20 Nisan 2024
  • İstanbul13°C
  • Ankara10°C

MEHMED AKİF MISIR'A NEDEN GİTMİŞTİ?

M. Ertuğrul Düzdağ'ın ''Mehmet Akif - Mısır Hayatı ve Kuran Meali'' isimli eseri, Akif hakkında birçok bilinmeyeni aydınlığa kavuşturan nitelikli bir yapıt. Yusuf Tunçbilek yazdı.

Mehmed Akif Mısır'a neden gitmişti?

28 Mart 2016 Pazartesi 14:56

Mehmet Akif Ersoy, Türkiye’nin “milli şairi” olan, fakat ömrünün son senelerinin büyük kısmını Mısır’da geçirmek zorunda kalan yüce şahsiyet... O, her mekanda ve organizasyonun başlangıcında okunan İstiklal Marşı’nın ilgisizlikle ölen yazarı...

Mehmet Akif Ersoy denildiği zaman, konu hakkında çalışmalarıyla akla ilk gelen isim M. Ertuğrul Düzdağ'dır. Onun Şule Yayınları tarafından basılan “Mehmet Akif Mısır Hayatı ve Kuran Meali” isimli eseri de birçok bilinmeyeni aydınlığa kavuşturan nitelikli bir yapıt.

Mehmet Akif Ersoy’un Mısır’daki hayatı ve Kuran Meali gibi konular geçmişten bu yana satır aralarında geçen ve merak uyandıran önemli konular olagelmiştir. M. Ertuğrul Düzdağ da eserinde bu gibi meseleleri, Müderris İhsan EfendiŞeyhülislam Mustafa Sabri Efendi,İbrahim Sabri BeyAli Ulvi Kurucu gibi isimlerin hatıraları ve mektuplarıyla açmaya çalışıyor.

Mehmet Akif neden Mısır'a gitti?

Mehmet Akif yıl 1920’i gösterirken Anadolu’daki Milli Mücadele’ye destek için İstanbul’dan ayrılmıştı. Düşman vatandan çıkarıldığında Ankara’dan İstanbul’a geri döndü (1923).Abbas Halim Paşa’nın davetleri üzerine 1925 yılına kadar kışları Mısır’da yazları İstanbul’da geçirdi. 1925’in sonlarına doğru Türkiye’den Mısır’a gitti, on bir sene de geri dönmedi... Herkesin bildiği bu hadise nasıl gelişti?

Dindar kişiliğiyle öne çıkan Mehmet Akif, şapka kanunu sonrası bir zamanda vatanından ayrıldığı için “şapka kanuna muhalif” olduğu gibi iftiralara maruz kalmıştı. M. Ertuğrul Düzdağ kitapta iddiaların yanlış olduğunu, Ruhi Naci’nin hatıratında Mehmet Akif’in kanundan hemen sonra şapkalı göründüğünü yazdığını ifade eder.

M. Ertuğrul Düzdağ’ın araştırmaları bugün net bir şekilde gösteriyor ki Mehmet Akif Ersoy, kurtuluşuna gayret ettiği vatanının polisleri tarafından taciz edilecek denli takip edilmesi başta olmak üzere, işsiz bırakılıp meclisten uzaklaştırılması, bir emeklilik maaşının bile ona çok görülmesi, yani özetle yaşam hakkının elinden alınması dolayısıyla Mısır’a gitmiştir.

Her ne kadar ardından “Türkiye’de kalıp direnebilirdi” diye eleştiriler yapılsa da M. Ertuğrul Düzdağ, böyle bir şeyin gerçekleşmesi durumunda bunun ilk önce “İstiklal Marşı” ve “Safahat” gibi eserlere zarar vereceğini ve dolayısıyla dönemin şartları açısından Mehmet Akif’in Mısır’a gitmesinin doğru bir karar olduğunu belirtiyor.

Hasan el-Benna ile de tanıştı

Mehmet Akif’in Mısır’da geçirdiği günlerinde maddi ve manevi destekler veren en önemli isim Said Halim Paşa’nın kardeşi Abbas Halim Paşa idi. Mehmet Akif oradaki ilk yıllarında inzivaya çekilmiş, Kahire’nin uzağında kalan Hilvan köyünde sessiz sakin bir hayat yaşamaktaydı.

Fakat Mehmet Akif’in orada konforlu bir hayat yaşadığı söylenemez. Düzenli bir geliri olmadığından mahalledeki kasaptan eczaneye kadar bütün esnafa borçlanmıştı. Dostlarından mizacı gereği utana sıkıla borçlar istemişti. Farklı hatıratlardan yola çıkıldığında görülüyor ki kendisine yardımcı olan Abbas Halim Paşa’ya da durumunu anlatmaz, ondan çok şey istememiştir.

Daha sonra (1929) Abdulvehhap Azzam isimli müderris vasıtasıyla haftanın iki günü Kahire’deki Darülfünun’da Edebiyat Şubesi’nde Lisan-ı Türki müderrisliği yapmaya başladı. Ayrıca Abdulvehhap Azzam isimli zatın evinde birçok toplantılar yapılmış, Mısır’ın önemli insanları –ki aralarında Hasan el-Bennada vardır- Akif’i burada tanımıştır.

Mehmet Akif Ersoy ders vermek için şehrin merkezine gittiği haftanın iki gününde çevrede okuyan Türk öğrencilerle görüşmeyi ihmal etmiyordu. Muhabbetinin en sağlam olduğu öğrenci ise Ekmeleddin İhsanoğlu’nun babası Yozgatlı İhsan Efendi idi. İşte akıbeti tartışma konusu çalışması Kuran Meali’ni de İstanbul’a geri dönerken ona emanet etmişti.

Vatanından ayrı kalmanın burukluğu ile yaşıyordu

Mehmet Akif Ersoy, Mısır hayatının önemli bir bölümünü inziva ile geçirmişti. Onun en yakın dostu Kuran-ı Kerim’di. Küçük yaşında hafız olan Mehmet Akif, Mısır’da -oğluyla kıldığı hatimli teravihler ve Kuran meali çalışmalarından- kendi deyişiyle “demir hafız” olmuştu.

Mehmet Akif’in Mısır’daki yıllarını verimsiz geçirdiği yönündeki iddialar da asılsızdır. Kendisi Mısır’da bulunduğu zamanda toplam 34 şiir yazmıştır. Ne yazık ki yayınlanamayan Kuran Meali çalışması üzerine de yıllarca emek vermişti.

O, kurtuluşuna öncülük ettiği vatanından ayrı kalmanın burukluğu ile yaşıyordu. Yıllar 1935’i gösterirken Mehmet Akif hastalığına iyi gelir düşüncesiyle Lübnan ve Antakya (Hatay) gezileri yaptı. Fakat şifa bulamayınca vatan hasretiyle İstanbul’a geri döndü (1936).

Polis korkusu ve Mısır’a geri gönderirler endişesinden Mehmet Akif’i sadece on kişi karşılayabilmişti. Siroz ve kanser teşhisi konulan Akif, kendisine her daim destek olan Abbas Halim Paşa’nın Beyoğlu’ndaki Mısır Apartmanı’na yerleşti. Ömrünün son zamanları burada geçti.

 

Devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/23548/mehmed-akif-misira-neden-gitmisti.html

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.