19 Nisan 2024
  • İstanbul14°C
  • Ankara21°C

MESNEVİ'DE 'ÖĞRETME' TEKNİĞİ

Namık AÇIKGÖZ

06 Aralık 2018 Perşembe 10:00

Önce Mesnevî’nin önemine parmak basalım.

Türk kültürünün en köklü metinlerinden birisi Mevlânâ Celaleddin-i Rûmî (30 Eylül 1207-17 Aralık 1273)’nin Mesnevî’sidir. (“Mesnevî Farsça’dır; nasıl oluyor da Türk kültürünün metinlerinden biri oluyor?” zevzekliği derekesinde bir bakış açınız varsa, yazıyı okumayınız.) 13. Yüzyılda yazılan Mesnevî,  kendinden önceki ve kendi zamanındaki Türk, Arap ve Fars coğrafyasının dinî-tasavvufî  “konserve metni”dir.

Önce “konserve metin” kavramını açıklayalım…

“Konserve metin”, kendisinden önceki dönemlere ait pek çok unsuru içinde barındıran, kendi zamanında ve sonraki dönemlerde içinde barındırdıkları ile toplumların gelişmesine katkıda bulunan metin demektir. Şüphesiz her metnin toplumsal etkisinin olması beklenir ama “konserve metinler”, tarih ve coğrafya kadar kültürel skala genişliği olan metinler olup pek çok toplumsal ve kültürel kodu bünyesine dahil eden metinlerdir.

Bu açıdan bakıldığında, Mesnevî, geniş bir coğrafyada (Orta Asya’dan Anadolu’ya, Kazan’dan Yemen’e kadar)  oluşan kültürel birikimden faydalanarak teşekkül eden bir metindir ve tabii ki merkezinde İslamiyet vardır. İslamiyet ise tasavvufî yönüyle yorumlanmıştır. Yani ilâhî cümlelerin (âyet, nass, dogma) beşerî cümlelere ve algıya dönüştürülmesiyle oluşturulan yöntemle yorumlanmıştır. Temelinde tevhid akidesinin bulunan bu metin, Mevlânâ’nın yorumuyla kendi çağına ve daha sonraki çağlara bilgi aktarılmasını sağlamıştır.  Kısaca, Mevlânâ bilgileri toplamış ve yorumlamış; sonraki kuşaklara aktarılmasına yardımcı olmuştur.

Devamı: http://www.enpolitik.com/kose-yazisi/2692/mesnevide-ogretme-teknigi.html

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.