20 Nisan 2024
  • İstanbul14°C
  • Ankara17°C

BİR VAPURUN ÇAĞIRDIKLARI

Elif SÖNMEZIŞIK AYDIN

26 Ocak 2019 Cumartesi 10:00

Eminönü-Sirkeci kıyı şeridinde toprağı hatta suyu yararcasına insan yüklüdür. İlk fotoğraflandığı günden bugüne dek her kesimden her yaştan insan kalabalığı ile haşır neşir olduğu ortadadır

Eminönü'nde, bundan yirmi-yirmi beş sene önce bile, sırtında çuvalla kalacak yer arayan Anadolu göçmenlerine rastlanırdı sık sık. Şimdilerde onlardan eser kalmadı. Tıpkı, sepetlere sığmayınca asfalta yayılan, kocaman palamutlar, lüferler gibi… ve tıpkı işlevi devamlı değişebilen kayıklar gibi… Suya bakan her belde balıkla haşır neşirdir ya… Ama şimdi balık bir tarafa balık-ekmekçiler bile artık bir resmin yansıması gibi tek boyutlu görünüyor artık.

Şimdi deyince; memleketin kıdemli ticaret hayatının yapıtaşı hamalların, büyük şehre ilk defa ayak basmış tedirgin Anadolulu arayışların yerini, ellerinde uzun sırıkların ucunda rengârenk flamamsı bir şeyler taşıyan “şefleri” (rehberleri) takip eden, aksak yürüyüşlerle ve şaşkın hâlde etrafını hazmetmeye çabalayan, içinde devasa bir medeniyetin kocaman izlerini taşıdığı belli olan bu yerin kısacık anlarla geçiştirildiğinin farkında olan, Doğulu-Batılı turist gurupları aldı.

Onunla da kalmadı.

Eskimiş, yıpranmış, varlıklı günlerinin izleri hâlâ silinmemiş valizlerini bir o tarafa bir bu tarafa çekiştiren, kimi zaman soru sormaya çekinen, şehre yeni geldiği belli Müslüman mülteci/muhacirler; artık şehre alışmış, akbil dolum makinelerinden yükselen Türkçe anonsları öğrenmiş, muhtelif toplu taşımalara tereddütsüz inen-binen, yürüyen, taksi çeviren, alışveriş eden yerleşik Ortadoğulu göçmenler ya da bağımsız turistler; işten çıkmışlar; alışverişe çıkmışlar; Mahmutpaşa'daki dükkânları bir bir yokladığı bezginliğinden anlaşılan müstakbel gelin anneleri; el emeği göz nuru kimi işlemeleri, dantelaları, oyaları anlaştığı toptancıya bırakmış ve bir miktar cüzdanını rahatlatmış işlemeci kadınlar; muhtelif semtlerden kaçıp kalabalığa karışmış ve Eminönü'nün türlü atıştırmalıklarıyla oyalananlar; atıştırmalık arayanlar için simitçiler, mısırcılar, kestane kebapçılar, envai çeşit abur cubur taşıyan el arabaları; balık ekmekçiler; kuş yemciler; önüne birkaç lira bırakılmasını bekleyen çocuk müzisyenimsiler; dilenciler; bir yüzü Valide Sultan Camii'ne (Yeni Camii) bakan alt geçidi hınca hınç dolduran, her çeşit ev ihtiyacının en ekonomik olanını ve hayatınızda görebileceğiniz en kitsch görünümlü hediyelik eşyaları satan minik esnaf;  yine simitçiler ve yine çocuklar var.

Eminönü-Sirkeci kıyı şeridinde zemin malzemesi sık denebilecek miktarda değişmiştir. Ama bu kalabalığın kıvamını pek değiştirmez.

Kimi kış günlerinde kar tipi hâlinde yağarken ve göz gözü seçemezken bile, hayaletimsi insan siluetleri puslu beyazlıkları doldurur. Böyle bir günde bile ne işi var burada bu kadar insanın derseniz, sorunun ilk muhatabı olarak hatırlı bir mazeretiniz elbette vardır.

Eminönü-Sirkeci kıyı şeridi, kullanışlı bir alandır. Ama nefes almak ya da yürüyüş yapmak için değil. Durulup dinlenmeyen bu akışa duyduğunuz hayret, içindekilere olan merakınızı galebe çalar. Memleketin en nüfuzlu insan manzarası olduğu için kullanışlıdır. Zira oradaki çeşitlilik ve gür kalabalık başka nerde vardır?

Denize bakarsanız birden iş değişir. Çok yakınlarınızda demirlemiş bir vapur bulunur illa ki. Yalnızca o sularda yüzebilir olduğu için hayran olunacak bir vapur… Yapması gerekeni devamlı layığıyla yapıp, biz iç geçirelim diye kendini sulara bırakmış hâlde poz verip acayip kalabalıkların kendisini fotoğraflamasına aldırış etmediğinden hayran olunacak bir vapur… Suların en önemli dekoru olan bir vapur…

Eminönü-Sirkeci kıyı şeridinde karadan denize bakmanın güzelliği, yürürken devamlı çoğulken denizi ve karşı kıyıyı seyrederken tekil olabilmektedir. Su üstünde yüzenlerle arkadaş eyler, anın ve manzaranın hatırasını anlamlı kılar.

Üstelik hiç işiniz gücünüz yokken onca kalabalığı yarıp o kıyı şeridinde cânım İstanbul'a sırtınızı yaslamak, bir başınıza başınızı dinlemeye yetmeyecek olduktan, iki satır tefekküre vesile olmadıktan ve Yaradan'a böyle bir kıyı şeridini yarattığı için şükretmedikten sonra ne işe yarar ki?

Yenisöz

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.