- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
BİR İSTANBUL HASTASININ FRANKFURT NOTLARI
Frankfurt Seyahatnamesi “Bir Gününün Sonunda Arzu” şairinin nesir sahasında ustalığını gösteren metinlerden oluşmaktadır. Tanpınar’ın deyişiyle, “Hâşim’in nesri, onun rüyasıyla hayat arasında atılmış bir köprüdür.” Rasim Kırlak yazdı.
28 Ağustos 2018 Salı 15:23
"Sekiz saattir şimendiferdeyim.
Tren boş ve neşesiz.
İçim sıkılıyor."
Frankfurt Seyahatnamesi
Türk Edebiyatı’nın köşe taşlarından sayılan Ahmet Haşim’in şiirleri kadar nesirleri de önemlidir. Onun kendi şiir dünyasında yarattığı his, iklim ve renk cümbüşüne karşın nesirlerinde göze ilk çarpan şey sözü fazla yormaması, ince ve keskin bir zekânın mahsulü olmalarıdır. Tanpınar’ın deyişiyle, “Hâşim’in nesri, onun rüyasıyla hayat arasında atılmış bir köprüdür.” (Edebiyat Üzerine Makaleler, Dergâh Yayınları, 2000)
Yakup Kadri’nin, Haşim’in eserlerinin özünü oluşturan dikkat ve başkalık yönünü ifade eden şu sözleri önemlidir: “Ahmet Haşim'de mutlaka bizim bildiğimiz beş duyudan en az bir iki tane fazlası vardı. Çünkü gözleri bir manzarada bizim görmediğimiz şeyleri görüyordu. Çünkü burnu bir çiçekten bizim alamadığımız kokuları alıyordu. Çünkü kulakları bizim cansız ve sessiz sandığımız şeylerden ses alıp dinlemesini biliyordu.” (Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ahmet Haşim, İletişim Yayınları, 2016)
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.