26 Nisan 2024
  • İstanbul16°C
  • Ankara19°C

KUTSAL TOPRAKLARDA KURULAN BİR HAÇLI DEVLETİ: REGNUM IERUSALEM-KUDÜS KRALLIĞI

Filistin’in eski ve ünlü şehri Kudüs veya Beytülmakdis, Yeruşalayim yahut Jerusalem, konum itibariyle, yüksekçe bir yerde, kayalık bir arazi üzerinde yer almaktadır.

Kutsal Topraklarda Kurulan Bir Haçlı Devleti: Regnum Ierusalem-Kudüs Krallığı

27 Ocak 2018 Cumartesi 10:00

Sevtap Gölgesiz Karaca / TYB Akademi 21: İsrail / Eylül 2017

Filistin’in eski ve ünlü şehri Kudüs veya Beytülmakdis[1], Yeruşalayim yahut Jerusalem, konum itibariyle, yüksekçe bir yerde, kayalık bir arazi üzerinde yer almaktadır. Şehrin bir tarafında doğuya doğru Zeytûn Dağı, diğer tarafında ise, güney istikametine doğru Sion Dağı uzanmaktadır. Ancak Kudüs, kendini çevreleyen dağlarla kıyaslandığında aslında bir vadide bulunmaktadır[2]. Remle’den sonra, Filistin’in en büyük şehri olan Kudüs[3], doğu, batı, kuzey ve güney yönlü olmak üzere dört  kapıya sahiptir[4]. Mahalleleri, sokakları dik ve yokuşlu, ayrıca zeytin ve incir ağaçlarıyla doludur[5]. Filozofların dediğine göre ise, dünyanın tam ortasında yer almaktadır[6]. Kadim geçmişi boyunca Kudüs şehri, Asur’dan Babil’e, Persler’den Roma’ya, Sâsânîler’den, Bizans’a kadar büyük güçlerin egemenliğine girmiş, bunun yanı sıra çeşitli Arap ve Türk devletlerinin hâkimiyetine dâhil olmuştur. Pek çok kez el değiştiren, bu görkemli ve bir o kadar da güzel olan şehir, Haçlıların Kudüs’ü ele geçirmesinden kısa bir süre önce, 1098 yılında Türklerin elindeyken sonrasında Fâtımîlerin hâkimiyetine girmiştir. 1095 yılında yapılan tarihî çağrı ile başlatılan Birinci Haçlı Seferi sonunda 1099 yılında ise, Haçlı egemenliğine dâhil olmuş ve Haçlı Krallığı’nın merkezi haline getirilmiştir.1099 yılında kurulan Kudüs Krallığı, 1187 yılında Selâhaddîn Eyyûbî’nin Kudüs’ü ele geçirmesine kadar  mevcudiyetini sürdürmüş ve bu tarihte Kudüs merkezli Haçlı Krallığı’nın varlığı sona ermiştir. Bundan sonra, Akkâ Krallığı yahut İkinci Krallık Devri (1191-1291) başlamıştır. Bu krallık, Kudüs krallığı kadar bölgede etkili bir güç olamamış, Akkâ gibi yıldızı parlayan bir liman şehrine sahip olmanın avantajını kullanmıştır.

            Kudüs Krallığı’nın ağırlıklı olarak bölgedeki Fâtımîler, Dımaşk Atabeyliği, Musul Atabeyliği ve Eyyûbîler gibi çeşitli devletlerle temas halinde olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra coğrafî uzaklık dolayısıyla,  az da olsa, Bizans İmparatorluğuyla siyasî açıdan ve ayrıca evlilik yoluyla ilişkiler tesis edildi. Ayrıca bölgedeki çeşitli Arap emirlikleriyle de münasebeti bulunmaktaydı. Krallık, bu siyasî oluşumlarla sadece mücadele-savaş halinde bir ilişki sürdürmedi. Kudüs kralları, çıkarları doğrultusunda zaman zaman Müslüman hükümdarlar ile ittifak da kurdular.

