telaffuzda zorlanıyor ve bir bilene de sormuyorlar. Hadi basını anladık… Sayın Cumhurbaşkanımızın “Buseyra” telaffuzunu düzelten biri niye çıkmadı anlayamadım. Dikkat ettim, sayın Cumhurbaşkanımız 28 Ocak Pazar günü Çorum ve Amasya’da hep “Buseyra” dedi. Tabii, sayın cumhurbaşkanımız “fu’aylâ” küçültme kalıbını bilen biri… “Süveydâ, Süheylâ” gibi kelimelerin benzerliği ile ve bir de o tepe küçük bir tepe olunca Tayyip bey “Buseyra” dedi…

Dedi de Arapça bilen bir danışmanı niye uyarmadı ki? Yoksa danışmanlar da mı konuya vâkıf değillerdi veya gafletlerine mi geldi.

Tepe sıradan bir tepe değil… Şeyh Barsîsâ el Âbid’in makamı bu tepecikte imiş. Ayrıca Hz. Davud’un makamı da bu tepecikte imiş.

“Barsîsa”, Arapça’da “kısa boylu” demekmiş. Demek ki orada medfûn bulunan Şeyh hazretleri kısaca biriymiş ki bu lakapla anılarak mâl olmuş tarihe.

Son söz: Bu iş sadece kurşun ve bombayla halledilecek bir iş değildir. Kelimeler, kurşun ve bombalardan daha etkili silahlardır. Kelimeler, yer adı olup tapu olur; ata sözü olup tapu olur, türkü olup tapu olur!... Girdiğimiz topraklarda yer adlarını bilmezsek, yabancı bir ülkeye girmiş gibi oluruz. Oysa kuzey Suriye, Anadolu’dan daha fazla Türk yurdudur. Tapusu da bu yer adlarıdır.

Not: Arap harflerini bilenler için konuyla Bursâyâ ile ilgili bir metni aşağıya veriyorum. Metni Sevgili Abdussamet Yeşildağ, Hızır gibi yetişip gönderdi.

                                 

(Kaynak: İbnu’l-Edîm, Kemaluddin Ömer b. Ahmed b. Ebî Cerrâde, Buğyetu’t-Taleb fî Târîhi Haleb,C.1, s. 427.)

 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.