28 Mart 2024
  • İstanbul21°C
  • Ankara16°C

AHMET EDİP BAŞARAN TYB İSTANBUL’DA KONUŞTU

Muzaffer Serkan Aydın ve Harun Yakarer’in yönettiği “Berabere” programına konuk olan Ahmet Edip Başaran, kendi şiir yolculuğu ekseninde şiiri ve edebiyatı değerlendirdiği bir konuşma yaptı.

Ahmet Edip Başaran TYB İstanbul’da Konuştu

13 Mayıs 2019 Pazartesi 09:47

Programda konuşan TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı, Ahmet Edip Başaran’ın sebat, sadakat ve samimiyet kelimeleriyle özetlenebileceğini kaydetti ve sözlerini şöyle sürdürdü:

 

Gençler Yakından Takip Etmeli

“Ahmet Edip Başaran, öğrencilik yıllarından itibaren sağlam okumalar yapan ve bu okumalarında sebat gösteren bir arkadaşımız. Şiire sadakati tamdır. Her yeni şiirinde kendisini aştığını görürüz. Sürekli yukarı çıkan bir başarı grafiği vardır. Edebî yürüyüşünde durağanlık yoktur, coşkunluk vardır. Başaran sadece yazdıklarıyla değil yaşantısıyla da özgün bir duruşa sahiptir. Eserlerinde tasavvuf deryasından hakkıyla istifade ettiğini görürüz. Şiire yeni başlayan gençlerimizin Ahmet Edip Başaran'ı yakından takip etmelerini öneririm. Kendisine bereketli nice eserler dilerim.”

 

Tasavvuf Yaşanılan Şiir

Şiirini besleyen, dünyayı ve insanı şiir üzerinden yorumlamasını sağlayan unsurlar üzerinde duran Ahmet Edip Başaran, edebiyatın muhit işi olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

 “Tasavvuf, çıkar beklemeksizin Allah rızası için insanı sevmeyi öğretiyor ve bize yaşadığımızı gösterme vasfı var. Yoğun tasavvuf okumalarında eşeledikçe şiiri besleyecek güzelliklerle karşılaştım ve tasavvufun kendi içinde bir cennet olduğunu düşünmeye başladım. İçine girdiğinizde yaşanılan şiir olduğunu görüyorsunuz.

Yolla ilgili bütün metaforlar tasavvuftan beslenir. Çok önemli bir kaynak ve o kaynağı hayatımızda içselleştirmek zorundayız. Derinliğe nüfuz etmek meselesi tasavvuftan öğreneceklerimizle gerçekleşecek diye düşünüyorum.”

 

Ananimleşiyoruz

Şiirin hayattan farklı olmadığını dile getiren Başaran, kelimelerimiz eksildiği için bir anonimleşme yaşadığımızı ifade etti. Kullanılmadıkça unutulan kelimeler üzerinde duran Başaran şunları söyledi:

“Kelimelerimiz de anonimleşiyor. Modernizmin bize dahattığı en önemli şey tektipleşme. Bu ciddi bir problem. Kelimeleri sırf duyuluşu güzel diye kullanmadım hiçbir zaman. Onları kendimize yoldaş kılmak önemlidir. Çünkü insan arayıştadır. Kelimelerle verdiğimiz kavga hayatın içindeki kavgamıza benziyor. Garip bir düzlem içinde yolumuzu arıyoruz. Yunus şiirinde insanı, insanın kendi içindeki tekâmül sürecini ve arayışını en güzel Türkçeyle anlatır. Şiirde kelime konusunda seçici olmaya çalışıyorum ve üzerine epey düşünüyorum.”

 

Tekrarlar Sonsuzluğa İşaret Eder

Batı’nın benzetmeye, bizdeki kadim sanatın ise tekrara dayandığını anlatan Başaran, bu farkın birikimimizi doğrudan etkilediğini belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizdeki sanat anlayışında ve özünde tekrar vardır. Bizim şiirimizde kafiye ve ses tekrarları önemlidir. Batı’da bir eserin benzeri yapılır ve bu bizde olmayan bir şeydir. Ama biz artık kendi sanatımızı bile Batılı sanat paradigmalarına göre değerlendiriyoruz. Tekrar hissi bizde sonsuzluğu anlatan bir işaret taşır. Bizim en Batıcılarımız bile son demlere kadar aruz vezninden kopamadı. Çünkü müthiş bir ahenk vardı. 20. yüzyıldan sonra bu durum değişti.

 

Eskiler okumayı çözmüştür ve bize üç türlü okumadan söz eder. İnsan kendini, Kelam-ı Kadim’i ve sözlü ayet denilen yeryüzünü okur. Bunlardan sonra yapacağımız okumalarda seçici olmamız gerekir. Sarsıntılı bir modernleşme süreci yaşadık ve hala bununla uğraşıyoruz. Bu sarsıntı Tanzimat’tan başlar. Bu yüzden okuma alanlarımızı bize mensubiyetlerimizi hatırlatacak şahsiyetlerden seçmemiz gerekir. Ama orada da kalmamamız gerekiyor. Dünyayı topyekun kuşatmak için farklı okuma alanlarına yönelmeliyiz. Okuma eylemini, olup bitenlerden sahip olunan derdin çerçevesinde şekillendirmek gerekiyor. Kendi cümleleri konuşan insan kendi olabilmiştir. Bu da bir nevi kendini okuma sürecidir.”

 

 

Sorularınız için:

 

E: tybistanbul1@gmail.com │ T: 0 212 527 75 17-18

 
1-044.jpg5-020.jpg
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.