            Birinci Haçlı Seferi (1096-1099) sırasında Yakın Doğu’da kurulan Haçlı Devletleri[7] arasında en büyüğü olan bu devlet, ismini krallığın merkezi olan Kudüs şehrinden almaktadır. Krallık, Batı Avrupalı Hıristiyan bir azınlık tarafından yönetilmekteydi ve bu azınlık, çoğunluğu oluşturan yerli ahalinin aksine Latin-Roma yani Katolik Kilisesi’ne bağlıydı. Ayrıca çağdaşları tarafından Franklar veya Latinler (ve dolayısıyla Latin Krallığı) olarak bilinmekteydiler. Doğu Akdeniz sahil kesiminin önemli şehirlerine sahip olan krallık günümüzdeki İsrail, Filistin, Ürdün, Suriye ve Lübnan’daki pek çok yeri  içine almaktaydı. Kudüs şehrinin Haçlılar nazarında kutsallığı da bulunmaktaydı. Onlara göre, Kudüs İsa’ya aitti ve bundan dolayı oraya bir kral tayin etmek kutsala saygısızlık yapmak demekti. Fakat büyük bir Müslüman ve Mûsevî kıyımının ardından, 15 Temmuz’da ele geçirilen şehre 17 Temmuz’da bir lider seçmeye karar verdiler. Aslında bu konuda en uygun aday Toulouse Kontu ve seferin önde gelen liderlerinden Raymond de Saint-Gilles olmasına rağmen, ordunun büyük kısmı tarafından destek görmemesi dolayısıyla Aşağı Lorraine Dükü Godefroi de Bouillon, 22 Temmuz’da Kutsal Mezarın Koruyucusu[8] unvanını alarak yönetici seçildi[9].

Böylece Kudüs Krallığı’nın ilk yöneticisi, kurucusu ancak İsa’nın şehrinde kral unvanını almak istemeyen Godefroi de Bouillon oldu. Godefroi, sefere katılmadan önce aile içerisindeki miras mücadeleleri ile boğuşmaktaydı, onun tüm bu mücadelenin arasında seferi ilk ne zaman duyduğu, katılmaya kesin olarak ne zaman karar verdiği ve onu bu sefere katılmaya iten unsurun ne olduğu hakkında tahminde bulunmak zordur. Muhtemelen Godefroi’yı harekete geçiren duygu, kendi ülkesinde herhangi bir geleceğe sahip olamayacağı kaygısı ve aile mirasını kaybetmiş olmasıydı[10]. Böylece Godefroi de Bouillon, sefere katılmak için hazırlıklara başlamış ve bu amaçla ya kiliseleri yağmalamış ya da elinde kalmış olan arazilerini satılığa çıkartmıştır. Kalabalık maiyetiyle beraber Lorraine’den yola koyulmuş ve Macaristan üzerinden İstanbul’a ulaşmıştır. İstanbul’dan Kudüs’e kadar geçen süre ve yaşanan olaylar esnasında diğer Haçlı liderleri arasında pek sivrilememiştir. Hükümdarlık dönemi sadece bir yıl süren Godefroi’nın ölümünün ardından krallığın esas kurucusu ve ilk olarak kral unvanını alan kardeşi Baudouin de Boulogne (1100-1118), Kudüs Krallığı’nın başına geçmiştir. I. Baudouin, 18 yıl süren hükümdarlığı boyunca devletin sınırlarını genişletmek ve Filistin’de Haçlı nüfuzunu arttırmak için çabaladı durdu. I. Baudouin’in hükümdarlığının ardından tahtını bırakabileceği çocuğu olmadığından, uzaktan kuzeni olan Baudouin du Bourg, II. Baudouin (1118-1131) olarak tahta çıktı. Onun döneminin en önemli olayı, şövalye tarikatlerinin kurulması oldu. Ayrıca yine bu dönemde Kral II. Baudouin’in I. Baudouin kadar seferlere girişmediği, Antakya Prinkepsliği ve Urfa Kontluğu’nun iç işleriyle uğraştığı, bununla birlikte, Müslümanlar aleyhine genişlemekten ziyade onlara karşı devletinin sınırlarını savunmaya geçtiği de görülmektedir. II. Baudouin’in ölümü ile kızı Melisende,  Foulque de Anjou ile birlikte taç giydi. Onların hâkimiyetinde (1131-1143) ise,  Foulque’un halkını yönetme hususunda iyi olduğu, fakat selefleri kadar diğer Haçlı devletleri üzerinde otorite kuramadığı, ancak bir kral olarak Haçlı devletçiklerinin yardımına koştuğu ve üstüne düşen görevi bu şekilde yerine getirdiği anlaşılmaktadır. Onun ölümünden sonra Kraliçe Melisende ile evliliğinden olma  Baudouin ve Amaury isimli iki küçük oğlundan Baudouin, tahtın asıl sahibesi olan annesi tarafından ortak kral tayin edildi. III. Baudouin’in, annesi Melisende ile iktidarı paylaştığı (1143-1152) ve tek başına hâkimiyeti dönemine (1152-1162/3) gelindiğinde ise, kralın annesinin baskısına karşı hâkimiyet mücadelesini sürdüren, mücadeleci ve kararlı bir portre çizdiği ve bu meziyetleri ile en sonunda tek başına iktidar olabildiği görülür. Söz konusu dönemin en önemli olayı, İkinci Haçlı Seferi (1147-1148) ordusundaki kralların Kudüs’e gelmeleri oldu. Bununla beraber, Haçlı ordusunun Dımaşk’a karşı giriştiği sefer önemli gelişmelerdendi. Ayrıca dönemin en parlak başarısı, uzun yıllar boyunca Kudüs krallarının ele geçirmek için mücadele verdiği Askalân’ın zapt edilmesi oldu. Bunun yanı sıra III. Baudouin’in, Haçlıların Bizans ile münasebetlerini ılımlı bir hale getirmesi ve Bizans ile akrabalık ilişkileri tesis etmesi de önemli hadiselerden idi. III. Baudouin’in de çocuksuz ölmesi dolayısıyla kardeşi Amaury (1162/3-1174) krallık tacını giydi ve krallık sınırlarını genişletmek için çaba harcayan son hükümdar oldu. Onun zamanına damgasını vuran olay, Fâtımî Devleti’nin zayıflamasından ötürü, kralın devamlı surette Mısır’a karşı girişmiş olduğu seferlerdi. Amaury’nin oğlu IV. Baudouin dönemine (1174-1185) baktığımızda, krallığın artık kabuğuna çekildiğini ve kendini müdafaaya geçtiğini görmekteyiz. Kral önceleri Trablus Kontu III. Raymond’un naibliğinde, (1152-1187 yılları arasında Trablus Kontu; 1174-1187 yıllarında Taberiye Lordu ve iki kez  1174-1176 ile 1185-1186 yılları arasında Kudüs Krallık naibi), sonraları da dayısı III. Joscelin de Courtenay’in (1176-1193 yılları arasında Kudüs Krallık Seneşali) etkisi altında kaldı. Bununla birlikte, IV. Baudouin’in seleflerine nazaran, belki de (cüzzam) hastalığı dolayısıyla, diğer devletlerle ilişkilerinde daha barışçıl ve ılımlı bir politika izlediği de görülmektedir.  Kuruluşunun ardından, III. Baudouin dönemi de dâhil olmak üzere devam eden genişleme dönemi ve yayılma politikasıyla krallık, günümüzdeki Lübnan’dan Mısır’a kadar olan topraklarda hâkimiyet tesis etti. Son olarak da, Sibylle’in ilk kocasından olma oğlu Baudouin, yine Trablus Kontu III. Raymond’un nâipliği altında Küçük Kral V. Baudouin (1185-1186) olarak tahta çıktı. Ardından, Selâhaddîn’in Kudüs’ü  fethini de içeren, Sibylle ve Guy de Lusignan dönemi ile krallık son buldu. Böylece, bölgede önemli bir güç olan Kudüs merkezli krallık  ve  Batı dünyası için, 1187 yılındaki Hittîn Savaşı (4 Temmuz 1187) bir dönüm noktası oldu. Selâhaddîn’in Kudüs Krallığı’na ait ellinin üzerinde şehri ve civar yeri, ardından da devletin merkezi Kudüs’ü fethiyle (Ekim 1187) krallık sona erdi[11].

       Krallığın idarî, sosyal ve ekonomik durumuna baktığımızda, bütün yapılanmanın  Haçlıların etrafında şekillendiği görülmektedir. Politik açıdan ve özellikle şehirdeki üstünlük bakımından Haçlıların siyasî erki elinde bulunduran grup olduğu anlaşılmaktadır. Yönetim şekli açısından da verasete dayanan bir krallık olarak karşımıza çıkmaktadır. Bazı zamanlar Kudüs kralı, diğer tüm  Haçlı devletlerinin de üzerinde bir otoriteye sahip olarak kabul edilmekteydi. Ancak genel olarak resmiyete dökülmüş bir durum yoktu ve bu devletçikler krallığın bir parçasını oluşturmamaktaydılar. Krallığın idarî merkezi 1187’ye kadar Kudüs idi. Krallık, Orta Çağ Avrupası’nın feodal özelliklerini bünyesinde barındırsa da bulunduğu coğrafyanın şartlarından etkilenmiş gözükmekteydi. Ekonomik yönden de son derece şanslı bir durumdaydılar. Haçlılar, XI. yüzyıl sonlarında Filistin’e geldiklerinde, karşılarında son derece zengin ve verimli topraklar buldular. Burada Sûr ve özellikle XIII. yüzyılda dünya ticaretinin merkezi haline gelecek olan, İstanbul ve İskenderiye ile yarışacak vaziyetteki Akkâ gibi geniş ve zengin limanlarla karşılaştılar. Hâkim oldukları topraklarda, Avrupa’da tüketilen şekerin çoğunu oraya ihraç eden büyük bir baharat ve ayrıca önemli bir köle pazarı bulunmaktaydı. Aynı zamanda sahip oldukları mevcut limanları daha da genişlettiler ve ticareti teşvik için çoğu İtalyan olan tüccarlara ayrıcalıklar verdiler. Haçlıların kontrolü altında olduğu zaman zarfında (1099-1187 ve 1228-1244) Kudüs’ün demografik ve ekonomik açıdan özel bir durumu vardı. Ayrıca burası bir hac ve yönetim merkeziydi. Şehir, XII. yüzyıl boyunca daha çok Latinlere, diğer Doğulu Hıristiyan mezheplerinin üyelerine ve geçici olarak da Batı’dan gelen hacılara ev sahipliği yaptı. Bununla beraber, Müslümanların ve Yahudilerin şehirde oturmaları yasaktı. Şehrin idaresi Haçlıların elinde olsa da Filistin’in toplam nüfusu içinde hiçbir zaman çok büyük bir oranı oluşturamadılar. Toplumsal açıdan yerel ahali ile kaynaştıkları ve bölgenin yerel unsurlarına fazlasıyla uyum sağladıkları da anlaşılmaktadır. Zira Doğu’ya gelen Batılılar, Haçlıların alışkanlıkları bakımından yerli unsulardan çok fazla etkilendikleri konusunda şikâyet etmekteydiler. Bir noktaya kadar bu suçlamalarda haklılık payı bulunmaktaydı. Çünkü Haçlılar, yerel tarzda giysiler giyip yerel yemekler yemekteydiler. Bunun da ötesinde, bölgedeki yerel unsurlarla anlaşmalar yapıp bazen onlarla dostluk da kurabilmekteydiler. Buna rağmen çok az Haçlı Arapça öğrenmekte, büyük çoğunluğu Fransızca konuşmakta ve yazı dili olarak da Latinceyi kullanmaktaydılar. Bununla birlikte, Latin Kilisesi’ne bağlı kalmaya özen göstermekteydiler. Onlar devamlı olarak Müslüman hükümdarlar ile siyasî ya da ticarî ittifaklar yapmakta, fakat bunu krallığın bekası için gerçekleştirmekteydiler. Ayrıca kasabalı kesim ile yerli Hıristiyan ahali ve hatta İslâmiyet’ten dönenler ile de evlilik gerçekleştirmekteydiler. Ancak yönetici sınıf yalnızca Frank, Bizanslılar, Ermeniler ya da Avrupa’dan gelenler ile evlenmekteydi. Kudüs ve civarında yaşayan yerli halk açısından, özellikle krallığın kurulmasından sonra Müslümanların, Mûsevî ve Doğulu Hıristiyanların durumuna baktığımızda, onlar için bölgede Haçlı hâkimiyeti altında yaşamanın çok kolay olmadığı anlaşılmaktadır. Zira burada Latin hiyerarşi ve organizasyonunun kurulmasından sonra, Katolik Hıristiyanlık ağırlıklı olarak ön plana çıkmıştır[12]. Böylece,  88 yıl kutsal topraklarda hüküm  sürmüş Kudüs merkezli bu krallık aslında Orta Çağ’da Avrupa kolonizasyon hareketinin önemli örneklerinden biri, en önemli temsilcisi ve simgesi olmuştur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAKÇA

 

Albertus Aquensis, Liber Christianae Expeditionis pro ereptione et Restitutione Sanctae Hierosolymitanae Ecclesiae, RHC Occ IV, Paris 1879, s. 265-713; ed. ve İng. terc. Susan B. Edgington, Albert of Aachen: Historia Ierosolimitana, History of the Journey to Jerusalem, Oxford 2007.

Andressohn, John Carl, The Ancestry and Life of Godfrey of Bouillon, (Tekrar Basım), Bloomington 1972.

Asbridge, Thomas, Haçlı Seferleri, İng. terc. Ekin Duru, İstanbul 2014.

Demirkent, Işın, Haçlı Seferleri, İstanbul 1997.

———, “Kudüs Haçlı Krallığında Devlet İdaresi”, Haçlı Seferleri Tarihi Makaleler-Bildiriler-İncelemeler, yay. haz. Ebru Altan, İstanbul 2007, s. 249-259.

 ———, “Kudüs (Haçlılar dönemi)”, DİA, C. 26, Ankara 2002, s. 329-332.

Fetellus, açıklama ve İng. terc. J. R. Macpherson, Palestine Pilgrims’ Text Society, Londra 1896.

Fulcherius Carnotensis, Gesta Francorum Iherusalem peregrinantium, RHC Occ III, Paris 1866, s. 311-485; İng. terc. R. Ryan,  Fulcher of Chartres. A History of the Expedition to Jerusalem 1095-1127, Knoxville 1969.

Gesta Francorum et aliorum Hierosolimitanorum, RHC Occ, III, Paris 1866, s. 119-163, ed. ve İng terc. Rosalind Hill, The Deeds of the Franks and other Pilgrims to Jerusalem, Londra 1962.

Guibertus Abbatis, Gesta Dei Per Francos, RHC Occ IV, Paris 1879, s. 113-263; İng. terc. Robert Levine, The Deeds of God through the Francos, Woodbridge, Suffolk 1997.

Harman, Ömer Faruk,  “Kudüs”, DİA, C. 26, Ankara 2002, s. 323-327.

İbn Havkal, Kitâbu Sûretü’l-Arz, Beyrut 1992; İbn Havkal, 10. Asırda İslâm Coğrafyası, Türkçe terc. Ramazan Şeşen, İstanbul 2014.

John of Würzburg, Description of the Holy Land by John of Würzburg, İng. terc. Aubrey Stewart, PPTS, Londra 1890.

Küçüksipahioğlu, Birsel, Trablus Haçlı Kontluğu Tarihi, İstanbul 2007.

Murray, Alan. V., The Crusader Kingdom of Jerusalem A Dynastic History 1099-1125, Oxford 2000.

———, “Godefroi de Bouillon”, The Crusades An Encyclopedia, ed. A. V. Murray, II, Oxford 2006, s. 533-535.

———, “Raymond III of Tripoli (d. 1187)”, The Crusades An Encyclopedia, ed. A. V. Murray, IV, Oxford 2006, s. 1007-1008.

———, “Joscelin III of Courtenay”, The Crusades An Encyclopedia, ed. A. V. Murray, II, Oxford 2006, s. 698-699.

Murray, A. V.,- Helen Nicholson, “Jerusalem, (Latin) Kingdom of”, The Crusades An Encyclopedia, ed. A. V. Murray, II, Oxford 2006, s. 662-672.

Nâsır-ı Husrev, Sefernâme, Türkçe terc. Abdülvehhab Tarzî, İstanbul 1994.

Ordericus Vitalis, Historia Ӕcclesiastica, ed. ve İng. terc. M. Chibnall, The Ecclesiastical History of Orderic Vitalis, I-VI, (Tekrar Basım), Oxford 2002-2004.

Petrus Tudebodus, Historia de Hieorosolymitano Itinere, RHC. Occ III,  Paris 1866, s. 1-117; İng.terc. J. H - L. L Hill, Peter Tudebode, Philadelphia 1974.

Prawer, Joshua, The Latin Kingdom of Jerusalem: European Colonialism in the Middle Ages, Londra 1972.

Radulphus Cadomensis, Gesta Tancredi in expeditione Hierosolymitana, RHC Occ III, Paris 1866, s. 587-716; İng. terc. Bernard S. Bachrach-David S. Bachrach, The Gesta Tancredi of Ralph of Caen A History of the Normans on the First Crusade, Aldershot, Ashgate 2005.

Raimundus Aguilers, Historia Francorum Qui ceperunt Jerusalem RHC Occ III, Paris 1866, s. 231-309; İng. terc. J. H. Hill- L. L. Hill, Raymond d’Aguilers, Philadelphia 1968.

Robertus Monachus, Historia Iherosolimitana, RHC Occ III, Paris 1866, s. 717-882; İng. terc. Carol Sweetenham, Robert the Monk’s History of the First Crusade, Aldershot, Ashgate 2005.

Runciman, Steven, Türkçe terc. Fikret Işıltan, Haçlı Seferleri Tarihi, C. I-II, 2. ve 3. Baskı, Ankara 1992-1998.

Wilbrand von Oldenburg, Filistin ve Küçük Asya’ya Seyahat, Türkçe terc. Mehmet Ersan, İzmir 2000.

Willelmus Malmesbiriensis, Gesta Regum Anglorum, ed. ve İng. terc.  R. A. B. Mynors-R. M. Thomson-M. Winterbottom, The History of the English Kings, I-II, Oxford 1998-1999.

Willermus Tyrensis, Historia Rerum in partibus transmarinis gestarum, RHC Occ I, Paris 1844, s. 1 vdd; açıklama ve İng. terc. E. A. Babcock ve A. C. Krey, A History of Deeds done Beyond the Sea, I-II, New York 1943.

 


[1]Ömer Faruk Harman, “Kudüs”, DİA, C. 26, Ankara 2002, s. 323.

[2]Wilbrand von Oldenburg, Filistin ve Küçük Asya’ya Seyahat, Türkçe terc. Mehmet Ersan, İzmir 2000, s. 59.

[3]İbn Havkal, Kitâbu Sûretü’l-Arz, Beyrut 1992, s. 158; karş. İbn Havkal, 10. Asırda İslâm Coğrafyası, Türkçe terc. Ramazan Şeşen, İstanbul 2014, s. 149.

[4]Fetellus, açıklama ve İng. terc. J. R. Macpherson, Palestine Pilgrims’ Text Society, Londra 1896, s. 1.

[5]Nâsır-ı Husrev, Sefernâme, Türkçe terc. Abdülvehhab Tarzî, İstanbul 1994, s. 30-31.

 [6]John of Würzburg, Description of the Holy Land by John of Würzburg, İng. terc. Aubrey Stewart, PPTS, Londra 1890, s. 9-10.

[7]1098 yılında Urfa Kontluğu ve yine aynı yıl Antakya Prinkepsliği; 1109 yılında ise Trablus Kontluğu kurulmuştur.

[8]Advocatus Sancti Sepulchri.

[9]Alan V. Murray-Helen Nicholson, “Jerusalem, (Latin) Kingdom of ”, The Crusades An Encyclopedia, ed. A. V. Murray, II, Oxford 2006, s. 662.

[10]A. V. Murray, The Crusader Kingdom of Jerusalem A Dynastic History 1099-1125, Oxford 2000, s. 38; aynı yazar, “Godefroi de Bouillon”, The Crusades An Encyclopedia, ed. A. V. Murray, II, Oxford 2006, s. 534. Steven Runciman,  onu harekete geçiren unsurlardan birinin dinî hisleri olduğunu ifade eder. Ancak Thomas Asbridge, Godefroi’nın papanın en azılı düşmanlarından biri olduğunu dile getirir. Bununla birlikte, Aşağı Lorraine Dükü unvanı taşımasına rağmen, bölgede gerçekten bir hâkimiyet kuramamış olduğunu belirtir. Haça sarılmasının esas sebebinin de kutsal topraklarda yeni bir hayata başlama düşüncesinden kaynaklandığını dile getirir. Türkçe terc. Fikret Işıltan, Haçlı Seferleri Tarihi, C. I, 3. Baskı, Ankara 1998, s. 112. Ayrıca bkz. Thomas Asbridge, Haçlı Seferleri, İng. terc. Ekin Duru, İstanbul 2014, s. 65; John Carl Andressohn, The Ancestry and Life of Godfrey of Bouillon, (Tekrar Basım), Bloomington 1972, s. 27-46.

[11]Kudüs Krallığı ile alakalı Haçlı, İslâm, Bizans, Ermeni ve Süryânî kaynağı olmak üzere pek çok Orta Çağ kaynağı bulunmaktadır. Ancak burada hepsini zikredemeyeceğiz. Özellikle, Birinci Haçlı Seferi ve krallığın siyasî tarihi ile ilgili olarak belli başlı ana kaynaklardan alfabetik sırayla şu Haçlı kaynaklarına bakılabilir: Albertus Aquensis, Liber Christianae Expeditionis pro ereptione et Restitutione Sanctae Hierosolymitanae Ecclesiae, RHC Occ IV, Paris 1879, s. 265-713; ed. ve İng. terc. Susan B. Edgington, Albert of Aachen: Historia Ierosolimitana, History of the Journey to Jerusalem, Oxford 2007; Fulcherius Carnotensis, Gesta Francorum Iherusalem peregrinantium, RHC Occ III, Paris 1866, s. 311-485; İng. terc. R. Ryan,  Fulcher of Chartres. A History of the Expedition to Jerusalem 1095-1127, Knoxville 1969; Gesta Francorum et aliorum Hierosolimitanorum, RHC Occ, III, Paris 1866, s. 119-163, ed. ve İng. terc. Rosalind Hill, The Deeds of the Franks and other Pilgrims to Jerusalem, Londra 1962; Guibertus Abbatis, Gesta Dei Per Francos, RHC Occ IV, Paris 1879, s. 113-263; İng. terc. Robert Levine, The Deeds of God through the Francos, Woodbridge, Suffolk 1997; Ordericus Vitalis, Historia Ӕcclesiastica, ed. ve İng. terc. M. Chibnall, The Ecclesiastical History of Orderic Vitalis, I-VI, (Tekrar Basım), Oxford 2002-2004; Petrus Tudebodus, Historia de Hieorosolymitano Itinere, RHC. Occ III,  Paris 1866, s. 1-117; İng. terc. J. H - L. L Hill, Peter Tudebode, Philadelphia 1974; Radulphus Cadomensis, Gesta Tancredi in expeditione Hierosolymitana, RHC Occ III, Paris 1866, s. 587-716; İng. terc. Bernard S. Bachrach-David S. Bachrach, The Gesta Tancredi of Ralph of Caen A History of the Normans on the First Crusade, Aldershot, Ashgate 2005; Raimundus Aguilers, Historia Francorum Qui ceperunt Jerusalem RHC Occ III, Paris 1866, s. 231-309; İng. terc. J. H. Hill- L. L. Hill, Raymond d’Aguilers, Philadelphia 1968; Robertus Monachus, Historia Iherosolimitana, RHC Occ III, Paris 1866, s. 717-882; İng. terc. Carol Sweetenham, Robert The Monk’s History of the First Crusade, Aldershot, Ashgate 2005; Willelmus Malmesbiriensis, Gesta Regum Anglorum, ed. ve İng. terc.  R. A. B. Mynors-R. M. Thomson-M. Winterbottom, The History of the English Kings, I-II, Oxford 1998-1999; Willermus Tyrensis, Historia Rerum in partibus transmarinis gestarum, RHC Occ I, Paris 1844, s. 1 vdd; açıklama ve İng. terc. E. A. Babcock ve A. C. Krey, A History of Deeds done Beyond the Sea, I-II, New York 1943. Ayrıca bkz. Steven Runciman, Türkçe terc. Fikret Işıltan, Haçlı Seferleri Tarihi, C. I-II, 2. ve 3. Baskı, Ankara 1992-1998; Işın Demirkent, Haçlı Seferleri, İstanbul 1997; aynı yazar, “Kudüs (Haçlılar dönemi)”, DİA, C. 26, Ankara 2002, s. 329-332; Birsel Küçüksipahioğlu, Trablus Haçlı Kontluğu Tarihi, İstanbul 2007, s. 174 vd; A. V. Murray-H. Nicholson, “Jerusalem, (Latin) Kingdom of ”, s. 662 vd; Alan V. Murray, “Raymond III of Tripoli (d. 1187)”, The Crusades An Encyclopedia, ed. A. V. Murray, IV, Oxford 2006, s. 1007-1008; aynı yazar, “Joscelin III of Courtenay”, The Crusades An Encyclopedia, ed. A. V. Murray, II, Oxford 2006, s. 698-699.

[12]A. V. Murray-H. Nicholson, “Jerusalem, (Latin) Kingdom of ”, s. 670-671. Ayrıca bkz. Joshua Prawer, The Latin Kingdom of Jerusalem: European Colonialism in the Middle Ages, Londra 1972; Işın Demirkent, “Kudüs Haçlı Krallığında Devlet İdaresi”, Haçlı Seferleri Tarihi Makaleler-Bildiriler-İncelemeler, yay. haz. Ebru Altan, İstanbul 2007, s. 249-259.

KUDÜS KRALLIĞI HARİTASI

sevtap1.jpg

madabaharita.jpg

Madaba Mozaik Haritası

davud.jpg

Dâvûd Kulesi-Kudüs Surları

kudushac.jpg

Kudüs Haçı

klise.jpg

Kutsal Mezar Kilisesi

kubbetus.jpg

Kubbetü’s-Sahre

aglamaduvari.jpg

Ağlama Duvarı

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.